SAMSUN-BHA

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Samsun da halk buluşması ve il binası açılış törenine katıldı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ağıralioğlu, özetle şunları söyledi:

MİLLET SİYASETÇİ AĞIRLAMAKTAN YORULDU

“İkinci yüzyıla girerken üstünde ağır yükleri, memleketinde büyük sorunları olan bir memlekete daha kaliteli bir yönetim vaat ediyoruz. Bunca parti var. Bunca parti varken size ne gerek var diyenlere parti değil bir memleket vaat ediyoruz. Bu millet artık son kez demekten yorulmuştur. Bu millet artık siyasetçi ağırlamaktan, uğurlamaktan yorulmuştur. 20 sene birini sevmek, sonra o sevdiğinden kurtulmak için başka sevebileceği birinin peşine düşmekten yorulmuştur bu millet. 

2025’DE MİLETİN HİSSSESİNE DÜŞENE BAKIN 

Adalet ve Kalkınma Partisi 2000’li yıllarda sorunları böyle olan bir memlekette salonları böyle coşkuyla doldurarak kurulmuştur. Yolsuzluğun, yoksulluğun, yasakların olmadığı bir ülke, fakirliğin rastlanmadığı bir ülke, asgari ücretin, dar gelirlinin insan haysiyetini örselemediği bir ülke, kalkınmış müreffeh bir ülke vaadiyle, AK Parti bugünkü sorunların tamamına derman olacaksın diye gelmiş, kurulmuş salonlarda böyle coşkuyla buluşmuştur. 23 yıl geçti. AK Parti, Türk siyaset tarihinin başka hiçbir partiye nasip olmayan aralıksız iktidarını başka hiçbir partiye nasip olmayan her türlü programı tatbik etme imkanını bulmuş Türk siyaset tarihindeki tek partidir. Bu millet AK Parti'den umduğu kadar hiç kimseden ummadı. AK Parti'den beklediği kadar kimseden beklemedi. AK Parti gerçekleştirsin diye hiçbir partiye bu kadar tahammül etmedi.AK Parti'yi sevmek, Tayyip Bey'in adaletle kalkınacağız iddiasına destek vermekten başka hiçbir kabahati olmayan milletin hissesine 2025 yılında düşenlere bakın. 23 yıldır sizi iktidarda tutan bu millet sizden her istediğinizde destek, istediğinizin birkaç mislini verecek kadar size bu kadar kredi vermişken siz milletinize ne verdiniz? 2000’li yıllarda enflasyon vardı, düşüreceğiz dediniz. Yüksek faiz vardı, indireceğiz dediniz. Yolsuzluk vardı, yasaklar vardı, yoksulluk vardı, halledeceğiz dediniz. Adaletsizlik vardı, çözeceğiz dediniz. Memleketinizi dünyayla rekabet edecek kadar güçlendirmeye söz verdiniz. Parmaklarınızdaki yüzüklerle başladığınız bu yolculuğun sonunda tek gayenizin milletinizin zenginliği olduğundan bahisle partinizin ismini adalet ve kalkınma koydunuz. 

SÖZÜNÜZÜ TUTMUŞ OLSAYDINIZ DUA EDECEKTİK

23 yıl oldu. Biz şimdi sizin milletinize verip de tutamadığınız sözlerin mesuliyetiyle parti kuruyoruz. Bizim kurduğumuz bu parti heveslerimizin değil mecburiyetlerimizin partisidir. Eğer siz sözlerinizi tutmuş olsaydınız, eğer siz milletinize vermiş olduğunuz sözleri tutabilmiş olsaydınız biz bugün bu salonda size dua ediyor olacaktık. Partide kurmamış olacaktık. 2000 yılında olan ne varsa şimdi hala var. 2000 yılında çözmeyi vaat ettiğiniz her sorun şimdide duruyorsa biz bu yirmi üç yılın hesabını kime soracağız? Çok mu zordu memleketinize vaat ettiklerinizi buldurmak? Sizin neyiniz eksikti memleketiniz zengin olsun diye yapmak istediklerinize neyiniz eksikti de milletin huzuruna her sefer mazeretle geldiniz? Karşımızda sorun diye bize yaşattığınız her şeyi kaldırma muradındayız. Ülkenin yükü ağır. Hayal kuracak yaşları geçtik. Artık omuzlarımızda bir memleket var. 

MİLLET SİZE NE KÖTÜLÜK ETTİ?

Türk milleti zor şartlarda. Hazinemiz büyük bir faiz yükü altında. Yönetimimiz çok ciddi bir faiz baskısı altında. Ekonomimiz yüksek enflasyonla geçim zorluğu, darlığı olanların canını yakmakta. Çocuklarımız hayal kuramamakta. Eğitim diye modellediğimiz şeyden ufkumuza milletin üstüne yük doğmakta. Adalet mumla aranır olmakta. Anaların babaların mahzunluğuna cinnet kavuşmakta. Çocuklarımız hasta. Madde bağımlılığının pençesinde madde bağımlılığının pençesinde kavrulmakta. Milletimiz hasta. Hastane koridorlarında hasta yataklarında 826 milyon muayene yapmışlar geçen sene. Milletimiz hastane koridorlarında hasta. Sularımız, topraklarımız zehirleniyor. Kimsenin umurunda değil. Siyaset dedikoduyla uğraşmakta. Dar gelirlinin, asgari ücretlinin geçim zorluğu arş-ı alaya ulaşmakta. Siyaset, sadece konuşmakta. Güvenmekten, sevmekten başka hiçbir kabahati olmayan millete 2025 yılında bu fakirlik yaşatılmakta. Bu dar gelirli, bu asgari ücretli, bu emekli, bu kiralara yetmez, bu yemeklere yetişemez, bu evlatlara evlendiremez, bu siftah edemez, bu borcunu yiyemez, bu tarladaki ürünü kaldıramaz, bu kaldırsa satamaz, satsa bir daha ekemez. Yetiştirse mürüvvetini göremez. Mürüvvetini görse geçindiremez. Geçindirse kendisi eve giremez. Bu millet size ne kötülük etti ne bu memleketi bu fakirliğe mahkûm ettiniz.

TAYYİP BEY DİYOR Kİ: BEN DE!

Enflasyonu düşüreceğiz. Tayyip Bey diyor ki ben de. Biz şimdi diyoruz ki işsizliği çözeceğiz. Beyefendi diyor ki ben de. Biz diyoruz ki yoksulluğu halledeceğiz. Beyefendi diyor ki ben de. Bende yapacağım. Biz ne dersek hepsini beyefendi demeye başladı. İktidara yeni gelmiş taklidi yapmaya karar verdiler. 23 yıldır iktidarda tuttuklarımız iktidara yeni gelmiş taklidi yapmaya karar verdiler. Biz ne dersek ben de diyorlar. Enflasyon var diyorsunuz. Kemal Bey yüzünden diyorlar. İşsizlik var diyorsunuz, filanca Parti yüzünden diyorlar. Teflon kaplanmış gibiler. Hiç üstüne değdirmiyorlar. Kabahat kusur. Biz AK Parti'ye, MHP'ye, iktidara düşmana bakar gibi bakmıyoruz. Hasıma konuşur gibi konuşmuyoruz. Biz. İktidara bir aynaya bakar gibi hatalarından ders çıkartmak zorunda olduğumuz bir kitabı okur gibi bakıyoruz. Ne yapınca milletin başına ne geliyor? Ne yapınca başımıza ne dert oluyor diye bilerek ders çıkararak bakıyoruz. 

ÇOCUKLARIMIZIN KATİLİYLE OTURMAKTAN UTANMIYORSUNUZ

Şöyle bir soru var. Siz bu partiyi niçin kurdunuz? Bu kadar parti varken siz bu partiyi kurmayan niçin ihtiyaç hissettiniz? Memleketi berbat ettiniz, o yüzden kurduk. Memleketin kaynaklarını doğru kullanamadınız, o yüzden kurmak zorunda kaldık. 85 milyonluk bir ülke 850 milyona yeterdi. Kaynaklarını doğru kullanamadığınız için seksen 85 bin kişiye yetemedi. Size bu ülkenin 850 milyona yetebileceğini göstermek için kurdum. Sınırları kevgire dönmüş bir ülkenin sınırlarının ötesinde üç beş çapulcuya kurban edilmiş ciddiyetsizliğinizin üzerine kurduk bu partiyi biz. Biz bu partiyi niye kurduk biliyor musunuz? Siz çünkü iktidarla kaldıkça hataları tekrarlamaktan vazgeçmiyorsunuz. Çocuklarımızın katilleriyle oturmaktan utanmıyorsunuz. Onun için kurdum. Aybüke Yalçın'nın tebessümüne kurduk biz bu partiyi. Sizin bu çocuklarımızı katleden cinayet şebekeleriyle utanmadan oturup kurduğunuz, konuştuğunuz ve bütün bunları 40 yıllık mücadelesini vermiş evlatlarımızdan mahcup olmadan, utanmadan, sıkılmadan televizyonlarda konuşmanın konuşmanıza sebep olan bu berbat iklime son vermek için kurduk. 

EVLATLARIMIZIN KATİLİ MECLİSE GİREMEZ

Size söz! Evlatlarımızın katilleri Anahtar Parti'nin iktidarında meclise giremez! Anahtar Parti'nin iktidarında çocuklarımızın katili meclise davet edilemediği gibi çocuklarımızın katillerini sevenler de meclise giremez! Sınırımızda PKK'lılara devlet kurduruluyor. Taliban'nın, Barzani'nin arası yapılıp PYD'ye kurdurulan terör devletine bir koridor açılıyor. Sınırlarımızın altında. Güya Büyük Kürdistan soslu, Büyük İsrail'e yol veriliyor. Biz bu partiyi onun için kurduk. Bunu engelleyeceğiz. Biz bu partiyi memleketin güvenlik iradesine kurduk. Güney Kıbrıs Rum kesimi gözümüzün önünde. Tweet atanı mahkemeye çağırırken, yemin edeni ordudan ihraç ederken siz aslında bunlarla meşgul olurken sınırlarımızın hemen altında İsrail'e şemsiye olsun diye Güney Kıbrıs'a üs kurduruluyor İsrail'e. Biz bu partiyi sizin bu vurduk duymazlığınıza kurduk.

PROPAGANDA PERDESİNİ YIRTIYORUZ

Bir memlekete ayağa kaldıracağız söz. Nasıl yapacaksınız? Soruya bakın. Soruya bakın. Sanki dünyanın en esaslı sorusu. Gören de zanneder ki sorunun arkasında bir imparatorluk kurmuş yönetim mahareti var. Zaten bir şey yapılacak olsa Tayyip Erdoğan yapardı. O zaten yapamıyorsa yapılamadığı için yapılmıyordu. Onun yapamadığını da siz yapamazsınız. Yok ya. Memlekete bakın şimdi. Bakın mevzu şu, ilizyon var burada. O propaganda perdesini yırtıyoruz. Bugün sorun diye gördüklerinizin hepsinin sebebi siyasettir. Bugün sorun diye yaşadıklarınızın hepsinin sebebi siyasetçilerdir. Soruyu güya muhalefeti abluka altına almak için soruyorlar. Madem yapılamıyordu o zaman siz 2002 de 2 trilyon dolar gayri safi milli hasıla 25 bin dolar milli gelir 500 milyar dolar ihracat işsizliğin bittiği bir ülke faizsiz enflasyonsuz bir ülke niye vaat ettiniz? Yalan mı söylediniz?

DENEME YANILMA TAHTASINA ÇEVİRDİLER

Deneme yanılma tahtasına çevirdiler memleketi. Denemekten bıkmadılar. Tayyip Bey, faiz sebep enflasyon sonuçtur diye bir şeye inandı. Beyefendinin inandığı bu şeyi doğrudur diye doğrulamak için 128 milyar dolardan olduk. Sonra avazımız çıktığı kadar bağırdık. Kur korumalı Mevduat'adaha önce rahmetli Turgut Özal dedi ki yapmayın. En zor taksitini ödediğimizde bağırdı ki bir daha benden sonra hiçbir Türk hükümeti böyle bir şeye heves etmesin. 48 milyar dolar hesaplanabilir. Kur korumalı mevduatta sekiz yüz elli üç bin kişiye imkan diye bir şey sunuluyor. Mehmet Şimşek gelince ekonomiyi rasyonel temellere oturtacağız diye kendisinden önceki dönemi ilzam ediyor. Utanan yok iyi mi? Sayın Nurettin Nebati diyor ki efendim her geçen gün kur korumalı mevduata girişler yükseliyor. Onunla iftihar ediyor. Şimdi de Mehmet Şimşek Bey övünüyor ki her gün kur korumalı mevduattan çıkışlar devam ediyor. Ya bir karar verin girişler mi çıkışlar? 

FİRAVUN’UN SARAYINA TAŞ TAŞIR GİBİ

Ekonomiyi rasyonel temellere oturtacağız lafında. Birisi üstüne alınabilir mi ya? Ben ne alınacağım? Millet sizin deneme tahtanız değil. Kendi şirketlerinizle deneyin. Kendi evlatlarınızla deneyin. Kendi torunlarınızla, çocuklarınızla deneyin. 600 milyar dolar faiz ödemişiz. Firavun'unsarayına taş taşır gibi uluslararası sermayeye verdiklerimiz. Ülke büyük bir ülkedir. 600 milyar dolar ödedik, yıkılmadık. Kur kovulmalı mevduata 50-60 milyar dolar verdik, yıkılmadık. Kamu özel işbirliği adı altında yapılan yatırımlara artık baktılar ki nakite çevrilecek kimse kalmadı, bir şey kalmadı. Satacak bir şey kalmadı. En son vatandaşı nakite çevirmeye, dediler ki hastane yapıyoruz. Milleti hasta edip size göndereceğiz. Hasta olmayanlara da söz veriyoruz. Köprülerden geçireceğiz. Geçiremediklerimizin de geçmiyorlarsa parasını vereceğiz. Memleket yönetimine bakın. AK Parti'deki arkadaşlar sağ olsunlar en son vatandaşlık kendisinin nakite çevirmeye karar verdiler. 

ZENGİNLİK BİZDEN, FAKİRLİK ALLAH’TAN

Para varken, diyorlardı ki, bu bolluğun sebebi biziz. Şimdi fakirlik başladı güya. Fakirliğin kendileriyle hiçbir alakası yok. Mevzuyu Rabbimize havale ediyorlar. Cumhurbaşkanımız ayet okuyor. Yani zenginlik bizden fakirlik Allah'tan. İyi mi? Bakın fakirliğimizin sebebi kendileri. Ama fakirliği mükafat olarak size havale ediyorlar. Sabredeceksiniz. Sabredince Allah'ın size ne müjdeleri verdiğinden, daha şimdi yemin olamazsam ahirette göreceksiniz. Böyle bir iletişim stratejisi ilk defa görüyorum. 

EN SON RABBİMİZLE ARAMIZI AÇTINIZ

Emanetin, liyakatle arasını açtınız. Devletle ciddiyetin arasını açtınız. Milletin mezhebiyle, meşrebiyle, kimliğiyle arasını açtınız. Devletin milletle arasını açtınız. Her şeyin arasını açtınız. Ya en son Rabbimizle aramızda açmadığınız kalmıştır en son. Bu memleketin fakirliğinin sebebi siyasetçilerin korumak zorunda oldukları hazineyi korumak zorunda oldukları alın terini korumak zorunda oldukları üretimi koruyamamalarıdır. 

YOLUN BAŞINDA SİYASETÇİ DE MİLLET DE FAKİRDİ

Yolun başındayken siyasetçiler fakir, millet fakirdi. Yolun başında söz verdiler. Biz zengin edeceğiz. Yolun sonunda siyasetçiler zengin, millet yine fakir kaldı. Niçin hep bu milleti fakirlikle imtihan ediyor da siz zenginlikle imtihan oluyorsunuz. Bu memlekette fakirliğimizin sebebi yönetimde bulunan arkadaşlarımızın neyi yönettiklerini, neyi korumak zorunda olduklarını, neyi yetiştirmek, keşfetmek zorunda olduklarını, neyi üretmek zorunda olduklarını planlayamamalıdır.

MİLLETİN ADAMI 

Tayyip Bey milletin adamı. Öyle diyorlar. Tayyip Bey'in kendisine öyle denmesini çok seviyor.Ama bizim başımızda bir millet adamı var. Biz her işimizi yapmak için adam arıyoruz. Madem siz milletin adamısınız, biz niçin her işimizi yapmak için adam arıyoruz? çocuklarımız mülakata girecek, adam arıyoruz. Kredi çekeceğiz, adam arıyoruz. Kredi ödeyeceğiz, adam arıyoruz. Hastanede işimiz var, adam arıyoruz. En son ölüyoruz. Ölünce bile adam arıyoruz. Ölmek için bile adam lazım. Mezar adam lazım. Her işimizi yapmak için adam arıyorsa memleket adam gibi yönetilemiyordu. 

DEVLETİN PARASIYLA SALTANATA SON

Siyaseti yerine çekeceğiz. Size nasıl yapacaksınız diyenlere itibar etmeyin. Çünkü biz bugün yük diye gördüğünüz, bugün sorun diye gördüğünüz, bugün bu olmasaydı dediğiniz her şeyin siyasetçiler yerinde durmadığı, siyasetçiler vazifesini yapmadığı, siyasetçiler harcadıklarının hesabını vermedi diye olduğunu biliyoruz. Harcadıkları her kuruşun hesabını versinler. Sayıştay raporlarını yargıya açacağız. Söz veriyoruz. Mülakat adaletsizliğini kaldıracağız. Mülakatı kaldırıyoruz. Söz veriyoruz. Makam arabası saltanatına devlette son veriyoruz. Parası olan uçağa binsin. Devletin parasıyla saltanata son veriyoruz. Memlekete ayağı kaldıracağız inanın. Siz inanamayacaksınız memleketinizin ne kadar zengin olduğuna. Bu hesapsızlık içerisinde harcanan her kuruşun önüne yargıyı açacağız, göreceğiz. 

4 İŞLEM

İşimiz kolay. Milletimiz bilsin. Ben bu iktidarın doğru kullansaydı, kaynakları doğru değerlendirseydim. Milletin hissesine düşecek parayı toplayacağım. Kamu Özel İşbirliği adı altında bu. Hesapsız harcamalarla memleketin ekonomisinde yük olan, sonra enflasyona, sonra faize sebep olduğu için sermaye transferine sebep olan bütün bu maliyette topladığım para bu diyeceğim milletime. Sonra milletime diyeceğim ki aziz milleti ben topladım. Sen böl. Hissesine düşmüş parayı bölsün de görsün milletimiz. Sonra sandıkta çıkarsın, iktidara da çarpsın milletimiz.

CUMHURBAŞKANI BİR DAHA SEÇİLMEK İSTİYOR

Önümüzdeki seçim sandık kurulduğunda görünüyor ki Sayın Cumhurbaşkanı bir daha sandığa girmek istiyor. Sayın Cumhurbaşkanı bir daha sandıklar çıkmak istiyor. Sayın Cumhurbaşkanı bir daha muhalefeti yeneyim diye heves ediyor. Ben defalarca uyardım. Sizin probleminiz muhalefeti yenmek, muhalefeti yenerek iktidarda kalmak değil. Sizin probleminiz memleketin sorunlarını yenememek. Muhalefeti yeniyorlar. Memleketin sorunları duruyor. Avunuyorlar. Sizi de avutuyorlar. Sizin vazifeniz muhalefeti yenmek değil. Sizin vazifeniz fakirliği yenmek, enflasyonu yenmek, işsizliği yenmek, adaletsizliği yenmek, merhametsizliği yenmek, eğitimsizliği yenmek, bu memlekette liyakatsizliği yenmek, israfı, şatafatı, lüks düşkünlüğünü yenmek. 

DİŞİMİZE GÖRE İKTİDAR BULDUK

Sayın Cumhurbaşkanı, AK Parti'deki arkadaşlarımız duysun. Dişime göre bir muhalefet bulamadım diyor Tayyip Bey. Biz dişimize göre bir iktidar bulduk. Dişlerinizi kontrol edin. Tayyip Bey bir daha seçilmek istiyor. Bir daha seçilmek için imkân kolluyor. İstişare ediyor.Kurmaylarının bazılarına söyletiyor, olmuyor. En son baktı ki olmuyor, gözünü döndü. Dedi ki ya arkadaş ölene kadar. 29 da alacağız diyor. Allah kolaylık versin güzel. Ben de ödüm patlıyordu ki er meydanından çekilecek diye. Memleketin sorunlarını çöz, kal. Çözemezsen alacağız. Enflasyonu indir, faizi düşür. Asgari ücretlinin yüzünü güldür. Devleti bütün varlığıyla, ordunu ordu gibi yönet, kal. Yönetemezsen alacağız. Memleketin derdine derman ol. Dert olursan alacağız. Sen diyorsan ki memleket bu kadardır. Sana ne kadar olduğumuzu tek tek göstereceğiz.”