ANKARA-BHA

Dünya genelinde hızla artan mikroplastik kirliliğinin, tarımsal üretimi ve gıda güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiği ortaya kondu. Yeni bir araştırmaya göre, toprak ve su kaynaklarına yayılan mikroplastikler, temel besin kaynakları olan buğday, pirinç ve mısır gibi ürünlerin verimliliğini yüzde 4 ila yüzde 14 oranında azaltıyor. Bu durumun, halihazırda açlıkla mücadele eden yüz milyonlarca insanın durumunu daha da kötüleştirebileceği belirtiliyor.

2022 yılında dünya genelinde yaklaşık 700 milyon insanın açlıkla karşı karşıya olduğu düşünüldüğünde, bilim insanları mikroplastik kirliliğinin etkilerinin önümüzdeki 20 yıl içinde bu sayıyı 400 milyon kişi daha artırabileceği uyarısında bulunuyor. Araştırmacılar, bu senaryoyu "küresel gıda güvenliği açısından alarm verici" olarak nitelendiriyor.

Çin'deki Nanjing Üniversitesi'nden Prof. Huan Zhong, "İnsanlık, artan nüfusu beslemek için gıda üretimini artırmaya çalışıyor. Ancak plastik kirliliği bu çabaları tehdit ediyor" diyerek, plastik atıkların azaltılması için acil önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi.

Mikroplastikler nasıl zarar veriyor?

Doğaya atılan plastik atıkların parçalanmasıyla oluşan mikroplastikler, toprak, su ve hatta havada dahi tespit edilebiliyor. Bu kirlilik, bitkilerin fotosentez yapma süreçlerini doğrudan etkileyerek büyümelerini olumsuz etkiliyor. Araştırmalar, mikroplastiklerin toprak kalitesini bozarak bitkilerin besin alımını zorlaştırdığını, yaprakların yüzeyini kaplayarak güneş ışığını engellediğini ve bitki hücrelerinde toksik maddelerin birikmesine yol açtığını gösteriyor. Deniz ekosistemlerinde ise alglerin fotosentez kapasitesini düşürerek deniz yaşamını da olumsuz etkiliyor.

Araştırmada, mikroplastiklerin kara bitkilerinde fotosentezi yüzde 12, deniz yosunlarında ise yüzde 7 oranında azalttığı belirlendi. Bu düşüş, küresel karbon döngüsünü de etkileyerek, okyanusların atmosferden CO2 çekme kapasitesini azaltabileceği endişesini doğuruyor.

En fazla etkilenen bölgeler

Mikroplastik kirliliğinin küresel tarıma etkisi bölgesel olarak farklılık gösteriyor. Asya'nın en büyük kayıpları yaşayan bölge olduğu belirtilirken, pirinç, buğday ve mısır üretiminde yıllık 54 ila 177 milyon ton arasında bir düşüş yaşanabileceği tahmin ediliyor. Avrupa'da özellikle buğday üretimi zarar görürken, ABD'de mısır üretiminin büyük darbe alacağı öngörülüyor. Güney Amerika ve Afrika'da bu tahılların üretimi daha düşük seviyede olsa da, mikroplastik kirliliği konusunda daha az veri bulunuyor.

Okyanuslarda ise mikroplastik kirliliği nedeniyle yıllık 1 ila 24 milyon ton arasında balık ve deniz ürününün kaybedilebileceği belirtiliyor. Bu durum, on milyonlarca insan için temel protein kaynağının azalması anlamına geliyor.

Küresel mücadele ve belirsizlikler

Araştırmacılar, mikroplastiklerin gıda üretimi üzerindeki etkilerini değerlendirmek için 157 çalışmadan elde edilen 3 binden fazla veriyi inceledi. Ayrıca, mikroplastik kirliliği ile gıda üretimi arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak için makine öğrenimi tabanlı bir model de kullanıldı. Sonuçlar, iki farklı yöntemin benzer tahminlerde bulunduğunu gösterse de, bazı bilim insanları modelde kullanılan verilerin daha fazla doğrulama gerektirdiğini ve mikroplastiklerin tarıma etkisinin daha ayrıntılı araştırılması gerektiğini vurguluyor.

İngiltere Ulusal Oşinografi Merkezi’nden Prof. Richard Lampitt, “Bu analiz önemli ancak verilerin doğruluğu konusunda temkinli olunmalı. Mikroplastik kirliliğinin gıda arzı üzerindeki etkisi hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç var” dedi.

Bayraktar TB2T’den başarılı performans testi Bayraktar TB2T’den başarılı performans testi

Aralık ayında Birleşmiş Milletler çatısı altında plastik kirliliğini önlemeye yönelik bir küresel anlaşma sağlanamaması eleştirilirken, görüşmelerin Ağustos ayında yeniden başlayacağı açıklandı. Araştırmacılar, mikroplastik kirliliğinin küresel gıda güvenliği üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, yeni düzenlemelerin bu soruna da odaklanması gerektiğini belirtiyor.

Üniversite of Plymouth’dan Prof. Richard Thompson, “Yeni çalışma, mikroplastiklerin gıda üretimi üzerindeki etkisini anlamamız açısından önemli bir adım. Mevcut tahminler zamanla revize edilebilir, ancak plastik kirliliğiyle mücadele etmek için daha fazla beklememeliyiz” ifadelerini kullandı.