Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan’ın Avrupa Birliği (AB) Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu’ndaki konuşmasında yaptığı açıklamalara tepki gösterdi.
“24 Ocak’ta Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan’ın Avrupa Birliği (AB) Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu’ndaki konuşmasında yaptığı açıklamalar riyakârlığın açık bir örneğidir.” cümlesinin geçtiği açıklamada aşağıdaki ifadeler kullanıldı:
“Ermenistan Dışişleri Bakanı’nın Laçın yoluyla ilgili oluşan durumun savaş yoluyla çözülmesi önerisi ciddi bir tehdittir. Ermeni yetkililerin savaş çağrılarının yeni olmadığı biliniyor. Henüz 2019’da Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ‘Karabağ Ermenistan’dır’, eski Savunma Bakanı Tonoyan ise ‘Yeni topraklar için yeni savaş’ şeklinde fikirler dile getirmişlerdi. Dışişleri Bakanı Mirzoyan’ın askeri çözüm yolunu önermesi, Ermenistan’ın tarihten ders çıkarmadığını ve 30 yıl Azerbaycan topraklarını işgal altında tutmasının nasıl sonuçlandığını hala anlamadığını gösteriyor. Ermeni tarafının bu oyunu önlenmelidir.
Görünen şu ki, 2020 savaşından sonra Ermenistan’ın yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesine ilişkin (Ermeni silahlı kuvvetlerini topraklarımızdan tam olarak çekmemesi, Azerbaycan topraklarında yasa dışı faaliyetlerini sürdürmesi, Laçın yolunu kötü amaçlar için kullanarak askeri personel rotasyonunu gerçekleştirmesi, Azerbaycan’da mayın tehdidini sürdürmesi, doğal kaynakların yasa dışı işletilmesi, üçüncü ülke vatandaşlarının Azerbaycan topraklarına yasa dışı geçişini sağlaması vs.) Azerbaycan’ın Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşlara, aynı zamanda parlamentolara sunduğu inkâr edilemez kanıtlara bu kurumlar tarafından önem verilmemesi Ermenistan’ı bir kez daha cesaretlendirmiş. Aynı zamanda Ermenistan Dışişleri Bakanının bu konuşmasının, Laçın yoluyla ilgili duruma ilişkin bir dizi uluslararası çevre tarafından yapılan yanlış, barışı desteklemeyen ve rövanşizmi tahrik eden açıklamalardan esinlendiği de açıktır.
Genel olarak, bağımsızlık kazandığı dönemden beri uluslararası hukukun norm ve ilkelerine aykırı olarak Azerbaycan’ın uluslararası kabul görmüş topraklarına karşı askeri saldırganlık ve toplu katliamlar gerçekleştiren, işgal altındaki şehirleri ve yüzlerce köyü yok eden, Azerbaycanlılara karşı etnik temizlik yapan, yüzbinlerce insanı kendi topraklarından kovan, BM Güvenlik Konseyi’nin 4 kararını uygulamayan Ermenistan’ın, topraklarımız işgalden kurtarıldıktan sonra uluslararası hukuka ve uluslararası kurallara atıfta bulunması, uluslararası kuruluşlara başvurması ve müdahale çağrısı yapması absürttür.
Dışişleri Bakanı Mirzoyan’ın Azerbaycan’ın başlattığı üç yönlü müzakerelere (tüm ulaşım bağlantılarının açılması, sınırların belirlenmesi, barış anlaşmasının imzalanması) Ermenistan’ın iyi niyetle katılımına ilişkin dile getirdiği görüşlerin gerçeği yansıtmadığı iyi biliniyor. Ermeni tarafı, barış gündemine ilişkin teklifler verildikten sonra aylarca çağrılarımıza cevap vermemiş, sürecin ilerlemesi için pratik adımlar atmamış ve çeşitli bahanelerle sürekli olarak süreci engellemiştir.
Ermeni tarafının bir kez daha gündeme getirdiği Azerbaycan’ın ‘bölge dışı koridor’ talep ettiği iddiaları asılsızdır. Üçlü bildirinin 9. paragrafına göre Ermenistan’ın ‘vatandaşların, araçların ve yüklerin her iki yönde engelsiz bir şekilde hareketini sağlamak amacıyla Azerbaycan Cumhuriyeti’nin batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında ulaşım bağlantısı kurulması’ yükümlülüğü var. Ermenistan, kendi topraklarından engelsiz geçişin sağlanmasını kabul etmiştir ve bu yükümlülüğü yerine getirmek zorundadır. Aynı şekilde Azerbaycan’ın 8 köyü ve onlarca kilometrekarelik topraklarını hala işgal altında tutan Ermeni tarafının Azerbaycan’ın sınırların belirlenmesi sürecine bağlı olmadığını söylemesi şaşırtıcı.
Azerbaycan’ın barış anlaşması imzalama teklifine sekiz ayı aşkın bir süredir yanıt vermeyen, daha sonra barış anlaşmasının imzalanmasını genelde uzun süren sınırların belirlenmesi süreciyle şartlandıran, belirlenmemiş sınır bölgesinde askerden arındırılmış bölge oluşturulmasını öneren Ermenistan’ın çeşitli bahanelerle barış anlaşmasına engel olması ve bazı unsurları abartarak müzakere sürecinin özüne ilişkin kafa karışıklığı yaratması endişe verici bir durumdur ve Ermenistan’ın adımlarını bir kez daha ölçüp biçmesi gerekiyor.
Ulusal politikasını Azerbaycanlılara ve Türklere karşı nefret üzerine inşa eden ve bunu tüm adımlarıyla ortaya koyan, topraklarında yaşayan tüm etnik halkları yok eden ve sınır dışı eden bir ülkenin Azerbaycan’ı Ermenilere karşı nefretle suçlaması kabul edilemez.
Azerbaycan’ın amacının ‘etnik temizlik’ ve Ermeni sakinlerini ‘sınır dışı’ etmek olduğu yönündeki asılsız iddialara gelince, yüzbinlerce Azerbaycanlıya karşı etnik temizlik ve toplu katliamlar gerçekleştirmiş Ermenistan’ın halkların haklarının sağlanması konusunda fikir beyan etmeye manevi hakkı yok.
Ermenistan tarafından Laçın yoluyla ilgili duruma ilişkin defalarca dile getirilmiş ve yine son açıklamada da yapılmış açıklamalarla ilgili olarak şunu belirtmeliyiz ki, Azerbaycan’ın doğal kaynaklarının yasa dışı işletilmesi, bu kaynakların Azerbaycan’dan Ermenistan’a taşınması ve Azerbaycan’ın sadece insani amaçlarla kullanılması öngörülen egemen toprağı Laçın yolunun kötü amaçlar için kullanılmasının önlenmesi talebiyle barışçıl protestolar Azerbaycan halkının meşru hakkıdır. Ermenilerin yaşadığı Azerbaycan topraklarında yasa dışı faaliyetler Azerbaycan’ın milli güvenliği için bir tehdittir ve bu tür faaliyetlere son verilmelidir.
Azerbaycan, bundan sonra da ulusal çıkarlarını ve güvenliğini savunmak için gerekli tüm önlemleri almaya devam edecek.” (Yeniçağ Medya Gurubu Azerbaycan)