Boşanmaların Bir Kısmında Depresyonun Rolü Var
BHA
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, depresyon yaşayan kişilere iş ve özel hayatlarında nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Depresyon Bir Hastalıktır
Depresyonun bir karakter zayıflığı ve güçsüzlük olmadığını belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Depresyon psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Bedeninizin herhangi bir parçası rahatsız olduğunda bunu bir hastalık olarak tanımlıyorsanız bu da bedensel ve ruhsal bir hastalıktır. Herkes depresyona girebilir. Bazen insanların zor zamanları vardır. Böyle zamanlarda herkes depresyona girmeyebilir ancak kısa süreli de olsa depresif hissedebilir. Eğer bu süre 2 haftayı geçmiş ise o zaman sorunu depresyon olarak adlandırırız.” dedi.
Depresyonu Fark Edilen Kişinin İzole Kalmasına İzin Verilmemeli
Depresyonun maddi ve manevi anlamda birçok kayba sebep olabileceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “İş yerinde kötü performans sergileyen birinin arka planı incelendiğinde depresyonla karşılaşabilir. Bu durum bazen fark edilmeden devam edebilir. Depresyon ilgi ve enerji kaybı, keyifsizlik, isteksizlik, uyku ve iştah bozuklukları gibi sorunlarla seyreder. Doğal olarak da kişi işine kendini yeterince veremez. Buna bağlı olarak özgüven eksilikleri, sosyal ilişkilerde zayıflıklar ve bazen de öfke problemleriyle karşılaşılabilir. Depresyondaki kişiler için yapılabiliyorsa esnek çalışma saatleri düzenlemek uygun olacaktır. 1980’lerde yapılan çalışma gösteriyor ki, esnek çalışma saatleri kişilerin daha üretken ve daha olumlu ilerleyebilmesini sağlıyor.” dedi.
Depresyonu fark edilen kişinin izole kalmasına izin verilmemesi gerektiğini sözlerine ekleyen Çiftçi, “Depresyondaki kişiler kendilerini yalnızlaştırabiliyor, insanlarla olan bağlarını kopartabiliyor. Depresyondaki sosyal ilişkiler kişi için koruyucu faktörlerden birisidir. Kişiler yalnız kaldıklarında depresyonları derinleşir. Ayrıca iş kapsamları da basitleştirilebilir. Büyük görevler vermek yerine küçük görevler verilebilir. Depresyonda ödül mekanizması bozulduğu için kişi yaptığı işlerden yeterince zevk almaz. Kişiyi aralıklarla taktir etmek, yaptığı işlerde başarısını arttırma isteği uyandırarak özgüveninin artmasına yardımcı olur.” diye konuştu.
“Eşinizin Yaşadığı Depresyonu Kişisel Algılamayın”
Depresyondaki bir eşe nasıl davranılabileceği hakkında tüyolar da paylaşan Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Depresyon insanların geri çekilmesine, farklı davranmasına ve sinirli hale gelmesine sebep olabilir. Bu yaygın semptomlar arasında uykusuzluk, değersizlik duyguları, faaliyetlere olan ilgi kayıpları da bulunur. Uzun süre depresyon yaşayan kişinin eşi de belirgin bir şekilde etkilenir.” dedi.
Depresyondaki eşe karşı mümkün olduğunca sabırlı olunması ve akışa uyulmaya çalışılmasının önemine vurgu yapan Çiftçi, sözlerini şöyle tamamladı:
“Her iki tarafın da zevk aldığı işler birlikte yapılmaya çalışılabilir. Egzersiz yapmak, yürüyüşe çıkmak, sinemaya gitmek ve sohbet etmek olabilir. Depresyondaki kişi için karanlık gözüken şeyler diğer eş için çok daha basit olabilir ve bu olumlu yaklaşım depresyondaki eşi de etkileyecektir. Umudu aşıladığınızda sürecin daha kolay ilerlediğini fark edeceksiniz. Etrafınızdaki olumsuzlukları çok fazla ciddiye almamanızı ve yorulduğunuz zamanda mutlaka molalar vermenizi öneririm. Eşinizin yaşadığı depresyonu kişisel olarak algılamayın çünkü onun yaşadığı bu zorluklar aslında kendi içinde yaşadığı sürecin bir parçası. Kişisel olarak algılamanız daha öfkeli birine dönüşmenize neden olabilir. Eşinizin depresyon yaşadığı durumlarda mutlaka profesyonel destek almanızı öneririm çünkü boşanan çiftlerin bir kısmında tedavi olmamış depresyon hastaları bulunduğunu biliyoruz.”