Şevket GÖLÜK/ANKARA - BHA

Türkiye Emekliler Derneği, 2024 yılının bilhassa ikinci 6 aylık dönemine ağırlık vererek, ülkemizin ve emeklilerin karşılaştığı sorunları, kapsamlı olarak değerlendirmiştir.

Ekonomik, sosyal ve hukuksal alanda yaşanan sorunların giderek büyümesine yönelik gerçekçi hiçbir adımın atılmadığının, tespitlerinin yapıldığı TÜED değerlendirmesinde, ekonomik krizden en fazla etkilenen kesimin emekliler olmasından, Hükümetin yeterince ders çıkarmadığına dikkat çekilmiştir.

Yapılan müzakereler sonucunda, 2024 yılında karşılanmayan emekli taleplerinin beklentilerinin dökümünü içeren bir sonuç bildirisi yayınlanmıştır. Bildiride, emeklileri koruyan gerçekçi bir sosyal güvenlik sisteminin getirilmesi istenmiş ve taleplerimiz şu şekilde sıralanmıştır:

· Emekli aylıklarına Temmuz 2024 ayında yapılan %24,73 zam, emeklileri koruyan bir artış olmamıştır. TÜİK, Hükümetin uyguladığı düşük ücret politikasına göre tüfe hesaplaması yapmaktadır. Çarşı-Pazar fiyatlarıyla uyumlu olmayan tüfe ortalama fiyatları ve ağırlıkları, sır gibi saklanmaktadır. Tüfe hesaplamaları, objektif olmaktan ve bilimsellikten uzak kaldığından, emekli aylıklarına seyyanen artışlar yapılmalıdır.

· 2000 sonrası dönemde, asgari aylık bağlama oranının %70’den %35’e düşürülmesiyle birlikte, kök aylıklar değersiz kalmıştır. Çözüm olarak getirilen en az aylık ödemesi, prim kazancı ve prim ödeme gün sayısı fazla olanları, mağdur eden bir uygulamaya dönüşmüştür. En az aylık ödemesinin 12.500 TL’ye yükseltilmesinin, hayat pahalılığı karşısında hiçbir değeri yoktur.Nimet/külfet dengesini bozan en az aylık ödemesi uygulamasına son verilmeli ve her bir emekliye, insanca yaşamaya yetecek aylık ödenmelidir.

· Asgari ücretin altında kalan emekli aylıkları asgari ücrete yükseltilmeli, emekli olunan tarihlere bakılmaksızın, prim kazancı ve prim ödeme gün sayıları eşit olanlara, eşit aylık ödenmesi için intibak yapılmalıdır. Emekli aylıklarını düşüren hesaplama sistemi değiştirilmeli, çalışılan dönemler için “tek bir aylık hesaplama sistemi” getirilmelidir.

· TÜFE’ye endeksli yüzdeli zamlar, aylıkları düşük olan emeklilerimizi mağdur eden bir sisteme dönüştüğünden, 5510 sayılı Kanun’un 55. maddesi değiştirilmeli ve seyyanen zamlar ile birlikte refahtan (milli gelirden) pay verilmelidir.

· Emeklilerin aylıkları, harcamalarında ödemiş olduğu dolaylı vergiler ile küçültülmektedir. Vergi iadesinin yerine getirilen ve yüzde 4-5 arasında değişen ek ödeme oranları yetersiz kaldığından, tek kalem olarak yüzde 10’a yükseltilmelidir.

· Emeklilerimizin ödemiş oldukları katkı payları, emeklilerin ödeme gücünü aşmıştır. Çalıştığı dönemlerde yüzde 12 sağlık primi ödeyen emeklilerimiz, sağlık hizmeti aldığında çeşitli adlar altında kesilen katkı paylarından muaf tutulmalıdır.

· Emeklilere ödenen bayram ikramiyeleri günün koşullarında yetersiz kalmaktadır. 2025 yılı için belirlenecek olan bayram ikramiyesi, en az aylık ödemesi ile eşitlenmelidir.