VAN-BHA
Van Ticaret ve Sanayi Odasından yapılan açıklamada, "Orta Doğu coğrafyasında, yaşanan sıcak gelişmeler, sorunlar, göçler, siyasi değişimler, çatışmalar ve daha birçok etken ile birlikte, global ekonominin yansımaları, Ülkemizdeki iç barışın her zamankinden daha çok muhkem hale gelmesini gerekli kılmaktadır. Son süreçte, Kürt Meselesi’nin silah ve şiddet sarmalından çıkarıp hukuk ve siyaset zeminine çekildiği günlerden geçmekteyiz. Bu anlamda, siyasi aktörler başta olmak üzere; halk, hukuk, iş dünyası aktörleri, sivil toplum ve tüm kesimlerin, iç huzuru sağlamlaştırma ve daha müreffeh bir yarını tesis etme noktasında ısrarcı, yapıcı ve iradeli olması gereklidir. İktidarı, muhalefeti ve tüm taraflarıyla bir bütünün parçası olan ortak vatan ruhu diriliğini korumalıdır. Dolayısıyla herkese bu anlamda görev düşmektedir. Ortak vatanın tüm bireyleri, tüm kurumları, tüm bölgeleri, tüm kentleri; dili, rengi, nesebi, mesleği ve tüm kimlikleriyle Ülkemizdeki tüm kazanımlar hepimizindir. Yiten her husus bizden gitmektedir. Bu çerçevede, siyasetin oluşturduğu kardeşlik ruhunun tüm yaşamsal alanlara sirayet ederek; başta toplumsal barışın tesisi ve ekonominin gelişmesi olmak üzere, Ülkemize kazandıracağını düşünüyoruz. Siyasetçilerin bu hususta göstermiş olduğu irade ve olumlu yaklaşımlar, sivil toplum kesimlerinin sağduyusu, toplumsal açıdan barışa ne kadar ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır.
Bizler, sivil toplumun ve iş dünyasının bir parçası olarak, ulusal ve uluslararası deneyimlerimiz ile huzurun ve güvenin olduğu yerde, kalkınmanın da olacağını ve gelişmiş bir iktisadın barışla mümkün olabileceğini düşünmekteyiz. Dolayısıyla uzatılan her elin, gülen her yüzün, olumlu her anlayışın, yapılan her görüşmenin, yapıcı her eleştirinin geçmişte olduğu gibi demokrasinin bir gerekliliği olarak daha katılımcı ve çok yönlü bir anlayışla ortak bütünümüz olan Türkiye Cumhuriyeti’ni güçlendireceğine inanıyoruz. Geçmişte tecrübe edilen girişimlerin oluşturduğu iklimin; siyasi, hukuki, iktisadi ve psikolojik olarak bölgemize ve Ülkemize pozitif yansımalarının canlı şahitleri olarak; barışın çok zor ve çok uzakta olmadığına inanıyoruz.
Yaşadığımız coğrafya ve sosyo-ekonomik performansımız, yıllardır çözüm bekleyen Kürt Meselesi’nin bölgemize yansımaları, bizlerin toplumsal barışa daha çok ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla siyasi iklimin ılımlı hale gelmesine en fazla bizler sevinmekteyiz. Aynı şekilde Ülkemizin her bölgesinde üreten, katma değer sağlayan, istihdam oluşturan tüccar ve tacirin bizlerle aynı düşünceler içinde olduğuna gönülden inanmaktayız. Halkımızın asırlardır karakterini yansıtan barış ve kardeşlik ruhu ve birlikte yaşama ısrarı bu iklimin önemli bir dayanağıdır.
Bizler barışın, kardeşliğin, huzurun, hukukun; ortak vatanda birlikte yaşamın en önemli mekanizmaları olduğunu düşünüyoruz. Özellikle, yıllardır Ülkemiz siyasetine yön vermiş, tecrübe sahibi aktörlerin bu dönemde daha fazla iletişim halinde olmasını önemli buluyoruz. Ülkemizin, yatırım, istihdam ve ekonomik kalkınması, hülasa memleketimizin maslahatı açısından iletişime ihtiyacımız var. Biz artık normalleşmek istiyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle, oluşan barış ikliminin doğru kullanılabilmesi için yürütücülerin azami bir sorumlulukla davranacağına inancımızın tam olduğunu kamuoyuna ilan ediyoruz" denildi.