ANKARA-BHA
Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Orman Genel Müdürlüğünün (OGM) geçen yıl yaptığı ağaçlandırma çalışmaları başta olmak üzere orman yangınlarıyla mücadele faaliyetleri ve 2025 yılı hedeflerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Ormanların güçlendirilmesi için 2024'te ağaçlandırma çalışmalarına devam ettiklerini aktaran Karacabey, "Toplamda 96 bin hektar alanda çalışma yaparak yaklaşık 500 milyon fidanı toprakla buluşturduk ve ülkemizin yeşiline yeşil katmış olduk. Bu sayede de özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı olan 7 milyar fidan hedefini gerçekleştirip, son 20 yılda diktiğimiz fidan sayısını 7,5 milyara ulaştırmış olduk." diye konuştu.
Karacabey, bu çalışmalar sayesinde sadece orman varlığını artırmakla kalmadıklarını, ülke topraklarının erozyonla kaybolmasının da önüne geçtiklerini vurguladı.
Geçmiş yıllarda 500 milyon ton olan yılda kaybolan toprak miktarını 113 milyon tona düşürdüklerini, hedeflerinin bunu daha da aşağıya çekmek olduğunu belirten Karacabey, ağaçlandırma çalışmalarının yanı sıra ormanların bakımını da yaptıklarını anlattı.
Karacabey, bu sayede elde ettikleri ürünleri ülke ekonomisine kazandırdıklarına işaret ederek, "2017 yılında yaklaşık 800 milyon dolar olan ağaç orman ürünleri ithalatından kaynaklı açığı kapatıp, 2024 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 1 milyar dolar cari fazla elde edilmesini sağladık." dedi.
Orman köylülerine destek bütçesi arttı
Orman köylülerinin kalkındırılmasının da asli görevlerinden biri olduğuna değinen Karacabey, Orman ve Köy İlişkileri (ORKÖY) Dairesi Başkanlığı sayesinde 2024'te 10 bin 500 aileye 2 milyar lira tutarında yüzde 20'si hibe, yüzde 80'i faizsiz kredi olmak üzere kaynak aktardıkları bilgisini verdi.
Karacabey, orman köylerinde yaşayan vatandaşların bir taraftan hayat şartlarını iyileştirirken, diğer taraftan ek gelir elde etmelerini sağladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Bu çerçevede yürüttüğümüz en önemli faaliyetlerden biri, köylerimizdeki vatandaşlarımızın evlerinin elektrik ihtiyacını çatılarına kurduğumuz güneş enerjisi panelleriyle sağlamak oldu. Bu sayede onların hem giderlerinin azalmasını sağlarken, aynı zamanda da konforlu ortam sağlamış olduk. 2025 yılında da inşallah ORKÖY bütçesini 2,5 milyar liraya çıkarıyoruz."
"Yapılan her işlem kayıt altına giriyor"
Ormanların korunmasına ilişkin yeni uygulamaları devreye aldıkları bir yılı geride bıraktıklarını vurgulayan Karacabey, şöyle konuştu:
"Kısaca 'ETB' diye ifade ettiğimiz Elektronik Taşıma Belgesi Sistemi'ne geçtik. Birleşmiş Milletlerin (BM) ormansızlaşmayla ilgili tüzüğü yayımlandı ve bu tüzüğe göre orman ürünlerinin ilk üretildiği yerden son tüketiciye ulaşıncaya kadarki seyrinin takip altına alınması, kontrol altına alınması hükmü getiriliyor. Biz de bunu sağlayabilmek maksadıyla yaşlandığı için veya bakım gereği ya da hastalandığından dolayı ormandan çıkarılması gereken ağaçları barkodla bulunduğu yerden itibaren kayıt altına alıyoruz. Ondan sonraki yolculuğunu da yine barkodla birlikte ETB ile izlemeye almış oluyoruz. Böylece yapılan her işlem kayıt altına girmiş oluyor. Böylece ormansızlaşmayla ilgili herhangi bir açık da kalmamış oluyor."
Karacabey, Türkiye'nin orman yangınlarıyla mücadelesinin birçok ülke tarafından hayranlıkla izlendiğine dikkati çekerek, bu kapsamda dünyada bugün kullanılan teknolojinin en yenisini kullandıklarını ifade etti.
ABD'den sonra ormanları gözetlemede ve yangınların yönetiminde İnsansız Hava Aracı (İHA) kullanan ikinci ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Karacabey, "Bu konuda Avrupa'da ilk ülkeyiz. Aynı zamanda dünyada sadece 5 ülkede bulunan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Otağ' ismini verdiği ormanların gözetilmesi ve yangınların yönetilmesinde de kullandığımız, sadece 10 dakika içinde bize tamamen en ayrıntılı şekilde harita üretebilecek teknolojiyle donatılmış uçağımız bulunuyor." dedi.
Karacabey, 2024'te orman yangınlarının seyri ve alevlerle mücadelede yapay zekayı da kullanmaya başladıklarını anımsatarak, bu kapsamda başarılı bir yılı tamamladıklarını söyledi.
"Mücadeleyi tüm kesimlere yaygınlaştıracağız"
Geçmiş yıllarda yaşanan büyük orman yangınlarıyla mücadeledeki tecrübelerden yola çıkarak hava gücünü artırdıkları bilgisini paylaşan Karacabey, şu değerlendirmede bulundu:
"2002'de 73 ton olan bir seferde su atma kapasitesini 400 tonun üstüne çıkardık. Aynı zamanda yer ekiplerimizin sayısını da yüzlü rakamlardan bugün 1600-1700'lere ulaştırdık. Sadece arazöz sayısını 25 bine çıkardık. Bugüne kadar elde edilmiş olan bu başarıları, bundan sonra elde edilecek başarıların garantisi olarak görmüyoruz. 'Bugüne kadar yapabildiysek bundan sonra da yapabiliriz.' düşüncesi bizi rehavete asla düşürmemeli. Bu yılki stratejimiz Sayın Bakanımızın da özellikle her seferinde vurguladığı gibi orman yangınlarıyla mücadelede asıl başarı, yangının çıkmamasını sağlayabilmektir."
Karacabey, orman yangınlarının önlenmesi konusunda daha çok gayret etmeleri gerektiğine dikkati çekerek, "Mücadelemizi, Milli Eğitim Bakanlığımız ile Tarım ve Orman Bakanlığımızın yakın zamanda imzalayacakları protokolle ilkokul, ortaokul ve liseden başlamak üzere öğrencilerimizi de bu işin içine katarak, onlar vasıtasıyla ailelerine ulaşarak toplumun tüm kesimine yaygınlaştırmayı düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
"Yanan ormanlarımızın tamamı, istisnasız tekrar ormanlaştırılıyor"
Yangınların çıkış sebebinden yüzde 88'inin insan kaynaklı olduğunu vurgulayan Karacabey, bu konuda toplum olarak daha duyarlı olunması halinde bunun önüne geçileceğini bildirdi.
Karacabey, yaşı ve sağlığı müsait bütün vatandaşları orman yangını gönüllüsü olmaya davet ederek, "O eğitimi alsınlar ve bir yangın olduğunda da ihtiyaç duyduğumuzda bizimle birlikte çalışsınlar, yardımcı olsunlar." ifadesini kullandı.
Yanan orman alanlarının imara ve turizme açıldığı veya başka maksatlarla kullanıldığı yönünde aslı olmayan haberlerin yayıldığına dikkati çeken Karacabey, şunları kaydetti:
"Cumhuriyet tarihinde yangına maruz kalmış alanlardan ormanlaştırmanın dışında başka maksatla kullanılan bir karış yer bulunmuyor. Yani yanan ormanlarımızın tamamı, istisnasız tekrar ormanlaştırılıyor. Basında zaman zaman paylaşılan birtakım fotoğraflar oluyor, 'Yanmadan önce ormandı, sonrasında otel yapıldı.' diye. Bu yerler ya çok öncesinden kanun çerçevesinde izin verilmiş yer ya da orman olmayan mülkiyeti vatandaşa ait olan yerler olabiliyor. 2021'de büyük yangından etkilenen alanlarımızın tamamı şu an itibarıyla ormanlaştırılmış durumda. İkinci olarak da bu yangınlar sırasında bugüne kadar maalesef 142 arkadaşımız şehit oldu. İnşallah bir daha böyle acılar yaşamayalım. Bunun için de hepimize düşen görev daha dikkatli olmak. Bu konuda gayret edersek olumlu, daha güzel sonuçlar alacağımıza inanıyoruz."