Efeler’in Kuyulu Mahallesi’nde, 65 yıldır devecilik kültürünü sürdüren 70 yaşındaki Adem Şentürk’ün en büyük hayali bu kültürün torunları tarafından devam ettirilmesi.
Devecilik kültürünün atalarından kaldığını söyleyen Şentürk, develerle 5 yaşındayken tanıştığını anlattı.
Şentürk, “1954 doğumluyum dünyaya devenin içinde geldim. Benim develere olan sevgilim atalarımdan kalma. Biz aile boyu deveciyiz. 26 yıl boyunca resmi kurumda çalıştım ama deveciliği yine bırakmadım. Bu bize dededen kalan bir kültür, benden sonra da torunum Bahar’a kalacak inşallah” dedi.
“BÜTÜN HAYVANLAR İÇERİSİNDE EN KOLAY OLAN DEVENİN BAKIMIDIR”
Develerin bakımı hakkında bilgiler veren Şentürk, “Devenin bakımı çok kolaydır. Bütün hayvanlar içerisinde en kolay olan devenin bakımıdır çünkü hayıt haricinde bütün bitkileri tüketirler. En büyük zevki de arazide otlanmaktır” dedi.
1977 yılına kadar 12 devesi olduğunu söyleyen Şentürk, o yıl resmi kurumda çalışmaya başlayınca 11 devesini sattığını ve 26 yıl sonra emekli olduğunda 1 devesiyle bu yola devam ettiğinin altını çizdi. Şentürk mesleğe nasıl devam ettiğini de, “2002 yılında Aydın Pulluk’un sahibi Bülent Koç, ‘Adem amca ben develeri çok seviyorum bir tane deve alacağım sen bakacaksın’ dedi. Ben de ne kadar emekli oldum artık bu mesleği bırakacağım desem de kabul etmedi. O zaman Eftalya diye bir deve aldık ve 20 yıldır da Bülent’in develerine bakıyorum” dedi.
“DAYAK İNSANDA DA İŞE YARAMAZ HAYVANDA DA”
Develerin eğitiminden de bahseden Şentürk, “Bunlar 3’er yaşında benim elime geldi ve benim eğitimimden çıktılar. Develeri dövmeyeceksin. Dayak insanda da işe yaramaz hayvanda da. Ben bunları okşarken ve severken oğlum, çocuğum, yavrum diye hitap ederek hepsini eğittim” dedi.
“AĞUSTOS AYINDA DEVELERİMİZİ SPORA BAŞLATIRIZ”
Şentürk, Aralık ayında başlayacak olan deve güreşlerine, develerin nasıl hazırlandığını ise şu sözlerle aktardı; “Develerimiz şu anda bakımdalar. Bahar aylarında güreşler bitince develerin sırtındaki havutları alırız. Önce kuru beslenme ve sonrasında yeşillik beslenmelerine başlarız. Haziran ayında gün dönümü gelmeden develerimizi yağlarız. Eğer bu vakit de yağlamazsak devenin vücudunda lekeler meydana gelir. Yağlamayı da develerin tüylerinin düzgün çıkması, bit, pire, mantar gibi bir hastalık bulmaması için yaparız. Ağustos ayında ise develerimizi spora başlatırız. Günde bir kilometreden başlayarak, günler ilerledikçe on kilometre olacak şekilde yürüyüş yaparız. Kasım ayında ise havutlarız. Havutla da biraz spor yaptırırız. Aralık ayında da güreşler başlar.”
İki oğlunun olduğunu ve deve kültürünü devam ettirdiklerini söyleyen Şentürk, “Evet oğullarım bu kültürü devam ettiriyorlar ama torunum Bahar onlardan daha fazla deve kültürüne ilgili” dedi.
“HEP DEVELERLE OYNARDIM”
Deveciliğe çocukluktan beri merakı olduğunu söyleyen 17 yaşındaki Lise son sınıf öğrencisi Bahar Şentürk, “Eskiden evimizin altı damdı. Sürekli babamın yanında ot biçmeye gidip develerle ilgilenirdim. Mahallemizde çok çocuk olmadığı için hep develerle oynardım” dedi.
“EMMİ 5 YILDIR BİZİMLE”
Şampiyonluğu olan Emmi isimli devesinden de bahseden Bahar, “Emmi yaklaşık 5 yıldır bizde. Emmi’yi ilk babam yetiştirdi sonra bir dostuna sattı ama Emmi hala bizimle birlikte, hala ayrılmadık. İsmi de büyük dedeme emmi demelerinden geliyor. Büyük dedem vefat edince devemize hep Emmi dedik” dedi.
Bahar, Emmi’nin bu sene içerisinde 5 tane kupa kazandığının altını çizerek, “Emmi bu sene, Selçuk Güreşi, Koçarlı Güreşi, İncirliova Güreşi, Germencik Güreşi ve Torbalı Güreşleri’nde güreşerek kupalar elde etti. Emmi bu sene içerisinde kendisini çok geliştirdi ve 8 güreşin 5’inden kupayla döndü” dedi.
İleride Veteriner Hekim olmak istediğini söyleyen Bahar, “Bende kendime bir deve almak istiyorum çünkü develeri çok seviyorum. Bu kültürü devam ettiren kadın yok denebilecek kadar az. Beni gören kadınlar beni alkışlayıp benimle gurur duyduklarını söylüyorlar” diyerek sözlerini sonlandırdı.
