Dünyada, Türkiye’de ve şehirler bazında muhalefet anlayışının objektif olarak tanımını ortaya koyabilmek için, Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘’ Bence muhalefet hürmete değerdir. Çünkü o da bir araştırma, bir görüş bileşkesidir. Fakat edilecek itirazlar makul ve anlayışlı ve meşru sebeplere dayanmazsa muhalefet değersiz olur.’’ sözünü şiar edinmemiz tartışılmaz bir gerekliliktir.
ŞUNUN ALTINI ÇİZMEMİZ GEREKİYOR;
Pandemi sonrası gelinen süreçte, bir ülkenin Yeni Dünya’da bir rol kapabilmesi için sadece güçlü iktidara değil, aynı zamanda etkin muhalefete de sahip olması gerektiğine şahitlik ediyoruz. Ancak, Parlamenter ya da Başkanlık sistemlerinde muhalefetin zayıflığı tek parti ya da lider iktidarına yol açıyor.
Ülkelerin geleceği zayıflayan hükümetten daha çok, muhalefetin performansına bağlıdır. Türkiye’de muhalefet aktörlerinin, toplumun beklentilerine karşılık vermede ve ülkeyi yönetme iddialarına inandırıcılık kazandırmada ne kadar başarılı olduğunu şu örnekle açıklamak isterim.
MUHALEFET PARTİLERİ KENDİLERİYLE ÇELİŞİYORLAR
CHP’nin başını çektiği 6’lı masayı oluşturan liderler, ülke olarak yaşamakta olduğumuz sorunları neredeyse tamamen tek adam yönetimine ve o adamın yanlışlarına bağlıyorlar; bu yüzden de o değiştirildiği takdirde her şeyin hemen düzeleceğini iddia ediyorlar. Türkiye’yi yönetirken ‘Güçlendirilmiş parlamenter sistem istiyoruz’ diyorlar. Temel söylem, ‘’BAŞKANLIK SİSTEMİ’’ sona ermeli.
PEKİ BU LİDERLER PARTİLERİNİ BAŞKANLIK SİSTEMİYLE YÖNETMİYOR MU?
Şu bir gerçek ki; Türkiye’nin yeni bir paradigmaya ihtiyacı var. Muhalefetin, ağırlıklı olarak iktidarın ekonomik, sosyal politikalarının başarısızlıklarını ve başkanlık sistemini eleştirmeyi merkeze alan ve “biz daha iyi yönetiriz” mesajı üzerinden güven yaratmayı öngören stratejisi maalesef çelişkiler taşıyor.
6’lı masayı oluşturan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve diğer partilerin ‘BAŞKANLIK’ sistemine muhalefet etmeden önce, şu soruları yanıtlaması gerekiyor mu?
Başkanlık sisteminin yanlış olduğunu düşünüyorsanız neden kendi PARTİ TÜZÜĞÜNÜZÜ değiştirmiyorsunuz?
Tüzüğünüze neden ‘GENEL BAŞKANLARI ÜYELER SEÇER’’, ‘‘MİLLETVEKİLLERİNİ ÜYELER BELİRLER’’ diye yazmıyorsunuz? Grup başkanlarınızı dahi milletvekilleri belirlemiyor.
Partilerinizde milletvekilleri ve belediye başkan adayları GENEL BAŞKANLARIN TEK CÜMLESİYLE belirlenmiyor mu?
Muhalefet partilerinin kendi içerisinde dahi parlamenter ve demokratik sistemi benimsemeden ‘Başkanlık sistemini’’ kaldıracağız demesi ülkemizin muhalefet vizyonunu yaralıyor. Burada, Ak Parti ve MHP’yi ayrı tutuyorum. Her iki partide başkanlık sistemi anlayışı ile yürütülüyor, ama zaten bu sistemi de savunuyorlar.
CHP MUHALEFET ANLAYIŞINI DEĞİŞTİRMELİ
Ülkemizin ana muhalefet partisi CHP, bu anlayışla muhalefet yapmaya devam ederse 2023 yılında da büyük hayal kırıklığı yaşar.
MESELA;
Son yıllarda, “adaları Yunan’a verdiler; tank palet fabrikasını sattılar; Süleyman Şah Türbesini kaçırdılar” gibi ucuz popülist argümanların pragmatik açıdan da işlevsel olmadığını, hayli etkisiz kaldığını kabul etmek gerekir. Ağırlıklı olarak yönetimin hatalarına dayanan; pahalılık, işsizlik, israf, yolsuzluk, ehliyetsizlik üzerine yoğunlaşan ve “biz iyi yönetiriz” çerçevesine sıkışmış bir söylemlerde sonuç vermiyor.
Güven yaratmak sadece eleştirmekten ve “biz düzeltiriz” taahhüdünden geçmiyor. Seçmenler sorunların farkında. Güven yaratmak; sorunları nasıl aşacağını ikna edici biçimde anlatmaktan ve buna gücünün yeteceğine inandırmaktan geçiyor. Yani ciddi bir muhalefet vizyonu gerekiyor.
MUHALEFET VİZYONU YERELDE DE FARKLI DEĞİL
Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP’nin, genel siyasetteki sonuç vermeyen ve AK Parti’yi 20 yıldır iktidarda tutan muhalefet anlayışının, yerel siyasetteki yansımasını tarif etmek için size Gaziantep’ten iki örnek vereceğim.
ŞEHİTKAMİL BELEDİYESİ VE BİR VATANDAŞIN EYLEMİ
Gaziantep Şehitkamil İlçesi’nde ikamet eden Hasan Bodur isimli bir vatandaş kentsel dönüşüm mağduru olduğunu ileri sürerek günlerdir eylem yapıyor. Kamu görevi yapan biz gazetecilerin asli görevlerinden birisi de bu tür mağduriyetleri kamuoyuna taşımaktır.
Bu nedenle konuyu detaylarıyla araştırdım. Tabi bu süreçte Gaziantep CHP teşkilatının mensupları konuyu araştırmadan, vatandaşın verdiği bilgileri teyit etmeden belediye önünde basın toplantısı yaparak, ‘Mağdur’ var diye haykırdılar. Bu süreçte AK Parti İl ve İlçe Başkanları da konun detaylarını içeren açıklamalar yaptılar.
PEKİ GERÇEKTE BİR MAĞDURİYET VAR MI?
Muhalefet ve iktidarı karşı karşıya getiren bu olayı, hem belediye yetkililerinden hem de kentin ilgili oda başkanlarından teyit ettim.
Gaziantep’in Şehitkamil İlçe Belediyesi “İpekyolu Kentsel Dönüşüm Proje Alanı” kapsamında kalan bölümde kamulaştırma yapıyor. 1174 adet bina rayiç bedeller ödenmek sureti ile kamulaştırılıyor. Buradaki vatandaşlara Seyrantepe ve Zeytinlik Mahallelerinde ev alma fırsatı da sunuluyor. Velhasıl belediye vatandaşlarla gönül rızasıyla, helalleşerek kamulaştırmayı yapıyor. Hasan Bodur isimli vatandaş ise, miras kalan evleri için yasal mevzuat ve yargı kararları dışında farklı bir ücret istiyor. Davalar açıyor ve ret ediliyor. Sonrada eylemlere başlıyor. CHP Gaziantep teşkilatından bazı isimlerde, ‘’Kardeşim sen eylem yapıyorsun destek istiyorsun ama bak 1174 kişinin mülküne de aynı şekilde kamulaştırma yapılmış. Belediye sana nasıl ayrıcalık yapsın?’’ diyeceklerine belediye önünde yeni bir eylem yapıyorlar. Sonuçta, belediye yetkilileri de bir açıklama yaparak konunun detayını anlatınca, kentteki siyasi partiler arasında geneldeki gibi kısır bir atışma başlıyor. Bu muhalefetin, başkanlık sistemiyle yönetilen partilerin, başkanlık sistemine karşı çıkmasıyla ne farkı var!
BİR ÖRNEKTE NURDAĞI’NDAN
Gaziantep Nurdağı İlçesine uzun yıllardır özlemle beklenen Şehirlerarası Otobüs Terminali yapılacak. Bu konuda gerekli kamulaştırmalar ve ödenekler çözüldükten sonra Nurdağı Belediye Başkanı Ökkeş Kavak, emeği geçen kent yöneticilerini davet ederek, Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin yerini gösteriyor ve belediye araçları da bölgede araziyi düzeltiyor. Ortada ne müteahhit var ne de bir beton dökülüyor. Sadece sembolik olarak işe başlamanın startı veriliyor.
Bakın olay bu kadar net.
Ama CHP’li Şahinbey Belediyesi Meclis üyesi Uğur Kalkan, sosyal medya hesabından ‘’İhale yapılmadan temel atılıyor’’ şeklinde paylaşım yapıyor. Uğur Kalkan, CHP Gaziantep teşkilatında her zaman takdir ettiğim bir isimdir. Ve zaman zaman çok önemli konuları gündeme getirmiş ve bu yazıda anlatmaya çalıştığım muhalefet vizyonu açısından doğru işler yapmıştır. Uğur Kalkan gibi, kent siyasetinde önü açık olan bir siyasetçinin, belediyenin ihale yapmadan işe başlama riskini göz alamayacağını bilmesi gerekir. Belli ki, yanlış bilgilendirilmiş. İşte böyle bilgi eksikliği ile yapılan muhalefette iktidarı güçlendiriyor.
SONUÇ OLARAK;
Muhalefetin ister geneline isterse yereline bakın. Anlayış genel olarak aynı. ‘İktidar ne yapıyorsa yanlıştır’’ şiarıyla yapılan muhalefet 20 yıldır sonuç vermediyse, başta CHP olmak üzere diğer siyasi partilerin yeni bir MUHALEFET VİZYONU geliştirmesi açık bir gerçektir. Toplum artık muhalefetin yapılan yanlışları, tavada kızdırıp kızdırıp getirmesinde de sıkıldı. Halk somut çözümler istiyor. Böyle içi boş konular gündeme taşınıp, tartışılmaya devam edilirse, Ak Parti yeni bir zafere daha adını yazdırır.
Yeni Dünya MUHALEFET VİYONU için, bilgi açısından iyi beslenilmeli ve büyük hatta çok büyük resme bakılmalıdır. Muhalefet partileri büyük resim yerine ispata muhtaç söylemlerin peşinde koşmaya devam ederse iktidarı daha da güçlendirmekle kalmaz, asılsız çıkan her iddia veya söylem önceki önemli çıkışları da değersiz kılar. Velhasıl 6’lı masa adaydan ziyade önce yeni bir MUHELEFET VİYONU bulması gerekiyor.
SON SÖZ:
Muhalefet müşerek akılı oluşturur ve ciddi bir iştir. Bir defalıkta olsa güven kaybı, tüm gerçekliği yok edebilir.