AHBVÜ’den TEKNOFEST’te Yerli, Askeri ve Biyomedikal Projeler
Ayakları yere basmayan festival TEKNOFEST, bu seneki ikinci durağı Ankara’da birbirinden çeşitli projeleriyle Türkiye’yi gururlandırmaya devam ediyor. Askeri ve biyomedikal alanlarda ise Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin projeleri yoğun ilgi görüyor.
AHBVÜ Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik bölümü öğretim görevlileri Prof. Dr. Halil Berberoğlu ve Prof. Dr. Emre Güler, çalışmalarının detaylarını Birlik Haber Ajansı’na (BHA) anlattı.
Türkiye’ye Uygulanan Ambargolara Rağmen Askeri Alanda Büyük Başarı
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Halil Berberoğlu, askeri alanda kullanılmak üzere, kilometre mesafeleri ölçebilen “lazer mesafe-ölçer” cihazını tanıttı.
Türkiye’de, lazer teknolojilerinin yurt dışından temin edilmesi ve özellikle askeri alanlarda kullanılması gerektiğinde temin etme güçlükleri nedeniyle bu projeye başladıklarını açıklayan Berberoğlu, ‘’Bu çalışma, uzun mesafelerde hassas mesafe ölçme işlemininin kritik olduğu askeriye gibi alanlardaki ihtiyaçları karşılmaka amacıyla gerçekleştirildi.
Özellikle, tanklarda isabetli hedef atışları için mesafe ölçmek çok kritik. Bu ve benzeri uygulamalarda temin edilebilir parçalardan üretilebilen bir lazer mesafe-ölçer tasarlamak zorundaydık. Bu cihazda kullanılan lazer düşük enerjili olduğu için herhangi bir ambargoya veya şüpheye neden olmadan yerli olmasa bile raftan alınabilecek bir ürün olmalıydı.
Bunun üzerine bir tasarım yaptık. Zaman zaman Türkiye’ye uygulanan ambargolardan dolayı bu alanda kullanılan lazerler özellikle yüksek enerjili olanlar temin edilemiyor.. Bu çalışmada da asıl amaç “çok düşük enerjili bir lazer kullanarak olabildiğince uzak bir mesafeyi ölçebilmek.‘’ dedi.
Halil Berberoğlu, şu an proje kapmasında 3 kilometre mesafeyi ölçebilen bir cihazın tamamlandığı açıklarken, düşük enerjili olmasından dolayı göz güvenli (göze zararsız) bir lazer mesafe ölçer tasarladıklarını belirtti.
Konuyla ilgili Prof. Dr. Berberoğlu’nun açıklaması şöyle:
‘’Şu anda elimizde üç kilometre mesafeyi ölçen, tamamen kendi imkanlarımızla, temin edilebilir parçalarla yaptığımız bir lazer mesafe ölçer var. Düşük enerjili olduğu için ,dalga boyunu düşünürsek güvenli dalga boyu değil ama, göz güvenli diyebileceğimiz bir lazer mesafe ölçer ürettik.
Gerekli test ve iyileştirmeler devam etmekle birlikte proje şu anda ticarileşme aşamasında ve son haline geldiği söylenebilir. Özellikle askeri alanlar başta olamak üzere kilometre mesafelerde hassas menzil ölçülmesi gereken heryerde kullanılabilecektir. Yapılan bu çalışmanın makalesi de bir süre önce yayımlandı. Düşük enerjilerde kilometre mesafeleri ölçebilecek bir cihaz tasarlmak gerçekten zorlu bir iş ve süreçti.
Ama kullandığımız bu alanlarda yeni sayılabilecek bir dedektör teknolojisine ek olarak elektronik ve yazılımla – ki bunlar tamamen bize ait- ve tüm bunların uyumlu çalışmasıyla bu projeyi başardık. Yani elimizde şu anda uzun mesafelerde ölçüm yapabilen bir lazer mesafe ölçer cihazı var. Çlaışmalarda, askeriyenin verdiği teknik destek ve alt-yapı imakanı ve alanında oldukça iyi olan elektronik ve makine mühendisleri ile bu çalışma meydana geldi. Lidar konusunda çok iyi bir birikim ve tecrübeye sahip olmamız nedeniyle çalışmalarımızı daha da ileri düzeylere taşımaya başlamış bulunmaktayız.”
Yerli ve Milli Üretim Biyomalzemeler
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Emre Güler ise, yerli ve milli biyomalzemelerle Türkiye’de tıp alanında bir yeniliğe imza attıklarını belirtti.
Yeni nesil biyomalzemelerle ortopedik malzemeler ve implantlarda uzun süreli bir tedavinin sağlanmasını amaçladıklarını aktaran Güler, projeleri kapsamında artık bu alanlarda tedavi gören hastaların uzun süreli sonuçlar alabileceklerini söyledi.
Çalışmasının detaylarını açıklayan Emre Güler, ‘’Amacımız yeni bir biyomalzemeler üretmekti. Çümlü piyasada mevcut olan biyomalzemeler vücutla belirli bir süre uyum sağlıyor ve bu uyum bozulduktan sonra gerek ortopedide, gerek implantlarda kullanılan malzemelerin tekrar yenilenmesi gerekiyor. Bu durum da, ilgili hastaların tekrar hastalığını tetikleyecek, hatta kansere varan vakalar olmakla beraber ilgili hekimi de işini tekrar tekrar yapmak durumunda bırakarak yoran bir süreç oluşuyordu. Bizim buradaki amacımız ilgili hastalarda –ortopedik ve diş implantları kullanan hastalarda- hastayı yormayacak, hekimi uğraştırmayacak, vücutla hemen hemen uyumlu yeni malzemeler geliştirmekti.’’ diye konuştu.
Projeleri kapsamında yapılan çalışmalarda hem teorik hem de deneysel olarak olumlu sonuçlar aldıklarını kaydeden Prof. Dr. Güler, çalışmaları sayesinde hem Türkiye ekonomisine hem de tıbbına katkı sağlamayı hedeflediklerini belirtirken projenin güncel durumuyla ilgili şunları söyledi:
‘’Gazi Üniversitesiyle ortak çalıştığımız projemizde, 15 niyobimin altında ve 3’üncü element titanyum bazlı bir alaşıma, bu alaşıma etkisi olan germanyumu ekleyerek yeni malzemeler ürettik ve vücutla gerek teorik olarak gerekse deneysel olarak uyumlu olduğunu gördük. Bu sonuçlardan yola çıkarak çalışmamızı tamamladık, teorik çalışma aşamamızda patente başvurduk. Şu anda projemiz tamamen yerli ve milli üretim konumunda. Böylelikle ülke ekonomisine ve tıbbına katkı sağlamayı hedefliyoruz. Patentimiz şu an bekleme aşamasında, uluslararası korumasını almış durumda.’’