Partisinden istifa ettiğini açıklayan 27’nci dönem milletvekili Hasan Subaşı’ndan yeni bir açıklama daha geldi. Subaşı açıklamasında hakkında yapılan eleştiri ve yorumlara tek tek cevap verdi:
2 dönem Antalya Belediye Başkanlığı yapan, ardından 2018 yılında İYİ Parti’den 27’nci Dönem Antalya Milletvekili seçilen Hasan Subaşı, partisinden istifa açıklamasından ardından yeni bir açıklama daha geldi. İyi niyetli yorumlara teşekkür ettiğini söyleyen Hasan Subaşı, “Bazı eleştirileri ise anlayışla karşılıyorum. Eleştiriler “ne yaptın ki?” ya da “beklentin mi vardı?” şeklinde soru olarak yöneltilmiş.
27’nci Dönem Antalya Milletvekili seçilen Hasan Subaşı yayınladığı açıklamasında şu cümlelere yer verdi:
“Aslında bu eleştiriler bugünün siyasetinin tam da çıkmazıdır. İçinde bulunduğu bunalımın tarifidir!
Bugünün siyasetinde bir milletvekilinin soru ve araştırma önergeleri üzerinde konuşmaktan başka yapabileceği bir şey yoktur.
Hatta milli iradeyi yansıtması gereken en önemli güç odağı meclis dahi işlevsiz kalmıştır. İşte o nedenle merkez parti iddiası ile kurulan İYİ Parti’nin muhalif bir parti olarak bu rejime karşı çıkışı önemli ve başarılı bir hamleydi. Halkı umutlandırmıştı, meclis ve milletvekilliği tekrar gücüne kavuşmalı demokratik bir rejim yeniden inşa edilmeliydi. Bugünkü rejimde “ben ekonomi bilirim, nas var” diyen muktedirin yarattığı yoksulluğun faturasını bizler değil gelecek nesiller bile ödemekte zorluk çekecektir.
Yaşadığımız süreçte İYİ Parti’yi merkez siyaset iddiası ve muhalif duruşu güçlendiriyor, aksine kuşku yaratacak eylem ve söylemleri zayıflatıyordu. Masadan kalktığındaki oy kaybı da bunun belirgin göstergesiydi.
Bugün de o günlerde yaşanan savrulmanın benzerinin yaşandığı kanaatindeyim.
Esasen iktidarı ve yarattığı rejimi hedefine koyan muhalif bir partinin, iktidar nasılsa kazandı ve güçlendi artık onunla uğraşmak yerine muhalefetin yolunu keselim hatta onun yerine geçelim gibi bir düşüncesi varsa doğru değildir çünkü halkta, iktidara yol veriyor izlenimi yaratır, güven sarsar, muhalif seçmen kaybedilir.
İşbirliği, ittifak koalisyon gibi uzlaşmayı gerektiren girişimleri partiler zararlı faaliyet gibi göremez. Uzlaşma kültürünü öğrenmek ve geliştirmek siyasetin ve demokrasinin vazgeçilmezidir. “Her hâlükârda uzlaşılmalıdır” diyemeyiz ancak halkın çıkarlarını seçmenin eğilimini gözeten partiler gerektiğinde uzlaşma yollarını aramalıdır. Hele belli tecrübeler kazanılmışsa…
Halk genel seçimde devleti önceleyerek oy verebilir güven duygusu öne geçebilir tıpkı geçtiğimiz seçimde olduğu gibi. Altılı masanın oluşturduğu partilerde oluşan güven erozyonu seçimin kaderini etkilemiş yıpranmış iktidar tekrar bu sayede seçilebilmişti. Bu defa yerel seçimlerde bizatihi adayın güvenilirliği de önem kazandığı için iktidara karşı olan seçmen iktidarı uyarmak isteyecektir. Halkı bundan mahrum bırakmak muhalif seçmeni dağıtmak sadece mevcut rejimi tahkim etmeye yarar.
Yaşadığım kent Antalya’da sıkça sorulara muhatap olan tanınan bir siyasetçi olarak, bir süredir ortaya konan siyaset hakkındaki soruları cevaplamak ve sorumluluğunu taşımak istemediğim için partimden ayrılmak zorunda kaldım, konu bundan ibarettir. Saygılarımla”