Didim Hayvanları ve Doğayı Koruma Derneği(DİHAD) ile HAYTAB işbirliği içerisinde Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Didim yerleşkesinde “Hayvan Haklarını Savunabilmek” konulu bir panel düzenlendi.
Düzenlenen panale DİHAD adına dernek başkanı Bilal Süren, HAYTAB Didim Temsilcisi Umut Taş, Didim Tüylü Dostları adına Can Özyiğit konuşmacı olarak katıldı. Öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği panelde DİHAD Başkanı Bilal Süren; “HATAB ve DİHAD görevleri ülke koşullarında sokak hayvanları diye tabir edilen sahipsiz hayvanların haklarını korumak, onların yaşam haklarını koruyacak yasaların düzenlenmesini sağlamaya çalışmaktır. Sokak hayvanları diyince ilk akla gelen kedi ve köpeklerdir. Aslında ülkemizdeki sorunlar sadece kedi ve köpeklerin sorunları değildir ancak görünürde kedi ve köpekler olduğu için onların sorunlarına daha çok eğilebiliyoruz. Kentlerin sokaklarına terk edilen kedi ve köpekler ülkemizdeki bazı yasalarla yaşam hakları güvence altına alınmaya çalışılıyor. 5199 diye çok bilinen gündemde olan bir yasamız var. Tüm eksiliklerine rağmen bu yasa çok önemlidir. Bu yasa kentlerin sokaklarında yaşamak zorunda kalan kedi ve köpeklerin haklarını güvence altına almaya çalışıyor.
Örneğin insanlarımız mahallesinde, sokağında bulunan kedi ve köpekten rahatsız olduğu iddiasıyla ilgili kurumları arıyorlar. İlgili kurumları arayarak köpeğin sesinden rahatsız olduğunu, çevreyi kirlettiği şikayetinde bulunuyorlar. 5199 sayılı kanun bu tarz kişilerin önüne geçebilmek için var olan bir yasadır. Sokaklarda yaşayan kedi-köpeklerin toplanması belli yasal çerçeve doğrultusunda vardır.
ANAYASA SUÇUDUR
Köpeklerin sesi doğal ses statüsündedir. Bugüne kadar kimse bir kuşun cıvıltısından rahatsız olup şikayette bulunmamıştır. Köpeklerin sesi de doğada yaşayan diğer canlılar gibi doğaldır. Sokaklardaki köpekleri toplayın şikayeti anayasaya karşı işlenmiş bir suçtur. Bu suçu işleyenleri Tarım İlçe Müdürlüklerine veya Emniyet birimlerine bildirebilirsiniz.
Sokaklarda yaşayan kedi-köpekler belirli koşullarda toplanabilir. Bu yetki de İlçe Tarım Müdürlükleri ve belediyelerde bulunmaktadır. Sadece tedavi sürecince alınan patili canlarımız tedavileri sonrası alındığı yere bırakılır. Eğer kısır değilse kısırlaştırılması yapılır, eğer yoksa kuduz aşısı yapılarak alındığı yere bırakılması gerekmektedir. Eğer yetkili kurumlar sokaklardan alınan hayvanları aldıkları yere bırakmıyorsa suç işlemiş olur. Hayvan hakları sadece kedi-köpekler için geçerli değil tabiî ki..
HAYVAN HAKLARI BİLDİRGESİ PARİS’TE İMZALANDI
Şehirlerde gördüğümüz yaban hayvanlarının sorumlusu da biz insanlarız. Onların doğal yaşam alanlarını bizler işgal ettiğimiz için onlar da kent merkezlerine geliyorlar. İnsanlar egemen tür olduklarından doğanın sadece kendine ait olduğunu düşünerek hareket etmekte ve kendi türü dışındakilerin yaşam alanlarını işgal etmektedir. İnsan hakları evrensel beyannamesi olduğu gibi hayvana hakları evrensel beyannamesi de bulunmaktadır. 1978 yılında kaleme alınan hayvan hakları evrensel beyannamesi 1990 yılında Paris’te imzalandı. Ülkemiz de bu beyannemeye imza tan ülkeler arasındadır. Ancak yaşam hakkını korumada gerekli hassasiyeti gösteremiyoruz. Doğadaki hayvanlar ile birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz.
Can Özyiğit ; “Hayvan sahiplenmede 2 koşul gerçekleştirilmeli. 1.si doğru hayvanı sahiplenmeli,2.si ise maddi ve manevi güce sahip olunmalıdır. Gerekli şartlar sağlanmadan sahiplenilen, satın alınan hayvanlar sokaklara terk edilmelerinde büyük etkendir. Hayvan sahiplenmeden önce 3 temel kaynağa ihtiyacımız vardır. Vakit, nakit ve eğitime ayıracak sabır ve emeğe ihtiyacımız vardır. Kediler ve köpekler ne kadar seversek sevelim büyük maddi külfet ile gelirler. Bu şartları yerine getirmeden sahiplenen hayvanların akibeti sokaklar olmaktadır.
SORUNLARIN TAMAMI İNSAN KAYNAKLIDIR
Sokak hayvanları diye ele aldığımız sorunların hemen hemen hepsi insan kaynaklı sorunlardır. Görevlerini yerine getiremeyen belediyeler, fütursuzca hayvan yetiştiren işletmeler bu sorunun temel kaynağıdır. Geçmişi değiştirmek mümkün olmasa da geleceği birlikte inşa etmek bizlerin elindedir. Kamusal alanların tamamı biz insanlar gibi tüm hayvanlara da açıktır. Sokak hayvanları ile birlikte yaşıyoruz ve birlikte yaşamanın belli şartları var. Birbirine saldıran köpekler, köpeklerden korkan insanlar aslında hiçbir zaman sorun değildir. Doğru yaklaşarak bunun önüne geçebiliriz. İnsanların hissettiği korkunun aynısını sokak hayvanları da hissediyor. Geçtiğimiz bir yerde köpek sürüleri varsa yapmamız gereken sadece göz kontağından kaçınmak, gideceğimiz yolda sabit bir şekilde ilerlemek, yüksek ses ve hareketlerden kaçınmaktır. Bu kadar basit yani.. Bu şekilde hareket ettiğimizde hayvan saldırılarının yüzde 80 önüne geçmiş oluruz. Sorunu çözmenin en temel yollarından biri temel gıda ve su ihtiyaçlarını karşılayabilmektir. Barınma ve beslenme sorunu olmayan köpek hiçbir zaman problem yaşamaz ve yaşatmaz. “ Dedi.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Didim Yerleşkesi öğrencileri panele interaktif katılarak konuya duyarlı olduklarını hissettirdiler. Didim Belediyesi hayvan barınağına yapacakları bir ziyaretle destek olma kararı aldılar. (Kemal Etleç)