Türkiye'nin kendi adından dünyanın dört bir tarafında söz ettiren, sözünün kıymetinin arttığı bir ülke haline geldiğini ifade eden Kurtulmuş, Cumhuriyetin ikinci asrında dünyada birçok yerde çok daha etkili bir Türkiye haline gelmeyi hedeflediklerini söyledi.
Kurtulmuş dünyanın çok kutuplu bir düzene doğru gittiğini, dünyanın her yerinde farklı güç merkezlerinin, güç denklemlerinin ortaya çıkacağı bir gelişmenin yaşanacağını anlatarak, yeni dönemde en avantajlı ülkelerden birisinin Türkiye olacağını belirtti.
https://youtu.be/bsykjAnUuIQ
Türkiye'nin her coğrafyadan ülkelerle ilişki kurabilen, dünyanın her yerindeki farklı merkezlerle rahat müzakere edebilen ender ülkelerden biri olma niteliği taşıdığını ve en temel özelliklerinden birinin de diplomasi masasını sürekli açık tutmak olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Türkiye bu anlamda kendi milli eksenini tahkim ederek, dünyada önümüzdeki dönemde karşısına çıkacak fırsatları Allah'ın izniyle değerlendirecektir. Türkiye ne zaman tam bağımsızlık yolunda adım atsa, ne zaman kendi milli menfaatlerini önceleyen bir durumun, sürecin içine girse, hatta Türkiye'ye tepeden bakan bazı ülkelere, bazı oluşumlara karşı kendi şahsiyetli duruşunu ortaya koysa, birilerinden hep şöyle bir eleştiri gelir, 'Efendim, Türkiye'nin eksenini kaydırıyorsunuz', 'Türkiye'nin ekseni kayıyor.' Biz de yıllardır hep şunu söylüyoruz, Türkiye'nin ekseni ne Doğu'dur, ne Batı'dır. Türkiye'nin ekseni ne şurasıdır, ne burasıdır. Türkiye'nin bir tane ekseni vardır o da kendi milli eksenidir.
Milli eksenimizi tahkim ederken hiç şüphesiz, Avrupa'yla da Amerika'yla da Doğu'yla da Batı'yla da Müslüman dünyasıyla da Hristiyan dünyasıyla da dünyanın farklı yerlerindeki güç merkezleriyle de Çin'le de Hindistan'la da birçok yerle de görüşeceğiz, müzakere edeceğiz, alışverişimiz olacak, her alanda dünyanın bütün ülkeleriyle ilişkilerimizi sürdüreceğiz."
Kurtulmuş, önceliklerinin ülke menfaatleri olduğunu vurgulayarak, "Bizim birisine dost olmamız için bir başkasına düşman olmamıza gerek yoktur. Bu anlamda hiç şüphesiz bizim bir tane önceliğimiz vardır o da ülkemizin menfaatleridir." dedi.
Ortadoğu coğrafyasında yaşananların tesadüf olmadığını anlatan Kurtulmuş, İsrail'in 14 aydır Filistin topraklarında Gazze'de gerçekleştirdiği ve Lübnan'a, Suriye'ye ve diğer ülkelere yaymaya başladığı saldırılarının arkasında yatan sebebin bugünün meselesi olmadığını, yaşananların Osmanlının yıkılmasından sonra coğrafyadaki politikaların tamamlanma süreçleri olduğunu kaydetti.
Kurtulmuş, Filistin meselesinin 1917'de Osmanlı'nın Filistin topraklarından çekilmek mecburiyetinde kaldıktan sonra İngiliz manda yönetiminin gelmesiyle başladığını belirterek, ilk yaptıkları işin o coğrafyada önce Yahudi yerleşim alanlarını açmaya başlamak, eş zamanlı terör örgütlerini kurdurarak İsrail'in kuruluşunu hazırlamak olduğunu anlattı.
Türkiye'nin coğrafyada "istikrar adası" olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Türkiye bugünlere kadar geldi, bundan sonra da çok daha güçlü bir şekilde yoluna devam edecektir." dedi.
Kurtulmuş, coğrafyanın terör örgütleriyle hizaya sokulmaya çalışıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bu coğrafyaya inat, artık terörün sıfırlandığı bir Türkiye'yi oluşturmak mecburiyetimiz vardır. Çok şükür, 40 yılı aşkın süredir bu memlekette etnik fitneyi oluşturma çalışmalarına rağmen, ayrılıkçı bir siyaseti hem de terör örgütlerinin marifetiyle kökleştirmeye çalışmalarına rağmen bugün iftiharla söyleyebiliriz ki, bu memlekette Türk'ün Kürt'ün birbirine karşı en ufak bir düşmanlığı yoktur, bunun ispatı da İzmir şehrinin bizatihi kendisidir.
İçerideki mezhep, meşrep, etnik köken, kültür, siyaset olarak farklılıklarımızın hepsini zenginlik olarak telakki edip, güçlü ve büyük Türkiye ideali etrafında buluşmaktan başka çaremiz yoktur. Karşımızdaki emperyal planın böl, parçala, iradesiz hale getir ve yönet şeklinde tecelli ettiğini adım adım ve birer birer örnekleriyle gördükten sonra, bizim zaten büyük bir imparatorluk birikimine sahip olan millet olarak bundan başka bir yolu tercih etmemiz asla düşünülemez. Obamızı düzenleyeceğiz, içimizdeki farklılıkları zenginlik olarak telakki edeceğiz, yolumuza devam edeceğiz."
Kurtulmuş, demokrasi ve fikir özgürlüklerini geliştireceklerini, bunun için de Türkiye'deki güçlü siyaset mekanizmalarını daha güçlü hale getireceklerini söyledi.
Türkiye'nin sanayileşmesi ve teknolojide ileriye gidebilmesi için her türlü çalışmayı ortaya koyacaklarını aktaran Kurtulmuş, "Devlet ve millet olarak her alanda el ele, güçlü bir şekilde bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Türkiye'nin özellikle yüksek teknolojiler ve yüksek teknolojilere dayalı savunma sanayi başta olmak üzere her alanda daha güçlü bir şekilde yoluna devam etmesini sağlayacağız. Üniversitelerimizin, bilim üreten merkezlerimizin ve düşünce kuruluşlarımızın daha güçlü hale gelmesi için hep beraber gayret edeceğiz. Ayrıca gelişmenin, sadece maddi gelişmeden ibaret olmadığını bilerek manevi gelişmeye de özel bir önem vereceğiz. Bu ülkenin insanlarının, gençlerinin, milletimizin medeniyet değerleri, milli ve manevi değerlerimiz ekseninde daha güçlü hale gelmesi için gayret sarf edeceğiz." diye konuştu.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, programa katılan sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin görüşlerini alarak sorularına yanıt verdi.
Kurtulmuş, programın ardından Tarihi Kemeraltı Çarşı'ndaki Kızlarağası Hanı'na geçerek burada vatandaşlarla da sohbet etti.
Programa İzmir Valisi Süleyman Elban ile AK Parti İzmir milletvekilleri Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Ceyda Bölünmez Çankırı, Mahmut Atilla Kaya ve Yaşar Kırkpınar da katıldı.