“Çiftçimiz kazanmazsa bu işi yapmıyor”

Gazeteci Emin Aydın’ın tvDEN ’de hazırlayıp sunduğu Baş Başa programının konuğu ÖR-KOOP Başkanı Ünal Önal oldu. Hayvancılık yapan çiftçi sayısının çok fazla azaldığını ve kooperatiflerin tehlikeye girdiğini belirtti. Hayvan üreticiliğinden ve süt üretim fiyatlarından bahseden Önal, “Bizim beklentimiz, sütün 14 lira civarında olması. Çünkü çiftçimiz kazanmalı, kazanmazsa bu işi yapmıyor. Biz süt ve süt ürünlerini dışarıdan alan bir pozisyona düşmemeliyiz” dedi.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ülkedeki süt potansiyelini ve süt üretiminin çiftçiye kazancını değerlendiren Önal, “Ülkedeki nüfusun artıyor olması, dış göç alıyor olması, yaz sezonunun başlaması ülkedeki süt piyasasını hızlandıracak. Seçim sonrası döviz artışları ile beraber maliyetlerinde artması ile birlikte süt fiyatındaki artış kaçınılmaz oldu. Bununla alakalı ulusal süt konseyimiz bu hafta bir toplantı yapacak. Çiftçilerin kazanması için hesap yapacak. Çünkü süt üreticileri baskılandı, süt fiyatlarındaki artış durdurulmaya çalışılmıştı. Üreticilerimize 13,5 ay boyunca aynı fiyatları ödemiştik. O zaman süt 1 lira 40 kuruştu, 1 lira 20 kuruş civarında sütçüye süt parası veriyorlardı. Bu arada tabi sütçüler yaptıkları işe çok küstü, hayvanlarını satmak zorunda kaldı. Süt verenlerin sayısı düştü. Sadece Aydın için değil Türkiye’nin tüm köylerinde böyle oldu. Bunun tek sebebi çiftçinin kazanamamasıydı. Yapılacak olan toplantıda bu hesaplamalar yapılacak. Bizim hesaplarımıza göre sadece maliyete göre 10 lira 50 kuruş üzerinde olması gerekir. En son toplantıda 8 lira 50 kuruş üreticiye verilecek diye bir karar çıkmıştı, karar çok uygulanmadı. Sadece üretici açısından pozitif olarak uygulandı, serbest piyasada süt talebi vardı o ara fiyat 8 lira 30 kuruşun üzerinde oldu hep. Bakanlık tüketiciyi düşünüyor ama süt fiyatı üreticiden alındığı fiyat değil çünkü orada da maliyetler çok arttı. Örneğin bir ayran bardağını 2 kuruşa alırken şimdi 12 kuruşa alıyoruz. İşçi maliyetleri, SGK masrafları çok arttı. Çiftçiler için süt fiyatını belirlerken ilk baza alınan yem fiyatıydı. Bir torba yem 420 lira, bunun üzerinden biz hesap yapıyorduk. Çiftçimiz 2000’li yıllarda 1 litre süt ile 1,5 kilo yem alabiliyordu ama daha sonra 1 litre süte 1 kilo 300 gram yem oldu sonrasında ise 1 litre süte 1 kilo 200 grama kadar düştük. Bizim beklentimiz sütün 14 lira civarında olması. Çünkü çiftçimiz kazanmalı, kazanmazsa bu işi yapmıyor. Biz süt ve süt ürünlerini dışarıdan alan bir pozisyona düşmemeliyiz” dedi.

“BİZ YEM FİYATI ARTIŞINA BİR TÜRLÜ ENGEL OLAMADIK”

Gazeteci Emin Aydın’ın yönelttiği “Süt fiyatının artmasıyla birlikte yem fiyatı da artıyor. Burada bir dengesizlik mi var?” sorusunu cevaplayan Önal, “Yıllarca çiftçimizin de serzenişi buydu. Özellikle 2018’den sonra yem fiyatlarında düzensiz bir artış oldu. O tarihlerden beri biz yem fiyatı artışına bir türlü engel olamadık. Bakanlığın süt izleme birimi varsa yem izleme birimi de olmalı. Fiyatların sabitlenmesi gerekiyor. Bakanlıktan süte zam yapılmasını istediğimizde yeme de artış olacağını söylüyorlar. Bununla ilgili bir durdurma politikası var” diye konuştu.

“İLERLEYEN YILLARDA BİZ HANGİ ÜRETİCİLERLE İŞ YAPACAĞIZ?”

Kooperatiflerin varlığının tehlikeye girdiğini ve iş yapacakları üretici sayısının çok azaldığının altını çizen Önal, “Bizim gibi kooperatiflerin varlığı tehlikeye giriyor. İlerleyen yıllarda biz hangi üreticilerle iş yapacağız? Şu an 60 ton süt veren üreticilerimiz var. Bunlar direkt sütünü pazarlıyor, bu sefer kooperatiflerin ana kaynağı tehlikeye düşüyor. Zaten kooperatiflerin kurulma amacı, kırsalda ve küçük köylerdeki çiftçilerin sütlerini toparlayıp direkt tüketici ile buluşturmak ya da toptan pazarlığını yapmak ve çiftçiye bunun parasını ödemektir. Burada gitgide kooperatifler tehlikeye giriyor. Çünkü birçok mahallede çiftçi sayımız çok azaldı. Benim kendi ailem de hayvancılığı bıraktı. Eskiden küçük üreticiler bir hayvanla geçimini sağlardı, çocuklarını okuturdu. Tabi hayatta artık çok pahalandı. Ben bakanlığımıza her zaman şunu anlatmaya çalışıyorum; ÖR-KOOP, Buharkent’le Köşk ilçesi arasından Muğla Kavaklıdere’den, Tavas’tan süt alıyor ama hiç olmazsa Aydın’daki 7 ilçemizdeki çiftçilerimize kooperatif önderliğinde hayvan aldırmak istiyorum. O insanların tekrar köylerine bağlanması, evlerinin yanındaki boş olan küçük ağırların tekrar hayvanlarla dolması gerekiyor. Bir iki tane hayvanı olan insanların hayvan sayısını çoğaltmasını istiyorum. Bunun için aslında Ziraat Bankası’ndan protokol imzalandı fakat biz bu çalışmaya başladığımızda hayvan fiyatları 25-30 bin liraydı sonra 40 bin liraya çıktı. Şimdi ise 80 bin liradan başlayıp 130 bin liraya kadar çıktı. Et fiyatlarını yükselmesi hayvan fiyatlarını yükseltti. Şimdi bu protokolün güncellenmesi gerekiyor, limitlerin arttırılması lazım” ifadelerini kullandı.

“GES PROJESİNİ HAYATA GEÇİRMEK İSTİYORUZ”

ÖR-KOOP olarak yeni iş planlarından ve hedeflerini aktaran Önal, çalışmalarının aralıksız devam ettiğini belirtti. Kooperatif olarak farklı işlere yöneldiklerini ve yıllık cirosunu aktaran Önal, şu ifadeleri kullandı: “Kooperatif olarak 10 yıl sonramızı da düşünmek zorundayız. Temelde kooperatifimin başka işler yapmasının sebebi, ana kaynağı olan çiftçi sayısının azalması. Ama biz çiftçimizi ilgilendiren farklı şeyler yapmak istiyoruz. Kooperatifimize ileride gelir olabilecek çalışmalar yapmak istiyoruz. Kooperatifimizde şu an 152 personel çalışıyor. 2022 yılında 1 kat trilyonun üzerinde ciro yaptık. Bu yıl 2 kat trilyonu geçer diye düşünüyorum. Çünkü işlerimiz çoğaldı, incir işinde fazla rağbet oldu. Sütün azalmasına rağmen süt litremizi koruduk. Birçok yeni üretici aldık, sütü günlük 285-290 tonlarında tutuyoruz. Sütte çalışmalarımız devam ediyor ama bunun yanı sıra yem fabrikamız var oradan da bir gelirimiz var. Soğuk hava tesisleri oluşturduk orada incir faaliyetimiz var. Daha yeni zeytinyağı paketleme tesisi oluşturduk ilk denemesini yaptık. Dondurma üretimine başlamıştık. Fidan tesisi oluşturduk bu sene çok güzel oldu ihtiyacı olan çiftçilerimize de verdik. Fakat benim asıl hedefim bin üzeri ortağı olan bir kooperatifin 5 megabayt güneş enerjisi santrali (GES) projesi yapma hakkı var. GES projesini hayata geçirmek istiyoruz. Yaklaşık 3-4 aydır çalıştığımız bir iş. Biz 5 megabaytı da arttırmak istiyoruz, 14 megabayt olur mu diye çalışıyoruz. Bir Alman yatırımcı ile birlikte çalışıyoruz. Şu an Milli Emlak’tan devletimizin bize tahsis ettiği 2 tane de yerimiz var.”

“3 MİLYONUN ÜZERİNDE GELİRİ OLUR”

5 megabayt güneş santralinin güncel fiyatlarla aylık gelirini belirten Önal, “3 milyonun üzerinde geliri olur. Öyle bir gelir olsa biz kooperatifimizin önü açılır, yıllarca yaşar, bizim çocuklarımız çalışır. Daha yeni akaryakıt istasyonumuzun yüzde 99’a yakını daha yeni bitti. Akaryakıt istasyonu ile birlikte kooperatifin bir itibarının olacağını düşünüyorum. 45 kişiye yakın incir paketleme işinde çalışanımız oldu bu sene. Kadın istihdamına da katkı sağlıyoruz. Böyle işler yaparak kooperatifin işlerini büyütmek istiyoruz. Süt ile ilgili bir sıkıntı olduğunda devletimizin ne karar vereceğini tam bilemiyoruz. Şimdi artık birçok mahallemizde, Tarım Kredi Kooperatifleri var sütleri onlar mı toplayacak? Bunları da hesaplayarak işler yapmak istiyoruz. Bizden sonra gelecek olan yöneticilerimizin önünü açmak istiyoruz” dedi.

“KOOPERATİF VE KOOPERATİFÇİLER BÜYÜMELİ”

Ziraat Bankası ile ortaklaşa bir çalışma yaparak çiftçilere birer dönüm arazilerinde çiçek diktirme projesinden bahseden Önal, “Çiftimiz arazisinin bir dönümünü seraya ayıracak. Sadece ekim-dikim işi ona ait olacak, biz paketlemesini yapıp gümrüğe kadar teslim edeceğiz. Çiçek mezatı Hollanda’da yapılıyor bunu Hollanda’da bir firmaya göndereceğiz. Ben bu projeyi de güzel bir ışık olarak görüyorum. Kooperatif ve kooperatifçiler büyümeli. Çünkü kırsaldan şehre göçleri, kooperatif ve kooperatifçiliği büyüterek engel olabiliriz. Ben kooperatifçi olarak baktığımda bizi koruyan prim farkının korunması gerekiyordu. Her zaman söylüyorum, Bakanlığımız artık birçok yetkiyi İl Tarım Müdürlüklerine devretmeli. Çünkü bize en yakın onlar, biz de çiftlere çok yakınız. Tarım ve İlçe Tarım Müdürlükleri bizlere çok yakın kurumlar. Onlar bu işin takibini yapsalar, biz bölgemizde çiftçiliği, hayvancılığı biraz daha çoğaltırız, biraz daha verimli hale getiririz” şeklinde konuştu.

“TESİSLERİMİZ BİZİM BİR REKLAMIMIZ, AYNAMIZ OLDU”

Kooperatifçiliğin tüketiciye son zamanlarda daha fazla güven verdiğini vurgulayan Önal, “Özellikle son zamanlarda insanlar, kooperatif ve kooperatifçiliğin ismini pozitif anmaya başladı, bir güven ortamı oluştu. 2010’lu yıllara kadar kooperatifçiliğe karşı biraz da olumsuz görüşler vardı. Son yıllarda kooperatif ürünleri tüketiciler nezdinde daha kaliteli, daha iyi, daha ekonomik olarak görülüyor. Bizlerin de bunun doğru olduğunu kanıtlayarak devam etmemiz gerekiyor. Biz ÖR-KOOP olarak 7 tane market kurduk. Özellikle koronavirüs zamanında yapmıştık. Markalaşma dağıtımda kendi markamız da zeytinyağı, incir, kestane, pekmez, sucuk, bal gibi ürünlerle markete gelen bir kişi ÖR-KOOP ürünlerimizi almalı ve görmeli. Kooperatifimizin önündeki tesisimize Cumartesi ve Pazar günleri biz araç koyacak yer bulamıyoruz. Kendi tesislerimiz gerçekten bizim bir reklamımız, aynamız oldu” dedi.

“BAKANLIĞIMIZ KOOPERATİFÇİLİĞİ BİZLERİ ÖRNEK GÖSTEREREK ÇOĞALTMALI”

Önal, Gazeteci Emin Aydın’ın ‘Kooperatifçilik noktasında bence sizlerin deneyimlerini aktarması gereken bir platform oluşturulması gerekiyor. Bununla ilgili talep geliyor mu?’ sorusunu şöyle yanıtladı;

“Ben şunu görüyorum gerçekten ÖR-KOOP sevilen, sayılan, güvenilen, itibar edilen bir yer. Bizim söylediklerimiz her zaman dikkate alındı. Her zaman söylüyorum biz ve bizim gibi kooperatifler çoğalmalı. Küçük kooperatifler birleşmeli, büyük kooperatifler olmalı, büyük işler yapmalı. Bence Bakanlığımız kooperatifçiliği bizleri örnek göstererek çoğaltmalı.”

“ORAYA DA ÖR-KOOP GİBİ SAHİP ÇIKMAM GEREKİYORDU”

Nazilli Belediyespor Kulüp Başkanlığı yaptığı dönemi ve kulübün satılacağı yönündeki söylentileri değerlendiren Önal, “Kulüp başkanlığına iyi ki evet demişim. Kulüpte birlik beraberliği, huzuru sağladığımızı düşünüyorum. Kulübümüz 2.Lig’te hatırı sayılır bir lig de yer alıyor. Ben geldiğimde Nazilli Belediyespor’un kötü bir gidişatı vardı ve bunu seninle aşabiliriz dediler. Hakikaten de öyle yaptık. Takım yenildiği zaman çok üzülüyorsun panik, stres, korku hepsini yaşıyorsun. Oraya da ÖR-KOOP gibi sahip çıkmam gerekiyordu. Oynadığımız ligdeki takımların bütçesi ile rekabet edebilmek gerçekten çok zor. Yönetimde hiçbir zaman ikilik sağlamadık, huzur ortamı yarattık ve bu başarıyı elde ettik. Ben çok kazanımlar elde ettim. İnşallah takımımızda çok güzel yerlere gelir. Bundan sonra kim başkan olacaksa onun yanında olacağım. Takımı satmak Nazilli’nin menfaatine mi? değil mi? bu olduktan sonra yorum yapacağım. Henüz netleşen bir şey değil, bir anda karar verilecek bir şey de değil. Ama başkanımızın böyle bir görüşü var. Şartlar ortaya çıktığında ben de o zaman görüşü mü söylerim” diye konuştu.

“Çiftçimiz kazanmazsa bu işi yapmıyor”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir