KİT KOMİSYONU RAPORLARI TBMM GENEL KURULUNDA KABUL EDİLDİ
TBMM Genel Kurulunda, KİT Komisyonunun Kamu İktisadi Teşebbüslerinin 2017-2018 ve 2019-2020 yılları denetimine ilişkin raporlarının, TRT'nin 2017-2020, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2017-2020, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020, Ziraat Bankasının 2019-2020, Türkiye Halk Bankasını 2019-2020, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'nin 2019-2020, Askeri Fabrika ve Tersane İşletmeleri AŞ'nin 2019-2020, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020, Türkiye Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık AŞ’nin 2020, Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ'nin 2019-2020, Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2019-2020 yıllarına ait hesap ve işlemlerinin ibra edilmesi oylanarak kabul edildi.
TBMM Genel Kurulunda, KİT Komisyonunun Kamu İktisadi Teşebbüslerinin 2017-2018 ve 2019-2020 yılları denetimine ilişkin raporlarının, TRT'nin 2017-2020, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2017-2020, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020, Ziraat Bankasının 2019-2020, Türkiye Halk Bankasını 2019-2020, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'nin 2019-2020, Askeri Fabrika ve Tersane İşletmeleri AŞ'nin 2019-2020, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020, Türkiye Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık AŞ’nin 2020, Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ'nin 2019-2020, Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2019-2020 yıllarına ait bölümleri ile bu bölümlere ilişkin itirazların görüşmelerine başlandı.
CHP Amasya Milletvekili Mustafa Tuncer, itiraz ettikleri kurumların başında Et ve Süt Kurumu'nun geldiğini söyledi.
Kurumun, hayvancılık sektöründe düzenleyici ve destekleyici rol oynayan bir kamu iktisadi teşekkülü olduğunu ancak Sayıştay raporlarına göre bunu beceremediğini savunan Tuncer, "Kurumdan, hayvan besleyen de hayvan kesen de süt sağan da, süt satan da memnun değil." dedi.
Kurumun mali durumunu da eleştiren Tuncer, "Kurum, 2019 yılında mal alımlarının yüzde 96,9'unu yurt içi alımlar, yüzde 3,1'ini yurt dışı alımlar olarak gerçekleştirmiş. Bir önceki yıla göre yurt dışı mal alımlarında yüzde 973 oranında azalış olmasına rağmen, çok büyük bir yatırım yapmamasına rağmen, et kombinaları inşaatlarına fazla para harcamamasına rağmen ve bütün bunların üstüne hazineden 274 milyon lira sermaye aktarımı yapılmasına rağmen kurum 2019 yılını 34,7 milyon lira zararla kapatmış. Yine, Kurum 2019 yılından 2020 yılına ise 3,1 milyar lira borç devretmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Tuncer, "Et ve Süt Kurumu, 2021 sonu itibarıyla teknik olarak iflas etmiştir. Bunun sebebi kötü yönetimdir, yönetememektir. Bunun sebebi Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi dediğiniz tek adam rejimidir. Et ve Süt Kurumu size de söz; 15 Mayıs'ta senin için de baharı getireceğiz." diye konuştu.
Tuncer, Sudan'da tarım yapılması amacıyla kurulan Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık AŞ'yi de eleştirerek, "10 yıla yakın zaman olmasına rağmen, bir tane maydanoz bile yetiştirememiş, halen de bu maceraya ve masraflar yapmaya devam etmekte." dedi.
İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, KİT Komisyonunun görevinin sadece eleştirmek değil, doğru yapılan şeyleri de tasdik etmek olduğunu vurguladı.
Devlet Demiryollarıyla ilgili düşüncelerini paylaşan Yaşar, "Türkiye’nin kanayan yaralarından bir tanesi bu yap-işlet-devret modelleri ve verilen garantiler. Örnek olması açısından Ankara Garını gösterebilirim. Orada kişi başına 1,5 dolar garanti vermiş ve '8 milyon yolcunun seyahat edeceğini garanti ediyoruz' demişiz. Ancak gerçekleşen rakam 1 milyon. Yüzde 90 oranında yanılmışız." diye konuştu.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, KİT Komisyonu raporlarına yapılan itirazları ve bu itirazlara karşı Komisyon görüşünü incelediğini belirterek, "Özetle söylemek gerekirse, adı geçen kurumların netice hesaplarının tam olarak denetlendiğinden bahsedilemez. Var olan kamu zararlarının gizlenmeye ve örtülmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Komisyondaki tartışmalar hesapların tasvip edilmediğinin göstergesidir." değerlendirmesinde bulundu.
MHP Konya Milletvekili Esin Kara, muhalefetin itiraz ettiği kurumlardan biri olan TRT tarafından yapılarak birçok ülkeye ihraç edilen Türk dizilerinin, önemli bir tanıtım aracı ve gelir kaynağı olduğuna dikkati çekti.
TRT'nin, kamu yararına yönelik yayın yaptığı için bazı durumlarda kar etmenin ikinci planda kaldığını ancak buna rağmen, itirazların aksine, ilan, reklam, sponsorluk, program, satış, marka ve lisanslı ürün gelirlerinde artış yaşandığını anlatan Kara, "Dış yapımlara gereğinden fazla kaynak ayrıldığı itirazı da rakamlarda karşılığını bulmamaktadır." dedi.
Kara, Ziraat Bankası ile Halk Bankası'ndan alınan kredilerin geri ödenmediği ve bazı firmaların kayrıldığı yönünde iddiaların olduğunu belirterek, "Sayıştay raporlarında bunun bir karşılığı bulunmamaktadır. Banka yetkilileri tüm kredilerin düzenli olarak denetlendiğini, BDDK'nın mevzuatına göre kontrol altında tutulduğunu, takibe intikal eden kredilerin nakde dönüştürülmesi hususunda yasal ve idari süreçlerin devam ettiğini beyan etmektedir." ifadelerini kullandı.
Askeri Fabrika ve Tersane İşletmesi AŞ (ASFAT) ile ilgili itirazlara da değinen Kara, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fabrikanın mülkiyeti MSB'de olacak şekilde ve işçilerin tüm özlük hakları korunarak, kadroların ASFAT'a kalması kaydıyla 25 yıllığına fabrikanın işletme hakkı BMC Savunma Sanayi ve Ticaret AŞ'ye devredilmiştir. Firmanın açıklamalarında Katarlı ortak vurgusunun yanıltıcı olduğu, BMC'nin ortaklığının yüzde 49,9'unun Katar'da olduğu ama ana itibarıyla şirketin Türk firması olduğu belirtilmektedir. ASFAT yönetimi, milli menfaatleri gözeterek yabancı personel çalıştırmadıklarını, üretimlerini Türk yönetici, mühendis ve işçilerle yaptıklarını da beyan etmektedir. Son yıllarda gerek KİT gerekse özel sektördeki girişimlerimiz tarafından savunma sanayisi alanında yapılan atılımlar tüm dünyanın dikkatini çekmektedir. Rusya-Ukrayna savaşında adına klipler yapılan, Karabağ'ın Ermeni işgalinden kurtulmasında önemli rol oynayan İHA'larımız, SİHA'larımız; bunun dışında BAYRAKTAR, Akıncı'mız, KIZILELMA savaş uçağımız ve adını sayamadığım daha nice yerli üretim silahımız Türk milletinin gururudur. Bu firmalara verilecek olan tüm desteklerin de arkasında olmaya devam edeceğiz."
HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, iktidarın 21 yıllık ülke yönetiminde KİT'lerin ne kadar yağmalandığını, uluslararası şirketlere ne kadar peşkeş çekildiğine dair örneklerinin çok net bir şekilde görülebileceğini öne sürdü.
Koç, "Ziraat Bankası, Türk Telekom, PTT'nin ilgili bölümleri, şeker fabrikaları... Bunların tamamı bu iktidar döneminde ne yazık ki uluslararası şirketlere peşkeş çekildiği gibi yine, en fazla arpalık olarak kullandıkları alan olarak biliyoruz. Son dönemlerde yapılan hesaplamalara göre de şu anda iflas eşiğinde olan ve neredeyse batan kamu iktisadi teşebbüslerden bahsetmek mümkündür. Bu, işin bir gerçeği. Bunu şurada belirtmek isterim ki bütün halklar bunun hesabını önümüzdeki seçimde bu AKP hükümetinden soracak." diye konuştu.
TBMM Genel Kurulunda, KİT Komisyonunun Kamu İktisadi Teşebbüslerinin 2017-2018 ve 2019-2020 yılları denetimine ilişkin raporlarının, TRT'nin 2017-2020, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2017-2020, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020, Ziraat Bankasının 2019-2020, Türkiye Halk Bankasını 2019-2020, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'nin 2019-2020, Askeri Fabrika ve Tersane İşletmeleri AŞ'nin 2019-2020, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020, Türkiye Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık AŞ’nin 2020, Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ'nin 2019-2020, Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2019-2020 yıllarına ait hesap ve işlemlerinin ibra edilmesi oylanarak kabul edildi.
İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, AK Parti dönemlerinde pek çok hususta olduğu gibi KİT'lerde de şeffaflığın yok olduğunu, denetim yapılamaz hale geldiğini, liyakatin hiçe sayıldığını savundu.
KİT'lerle ilgili sordukları sorulara "ticari sır" gerekçesiyle cevap verilmediğini ileri süren Ataş, şu ifadeleri kullandı:
"KİT’lerin denetiminden sorumluyuz ama denetleyeceğimiz KİT’ler hakkında soru sorunca cevap alamıyorsunuz. Ticari sır filan palavra. Mesele rant, yolsuzluk, milletin alın terinin gaspı. Ziraat Bankasına 'Sen çiftçinin bankası değil misin, medya imparatoruna tahsil dahi edemediğin çiftçinin 750 milyon dolarını niye veriyorsun?' diye soruyorsun, cevap; ticari sır. TRT'ye 'Bu dizi, filmlere dünyanın parasını harcamışsın. Hangi yapımcıya, hangi paraları verdin? Bak zarar ediyorsun, gel bir anlat bunu.' diyorsun, cevap yine yok. Biz bunu keyfimize mi soruyoruz? Biz bunu 85 milyonun adına soruyoruz, biz bunu tüyü bitmemiş yetimin hakkı için soruyoruz.
Bu milletin tek kuruşuna dokunan kim varsa hesabını verecek. Çünkü KİT'ler borç batağına saplanmış durumda, KİT'lerin toplam borcu 2017 yılında 49 milyar lira, 2022 yılı başında 350,8 milyar lira, 2022 yılı sonu itibarıyla ise 619,2 milyar liraya ulaşmış durumda. Yani KİT’lerin toplam borcunda 2017-2022 döneminde yaşanan artış yüzde 1161 olmuştur. Sayıştay'a bakıyorsun, o da görevini yapamaz duruma getirilmiş."
MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, Türkiye'nin demir yolu ağları açısından dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisi olduğunu söyledi.
Türkiye'nin demir yolu ağında önemli başarılara imza attığına işaret eden Taytak, "2 bin 336 kilometrelik kısım elektrikli olmak üzere 10 bin 984 kilometre uzunluğunda bir demir yolu ağına sahibiz. 594 kilometrelik bir hızlı tren hattımız bulunmaktadır. Uluslararası Demiryolları Birliği verilerine göre Türkiye en geniş hızlı tren hattına sahip 9'uncu ülke." diye konuştu.
Seçim bölgesindeki yatırımlara da değinen Taytak, "508 kilometre uzunluğa sahip Ankara-Polatlı, Afyonkarahisar-Uşak, Uşak-İzmir Hızlı Tren Projesi için mevcut altyapı çalışmaları Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünce devam etmektedir. Kalan altyapı, üstyapı ve elektromekanik yapım işlerinin ihalesi gerçekleştirilmiş, sözleşme imzalanmıştır. Tüm kesimlerle birlikte Ankara-İzmir Hızlı Tren ve Polatlı-Afyon-Palaz kesimindeki yapım çalışmaları hızla devam etmektedir. Projenin tamamlanmasıyla seyahat süresi 3 saat 30 dakikaya inecektir." ifadelerini kullandı.
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da milletin demokrasi içinde AK Parti hükümetinden hesap soracağını belirterek, Cumhur İttifakı'nın hak, hukuk, adalet ve anayasayı çiğnediğini öne sürdü.
Gergerlioğlu, "En güveneceğimiz kurum olan yargıyı yürütmenin kulu, kölesi yaptınız. İstemediğiniz kararı veren savcıları, yargıçları sürdünüz. Coğrafi güvence palavrasını attınız, bir defa bile bunu yerine getirmediniz. Çıplak arama, KHK zulmüne imza attınız; yüz binlerce kişiyi işinden attınız, aç susuz bıraktınız, özel sektörde çalıştırmadınız, pasaportlarını iptal ettiniz." dedi.
CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer ise özellikle Halk Bankası ile diğer kamu bankalarını yönetirken şeffaf, hesap verilebilir ve dikkatli olunması gerektiğini, çünkü bu bankaların milletin kendi bankası olduğunu kaydetti.
Sümer, şöyle devam etti:
"Kamu bankaları belirli bir amaca hizmet etsin, bankacılık sistemine ve vatandaşa destek sağlansın diye kurulmuştur. Kamu bankalarında bu milletin her bir ferdinin hakkı var. Peki, saray iktidarı milletin parasını yöneten kamu bankalarını nasıl idare ediyor? Sayıştay raporlarına göre 2019 yılında Teftiş Kurulu Başkanlığınca merkezden ve yerinde olmak üzere ihbar ve şikayetlere bağlı olarak ortaya çıkan işlemlere soruşturma açılır. Teftiş Kurulu Başkanlığınca 22 adet kredi ve mevduat içerikli, 24 adet insan kaynakları yönetmeliği içerikli, 17 adet bankacılık hizmetleri, 1 tane de bağlı ortaklıkları ilgilendiren konularda toplam 64 adet soruşturma yapılmış. Peki Halk Bankası neden bu kadar çok soruşturma geçiriyor? Türkiye'de geçirdiği soruşturmalar yetmiyormuş gibi Amerika mahkemelerinde Türk bankacılık sistemini çökertebilecek miktarda cezai yüklerle karşı karşıya kalıyor."
Halk Bankası'nın liyakatle, bankacılık esasları doğrultusunda yönetilmediğini savunan Sümer, "2018-2020 arası Sayıştay raporlarına göre Halk Bankasının batık ve riskli durumdaki kredilerinin, toplam bağlı kuruluşları hariç 5 milyar 919 milyon lira batık parası var. Peki ne demek batık ve riskli durumdaki krediler? Saray talimatı üzerine Yönetim Kurulu kararıyla yandaşa verilmiş kredi demek. Bunun başka bir açıklaması yok."
TBMM KİT Komisyonu Başkanı ve AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kurulan KİT'lerin, AK Parti hükümetlerine kadar karlılık ve verimlilikten uzaklaştığını, görev zararları nedeniyle genel bütçe üzerine sürekli baskı oluşturduğunu vurguladı.
AK Parti'nin iktidara geldiği 2002'den itibaren KİT'lerin daha karlı ve verimli çalışmaya başladığının altını çizen Savaş, "2002 yılında bankalar dışındaki mevcut KİT'lerin aktif toplamı yaklaşık 41 milyar iken 2021 yıl sonunda bu rakam mevcut KİT'ler dikkate alındığında yaklaşık 12 kat artışla 483 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. Bankalar dışındaki KİT'lerin hazineye katkısı 2002 yılında 1,9 milyar lira iken 2021 yıl sonu itibarıyla yüzde 236 artışla 6,4 milyar liraya yükselmiştir. 2002-2021 yılları arasında KİT'lerin yatırım harcamalarının artması bizlere bu kuruluşların kaynaklarını cari giderlere değil yatırım harcamalarına yaparak ekonomiye fazlasıyla geri kazandırdıklarını göstermektedir." diye konuştu.
KİT Komisyonu denetimine tabi bankalardan Ziraat Bankası'nın aktif büyüklüğünün 2,3 trilyon liraya, Halk Bankası'nın da 1,4 trilyon liraya ulaştığına dikkati çeken Savaş, iki bankanın salgın döneminde hane halkına, reel sektöre, esnafa ve çiftçiye verdiği destekle ekonomi çarklarının dönmesi için önemli görevler üstlendiğinin altını çizdi.
Savaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye büyük demokrasi ve kalkınma hamlesi sayesinde son 20 yılda bir asırlık yolu katetmiş, nihayet kendi hedeflerini, vizyonunu belirleyip uygulayabilecek bir iklime kavuşmuştur. AK Parti olarak her alanda yaptığımız reformlarla ülkemizi 2023 hedeflerimize ulaştırmak için elimizden gelen tüm gayreti gösterdik. Aziz milletimiz de şahittir ki bu süreçte onca badireler atlattık, engelleri aştık, ülkemiz üzerine oynanan gerek siyasi gerek ekonomik nice sinsi planı boşa çıkardık. Şimdi ise cumhuriyetimizin ilk asrını geride bırakıp ikinci asrına başlayacağımız bu dönemde de Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı vizyonuyla güven ve istikrardan taviz vermeden başarılarımıza yenilerini ekleyeceğiz."
Genel Kurulda KİT Komisyonunun Kamu İktisadi Teşebbüslerinin 2017-2018 ve 2019-2020 yılları denetimine ilişkin raporlarının, TRT'nin 2017-2020, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2017-2020, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020, Ziraat Bankasının 2019-2020, Türkiye Halk Bankasını 2019-2020, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'nin 2019-2020, Askeri Fabrika ve Tersane İşletmeleri AŞ'nin 2019-2020, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020, Türkiye Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık AŞ’nin 2020, Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ'nin 2019-2020, Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2019-2020 yıllarına ait hesap ve işlemlerinin ibra edilmesi oylanarak kabul edildi. (Birlik Haber Ajansı-BHA)
Yorumlar