Antalya Trebenna Antik Kenti Podcast’te
Tarihi Ve Doğal Mekânlar
Arkeologlardan, tarih bilimcilere ve yazarlara kadar konunun uzmanlarının yaptığı çalışmalarla tarihi, turistik ve doğal güzelliklerin anlatıldığı hesapta yer alan “Konyaaltı İlçesinin Tarihçesi”, “Gürsu Roma Hamamı”, “Konyaaltı Sahili Obalar”, “Sıçan Adası’nın Sırrı”, “Feslikan Yaylası ve Güreş Sporu’nun Kısa Tarihi” başlıklarındaki ‘podcast’lere; Geyikbayırı ve Çağlarca mahalleleri arasındaki Sivridağ’ın kuzey eteğinde yer alan Trebenna Antik Kenti tarihi de eklendi.
Solim Halkının Toprakları
Antalya körfezine hakim, 680 metre yükseklikteki konumu, sulak ve tarıma elverişli arazisiyle stratejik öneme sahip bu bölge, eldeki en eski kayıtlara göre Anadolu’nun yerli halklarından Luvilerin soyundan gelen savaşçı karakterleriyle bilinen Solim halkının toprakları. Likya, Pamfilya ve Pisidia kavşağında bir sınır kenti olan Trebenna, kaya ve lahit mezarlar, imparator kültü tapınağı, agora, magazin, iki kilise, işlikler, bölgeyi gözetleyen akropolüyle biliniyor.
Uzun Yıllar Unutulan Kent
İlk kez 1890’lı yıllarda, Pamfilya ve Pisidya’nın önemli kentlerini belgeleyen, Polonya kökenli Alman araştırmacı Karol Lanckoroński tarafından keşfedilen kent, uzun yıllar orman içerisinde unutulmuş. Trebenna Antik Kenti, 1997-2005 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Nevzat Çevik başkanlığında yürütülen “Antalya Beydağları Yüzey Araştırmaları” projesiyle bilim dünyasına tanıtıldı.
Helenistik Çağdan Bizans’a
Trebenna antik kenti, Helenistik çağdan Doğu Roma (Bizans) dönemine kadar kesintisiz yerleşim görmüş bir alan. Bizans döneminde küçülerek, akropol çevresine örülmüş surların içine çekilen Trebenna’da bu devirden iki kilise kalıntısı dikkat çekiyor. Bunlardan biri akropolün doğusunda, kaya tapınağının arkasındaki Erken Bizans Kilisesi. Bu kilise yıkıldıktan sonra, akropolün güney batı yamacındaki dar bir taraça üzerinde, freskleri günümüze kısmen ulaşmış küçük bir Ortaçağ Kilisesi yapıldı. Semavi Eyice’nin inceleyerek 1977’de bilim dünyasına tanıttığı bu Ortaçağ Kilisesi, Nevzat Çevik ve ekibi tarafından 2001-2002 yılları arasında yürütülen çalışmada detaylı olarak ele alındı.