ANKARA-BHA
Türkiye'nin eğitim sistemini bilimsel yaklaşımlar ve veri temelli analizlerle inceleyen TEDMEM 2024 Eğitim Değerlendirme Raporu yayımlandı. 2014 yılından bu yana her yıl düzenli olarak hazırlanan rapor, Türkiye’nin eğitim politikalarını geliştirme yolunda önemli bir referans kaynağı olmayı sürdürüyor.
Rapor, "2024 yılında ülkemizde eğitimle ilgili neler yaşandı?" sorusuna kapsamlı bir yanıt sunarken, aynı zamanda eğitim sistemini küresel bir perspektiften ele alıyor. Türkiye'nin büyüme potansiyeline dikkat çeken rapor, yalnızca eğitimdeki gelişmeleri izlemekle kalmayıp, yapıcı değerlendirmeler ve politika önerileri de içeriyor. Raporda, eğitim sisteminin temel yapı taşları beş ana başlık altında inceleniyor:
- Yönetişim ve Finansman
- Temel Eğitim ve Ortaöğretim
- Ölçme, Değerlendirme ve Kademeler Arası Geçiş
- Öğretmenlik ve Mesleki Süreç
- Yükseköğretim
2024 eğitim değerlendirme raporu ne söylüyor?
Türkiye'nin büyüme potansiyeli ve eğitimin rolü
Harvard Üniversitesi Uluslararası Kalkınma Merkezi'nin Kompleksite Görünümü Endeksi'ne göre Türkiye, daha yüksek katma değerli üretime geçiş potansiyeli açısından dünya sıralamasında 1. sırada yer alıyor. Bu veri, Türkiye'nin doğru dönüşümleri gerçekleştirmesi halinde küresel rekabet gücünü artırma kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor. Bu potansiyelin hayata geçirilmesinde eğitim, kritik bir rol oynuyor.
Eğitimde finansman ve kaynak kullanımı
Türkiye, OECD ülkeleri arasında öğrenci başına en düşük harcama yapan ikinci ülke konumunda. OECD ülkelerinde öğrenci başına yıllık harcama 14.209 dolar iken, Türkiye’de bu rakam yalnızca 5.425 dolar. Eğitimde kamu kaynaklarının kullanımı da dikkat çekiyor; OECD ülkelerinde temel eğitimin yüzde 93,3’ü kamu tarafından finanse edilirken, Türkiye’de bu oran yüzde 76,6’da kalıyor. Finlandiya, Norveç ve İsveç gibi ülkelerde eğitim tamamen kamu tarafından finanse edilmektedir.
Eğitimde hane halkına düşen mali yük
Türkiye’de temel eğitim ve ortaöğretimde hane halkının üstlendiği eğitim maliyeti OECD ortalamasının oldukça üzerinde. Türkiye, temel eğitimde OECD ülkeleri arasında hane halkının oransal olarak en fazla mali yük üstlendiği ülke konumunda. Ortaöğretimde ise harcamaların yüzde 18,3'ü hane halkı tarafından karşılanmaktadır.
Eğitime yapılan harcamalar ve öğrenme çıktıları
PISA 2022 ve TIMSS 2023 sonuçlarına göre Türkiye, özellikle fen alanında önemli bir ivme kazanmıştır. Ancak bu ivmenin sürdürülebilirliği için daha kapsamlı ulusal değerlendirmelere ihtiyaç vardır.
Okul dışında kalan çocuklar
Türkiye’de 612.814 çocuk zorunlu eğitimde olmasına rağmen okulda değildir. Okul dışında kalan çocukların yüzde 73,9’u ortaöğretime devam etmesi gereken 14-17 yaş grubundandır. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için sosyal destek ve bölgesel politikaların güçlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Okulların durumu
Türkiye’de 4 milyon 733 bin öğrenci, 30’dan fazla öğrencisi olan şubelerde eğitim almaktadır. Ayrıca, mesleki ve teknik ortaöğretimde her 2 öğrenciden 1'inin 20 gün veya daha fazla devamsızlığı vardır.
Öğrenme süreçlerinin iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler
Ortaöğretimde devamsızlık affı kaldırılmış, sınıf tekrarı uygulaması geri getirilmiştir. Ayrıca, ilkokullarda yazılı sınav saatleri kaldırılarak öğrencilerin akademik, sosyal ve kültürel gelişimlerinin izlenmesi sağlanmıştır.
Yükseköğretimde uluslararasılaşma
Raporda, yükseköğretimde uluslararasılaşmanın yetersiz olduğu vurgulanmaktadır. Türkiye’de uluslararası öğrencilerin yüzde 58,6’sı yalnızca 8 ülkeden gelmektedir.
Eğitimdeki zorluklara rağmen, Türkiye'nin doğru stratejik yatırımlarla ve eğitim politikalarındaki değişikliklerle potansiyelini gerçekleştirebileceği vurgulanmaktadır. Eğitimdeki sürdürülebilir finansman modelleri, fırsat eşitliğinin güçlendirilmesi ve bilim eğitiminin stratejik öncelik haline getirilmesi gereken adımlar arasında yer alıyor.
Ayrıntılı bilgi ve rapora ulaşmak için, www.tedmem.org adresini ziyaret edebilirsiniz.