AK Parti’nin, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde düzenlediği ve 1 milyon 700 bin kişinin katıldığı “Büyük İstanbul Mitingi”nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “14 Mayıs’ta mesele şu parti, bu aday meselesi değil, Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme meselesidir.” dedi
Sahneye eşi Emine Erdoğan ile beraber çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşları selamlarken, Cengiz Kurtoğlu’nun “Duyanlara Duymayanlara” şarkısına eşlik etti.
İstanbul’da doğduğunu, büyüdüğünü, belediye başkanlığı yaptığını, buradan başbakanlığa ve cumhurbaşkanlığına yürüdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yürüyüşü vatandaşlarla yaptıklarını, tekrar vatandaşlarla aynı yollarda olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bana her şey seni hatırlatıyor” şarkısının “Beraber yürüdük biz bu yollarda/Beraber ıslandık yağan yağmurda/Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda/Bana her şey sizi hatırlatıyor.” sözlerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Necip Fazıl Kısakürek’in “Canım İstanbul” şiirindeki “Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar/ Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar/ İçimde tüten bir şey, hava, renk, eda iklim/ O benim zaman mekân aşıp geçmiş sevgilim/ Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur/ Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur/ Denizde toprak yalnız onda ermiş misale/ Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale/ İstanbul benim canım/ Vatanım da vatanım/ İstanbul, İstanbul” dizelerini seslendirdi.
“Mitinge katılım 1 milyon 700 bin”
Mitinge katılanları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ne muhteşem bir ihtişam. Yollar bir başka zengin, gelemiyorlar. Ve İstanbul bugün haykırıyor. 14 Mayıs’ta birilerini emekliye sevk edeceğiz. Onların kim olduğunu biliyorsunuz, dün Maltepe’deymişler. Evet, şimdi resmî rakamı getirdiler bana, resmÎ rakam 1 milyon 700 bin.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara sorduğu “İstanbul yapar mı?”, “İstanbul sandıkları patlatır mı?” sorularına “evet” yanıtını aldı.
Necip Fazıl Kısakürek’in “Sakarya Türküsü” adlı şiirinde, “Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya/ Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya.” dizelerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“İşte şimdi İstanbul ayağa kalktı. İstanbul, senin her bir sokağını, semtini, mahalleni, tepeni ayrı ayrı selamlıyorum. Bu şehrin her bir insanını ayrı ayrı selamlıyorum. Şairin dediği gibi ‘İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar?’ Sade bir semtini bile sevmenin ömre bedel olduğu İstanbul’u biz de doğumdan bu yana aşkla sevdik. Burada doğduk, burada büyüdük, buranın hizmetkârı olduk. İstanbul’u dünyada saygın bir şehir hâline getirdik. İstanbul sadece kendi sınırlarından orada yaşayanlardan ibaret bir şehir değildir. Ülkemizin diğer 80 vilayetinin tüm ilçeleri ve köyleriyle tamamından gelip burada hayat kuran kardeşlerimiz var. Bunun için İstanbul Türkiye’dir, İstanbul aynı zamanda gönül sınırları Türkiye’yi de aşan bir büyük insan zenginliğinin adıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Kırım’dan Kerkük’e, Batı Trakya’dan Türkistan’a dört bir taraftan özbeöz kardeşlerinin şehri olduğunu, bütün dünya önlerine serilse ve “Yerle gök arasında nerede yaşamak istersiniz?” diye sorulduğu takdirde cevaplarının “İstanbul” olduğunu vurguladı.
“İstanbul hiçbir farklılığına bakmadan herkesi bağrına basan şehir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Siz de İstanbul’da yaşamak istemiyor musunuz?” sözlerine katılımcılar “evet” yanıtını verdi.
Bu heyecanın İstanbullu olmaktan geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Aldığımız her nefesinde tarifsiz bir huzur ve mutluluk bulduğumuz tek yer İstanbul’dur. Burası ortasından deniz geçen şehirdir. Burası tarih boyunca insanlığın hep göz bebeği olarak kalmayı başarmış şehirdir. Burası her köşesinde ayrı bir eda ile yükselen camileriyle medeniyetimizin şahikası şehirdir. Burası Fatih’in fethiyle birlikte ebedi vatanımıza kattığımız ve bir daha asla vazgeçmeyeceğimiz şehirdir. Burası kökenine, inancına, meşrebine, hiçbir farklılığına bakmadan herkesi kucaklayıp bağrına basan şehir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un bir başka olduğunu, İstanbul’un bu farklılığının şehre farklı bir şekilde hizmetkâr olmaya sevk ettiğini, kentin şairlerin anlata anlata, ressamların çize çize, şarkıcıların söyleye söyleye bitiremediği şehir olduğunu dile getirdi.
Doğduğu günden bu yana bu şehirde yaşadığı ve 30 yıldır hizmet ettiği için Allah’a şükreden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize İstanbul’daki her bir fertle bu şehrin güzelliklerini paylaşma imkânı veren Rabbime hamdediyorum. Bize bugün burada sizlerle birlikte olmayı nasip eden Rabbime hamdediyorum. Bugün burada İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde sevginize, coşkunuza, ahde vefanıza, kadirşinaslığınıza, azminiz ve iradenizle bizlerle birlikte olduğunuz için her birinize şükranlarımı sunuyorum.” ifadelerini kullandı.
“Kılıçdaroğlu’na biz bu vatanı böldürtmeyeceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nın kendileri için sadece eskiden gelip geçtikleri, seyahatlerini gerçekleştirdikleri bir yer olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeşilköy’deki bu alan önceki asrın başlarında ülkemizin havacılık alanındaki teknoloji hamlesinin başladığı ve sonra tek parti CHP’si tarafından bitirildiği yerdir. Maalesef, maalesef bunların bu ülkede dikili taşı yok, dikili ağacı yok. İşte onun için benim milletim 14 Mayıs’ta bunlara gereken cevabı sandıklarda verecektir. Evet, Türkiye sana sen bize emanetsin diyorlar. Kardeşlerim biz vatanımızı böldürtmeyeceğiz, bu terör örgütleriyle beraber gezen dolaşan Kılıçdaroğlu’na biz bu vatanı böldürtmeyeceğiz.”
Vecihi Hürkuş’un gayretlerini gömdükleri Atatürk Havalimanı’na şimdi de TEKNOFEST’i gömmek istediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gömdürmeyeceğiz değil mi? İHA’ları, SİHA’ları, akıncıları evet hep beraber inşallah bunlara gömdürmeyeceğiz ve bir de bunlarla birlikte inşallah savunma sanayinde ülkemizi ayağa kaldıracağız. Burasının bir diğer önemli özelliği de 15 Temmuz destanını İstanbullularla birlikte yazdığımız yerdir. Biliyorsunuz bu kardeşinizi, FETÖ’cüler, ailesiyle birlikte öldürmeye geldiler ve gece buraya indik.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesi FETÖ’cüler tarafından tankların arasından kaçırılarak Bakırköy Belediyesine gittiğini aktardı.
Kılıçdaroğlu’nun orada kahvesini yudumladığını ve olanları seyrettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bunda yalan bol. Ne dedi? ‘Benim haberim olsaydı ben de beklerdim.’ Hayatı yalan. Dürüstlük diye bir şey bunda yok. Ama ona ihtiyacımız yoktu, on binler buradaydı. Milletim bizimle beraberdi. Millî iradenin şahlanışı olan 15 Temmuz destanından rahatsızlık duyanlar, buradan her geçtiklerinde adeta aynı hezimeti tekrar yaşıyorlar.” diye konuştu.
Millet İttifakı’nın İstanbul’da dün yaptığı mitinge işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bak niye mitingini burada yapamadı, Yenikapı’da? Nerede yaptı? Maltepe’de. Neden? Çünkü bu iş farklı bir şey.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki vatandaşlara şöyle seslendi:
“İnşallah onların bu kâbuslarını da hiç bitirmeyeceğiz. Buna hazır mıyız? Gümbür gümbür sandıklara gidiyor muyuz? Bütün yakınlarımızı, dostlarımızı sandıklara götürüyor muyuz? Ben size inanıyorum. Siz İstanbul’sunuz. İstanbul ‘Evet’ derse bu iş biter. İstanbul ‘Birilerini emekli edeceğiz’ derse bu iş biter. Benim size inancım tam. Ve biz bugüne kadar sadece milletimizle yol yürüdük. Bugün de milletimizle yol yürüyoruz. Ben size inanıyorum. Size güveniyorum. Eğer siz ‘tamam’ derseniz bu iş bitmiştir. Tamam mı? Tamam mı? Eyvallah.”
Bir vatandaşın elindeki “Bay Kemal boş sözü, Reis son sözü söyler.” yazılı pankartı okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte benim milletim böyle. Zekâ fışkırıyor her yerden.” karşılığını verdi.
“Öyle bir ses verin ki 14 Mayıs’ta sandıktan çıkacak sonucun müjdecisi olsun”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin ilk asrının demokrasi ve kalkınma eksiklerini beraberce telafi ettikleri gibi Türkiye Yüzyılı’nı da milletle beraber kuracaklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Şimdi buradan öyle bir ses verin ki yürekler titresin, gönüller coşsun, kalplerin atışı hızlansın. Hazır mıyız? Şimdi buradan öyle bir ses verin ki ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından duyulsun. Hani o Avrupa’nın gazeteleri, dergileri var ya onlar şimdi burayı izliyorlar. Acaba Atatürk Havalimanı’nda ne oluyor? İşte burada, cevabı siz vereceksiniz siz. Bu mübarek ülkenin, bu kutlu devletin üzerinde karanlık hesaplar yapanların yüzü düşsün. Öyle bir ses verin ki 14 Mayıs’ta sandıktan çıkacak sonucun müjdecisi olsun. Hazır mıyız? İstanbul, 14 Mayıs’ta fethinden 570 yıl sonra bu şehrin Türkiye Yüzyılı heyecanıyla buluşturuyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs’ta bu ülkenin ve bu şehrin kazanımlarına sahip çıkıyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs’ta evlatlarının geleceğine sahip çıkıyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı için ‘Bismillah’ diyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs’ta tercihini doğrudan yana kullanıyor musun? Biiznillah, sizlerle beraber bu yolu gümbür gümbür yürürüz. Maşallah, barekallah, tebarekallah.”
Seçim döneminde gittikleri her şehirde havalimanından miting meydanına kadar attıkları her adımda milletin sevgisine ve coşkusuna şahit olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri mitinginde 135 bin, Mersin mitinginde ise 80 bin kişi olduğunu, her şeyden önce yol kenarlarının ve heyecanın muhteşem olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepsi kararı vermişti. Caddelerdeki, meydanlardaki bu tablo bize, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak 21 yıldır hizmet verdiğimiz milletimizle aramızdaki bağın ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi.” dedi.
“Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik”
Bir önceki gün Erzurum’da olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dadaşlar bizim otobüsün adeta önünü kestiler, yürütmüyorlar. Fakat alana bir geldik, maşallah, orada da 130 bin kişi. Dadaş bu Dadaş? O yürü demezse yürüyemezsin ve onlarla beraber alana yürüdük. Alandaki coşku yine bir başkaydı.” değerlendirmesini yaptı.
Bugün İstanbul’un hepsinden bir başka güzel olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Muhteşem mi muhteşem. İstanbul bugün kendine yakışanı, kendi evladını, ona hizmetkâr olanı çok iyi tanıdığı için biliyor. Buraya, bu kardeşinizi belediye başkanı yaptığınızda İstanbul’un hâli neydi? Susuz. Çöp, çukur, çamur. Buralarda İstanbul’u bu kardeşiniz kurtardı mı? İstanbul’u susuzluktan kurtardık mı? Çöp dağlarından kurtardık mı? Hatırlayın. Ümraniye’de çöp dağları vardı ve çöp dağları patladı, 39 kardeşimiz orada öldü. Ey bay bay Kemal, ya sen bunların hesabını nasıl vereceksin ya? Ya sizin geçmişiniz bozuk, geçmişiniz bozuk. Peki, biz orayı ne yaptık? Spor tesisleriyle donattık. Niye? Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik. Şimdi oralar spor tesisleriyle donatıldı. Ve İstanbul’un doğal gazı 50 bin eve girmişti. Biz 1 milyon 250 bin eve çıkardık. Biz buyuz, farkımız bu. Şimdi bunu milletimize siz anlatacaksınız. Ne diyor şair? ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan.’ Şimdi ben koşuyorum. İnanıyorum ki siz de benimle beraber koşuyorsunuz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanlığından beri bir prensibi olduğunu, yapmayacağı şeyi söylemediğini dile getirdi.
Söyledikleri her şeyi de Allah’ın izniyle yaptıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin ve milletin meseleleri konusunda en küçük bir sorumluluk hissetmeyenlerin böyle bir derdi olmadığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, onun için de ülkeye kazandırdıkları her esere takoz koyulduğuna işaret ederek, “Milletimize verdiğimiz her hizmete kara çaldılar. Türkiye’nin her kazanımından rahatsızlık duydular hatta bunu açıkça söylemekten de çekinmediler. Bu hükûmet, dünyanın en doğru şeyini de yapsa ne diyorlar? ‘Biz yine karşı çıkacağız.’ Bunun için biz sözümüzü hep milletimize söylüyoruz. Eser ve hizmet yarışımızı da muhalefetle değil kendi kendimizle yapıyoruz. Şimdi isterseniz ülkemize bugüne kadar kazandırdıklarımızı şöyle kısaca bir hatırlayalım.” diye konuştu.
AK Parti’nin 21 yılda ülkeye kazandırdıklarının yer aldığı videonun izlenmesinin ardından sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
“Gördüğünüz gibi tek tek anlatsak günlerce bitmeyecek eser ve hizmetle ülkemizi güçlendirdik. Milletimizi güvenli, huzurlu bir hayata kavuşturduk. Yürümekle bu yol bitmez. Yapacağımız çok şey var. Tabii ki sorunlar da var. Ama önce nereden nereye geldiğimizi görmemiz lazım. Bir ülke düşünün, asırlardır istiklal ve istikbal mücadelesi veriyor. Bir yönetici düşünün, iş başına geldiği günden beri hizmet üretmek için engel üstüne engel aşmak zorunda kalıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine başladığımızda bizi bu şehre hizmetten alıkoymak için neler yaptılar, neler. Biz yılmadık, teslim olmadık, mücadeleyi bırakmadık. Hamdolsun. İstanbul’u sadece CHP’nin çöpünden, çukurundan, çamurundan kurtarmakla kalmadık aynı zamanda bu şehri sahip olduğu avantajları, altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla zenginleştirerek, dünyanın gıptayla baktığı bir merkez hâline getirdik. Şimdi ben İstanbul’a soruyorum Haliç ne idi? Kokudan yanından geçilebiliyor muydu?”
“2024’te ona da gereken dersi vermeye hazır mıyız?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9,5 kilometre ötedeki Alibeyköy taş ocağına Haliç’in bütün dip çamurlarını pompa sistemiyle naklettiklerinin altını çizerek, orayı şu anda çocuklar için bir oyun parkı hâline getirdiklerini belirtti.
Haliç’in kokudan temizlendiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eskiden mezbahaların olduğu bir yerdi Sütlüce. Oraya Haliç Kongre Merkezi’nin adımını attık. Başlattım, rahmetli Kadir Bey tamamladı. Orada şimdi kongreler yapıyoruz. Nereden, nereye? Böyle bir eser kazandırdık. Boğazın suyunu Haliç’e bağladık. Neyle? Tünel sistemiyle. Bu suyla birlikte Haliç’teki o kirli su temizlendi. Bizden sonra da İstanbul’un başındaki adam maalesef rezil etti. Şimdi de İstanbul’u sel bastığı zaman, bunun gittiği yer belli, ya yurt dışı ya Bodrum. Buralarda hayatı geçiriyor. O da yetmiyor, şimdi de bay bay Kemal ona bir talimat vermiş. ‘Sen niye İstanbul’da duruyorsun, çık Van’a git. Van’da da PKK’lılarla anlaşmışlar. Onların işaretini yapıyorlar. Ya Ekrem, sen Trabzonlusun. İstanbul’a hizmetkâr olmak varken, senin oralarda ne işin var? 2024’te ona da gereken dersi vermeye hazır mıyız?”
“Vesayeti yendik, bu defa da PKK ve FETÖ terör örgütlerinin saldırılarıyla karşılaştık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un bunlardan çok çektiğini belirterek, “Ankara çok çekti, yeter. İzmir çok çekti, yeter Bunların hepsine birden ders verip, bunları emekliye sevk ediyor muyuz?” dedi.
Vesayetin ayak oyunlarını bozan tarihin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesini gerçekleştirdiklerini, vesayeti yendiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu defa da kendimizi PKK ve FETÖ terör örgütlerinin saldırılarıyla darbe teşebbüsleriyle, ülkemizi yıkma girişimleriyle karşı karşıya bulduk.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarında İstanbul’un sokaklarına, “Zulüm 1453’te başladı” yazıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Bunlar kim? İşte CHP yandaşları. Bunlar duvarlara yazdılar. Benim Başbakanlık ofisimin karşısına rahmetli anneciğime hakaretler ettiler. Maalesef ne elde ettiler? Bunlar Dolmabahçe’de Atik Valide Camisi’ne bira şişeleriyle girdiler mi? Bira şişeleriyle bizim mabedimizi kirlettiler mi? Loderlerle tüneller açmaya kalktılar. Bedelini ağır ödediler ve ödeyecekler. Öyle mi? Biz girdik, biraları devirdik. Bay bay Kemal istediğin kadar, fıçı dolusu iç, hiçbir şey seni iflah etmez. Benim milletim ayyaşa, sarhoşa kalkıp da meydanı bırakmaz. Yapacağımız çok iş var. Bu yolda yürüyecek çok mesafemiz var. ‘Zulüm 1453’te başladı’ yazanların mesajı açık değil mi? Montaj olduğunu bildikleri hâlde 17-25’te FETÖ ihanet çetesinin kaset kumpaslarına dört elle sarılanların mesajı açık değil mi? 15 Temmuz gecesi millet darbeye direnirken, tankların arasından süzülüp gidenlerin mesajı açık değil mi? Suriye’yi yerle bir eden kan ve ateş çemberini ülkemize taşımak için terör örgütleriyle kol kola girenlerin mesajı açık değil midir? Ekonomik tetikçilerin tuzaklarına, ‘tüketmeyin’ ülke batsın diyerek, destek olanların mesajı açık değil mi?” (Birlik Haber Ajansı-BHA)