Mine K. /İSTANBUL-BHA

İstanbul’un sembol anıtlarından biri olan Kariye Camii, 6. yüzyıla kadar uzanan bir geçmişe sahip. Doğu Roma döneminde saray kilisesi ve şapel olarak kullanılmış ve günümüze kadar ayakta kalmış nadide yapılar arasındadır. Mimari üslubu, mozaik ve fresk gibi bezemeleriyle İstanbul’un kültürel zenginliğinin önemli bir parçasıdır. Ayrıca son dönem Doğu Roma sanatının en zengin ve korunmuş örneklerinden biri konumda.

Kariye İsmi Nereden Geliyor?

Yapının isminin kaynağı tam olarak bilinmemekle beraber iki yaygın görüş vardır:

  1. Mistisizm ve Kutsallık: Kariye kelimesi, mistik anlamda “Soteros” yani kurtarıcı İsa’ya adanmış olabilir. O dönemde Tanrı’nın sınırsızlığını ifade eden tarifler İsa ve Meryem’e de yakıştırılmıştır.

  2. Konum ve Yerleşim: Konstantin surlarının dışında yer aldığı için “Khora” adını aldığı düşünülmektedir. Khora kelime olarak taşra anlamına gelir ve Türkçede “köy” anlamındaki “kariye” kelimesi de buradan gelmektedir.

Mimarisi ve İç Tasarımı

Kariye Camii, dışarıdan bakıldığında sade bir yapı gibi görünse de iç mekandaki mozaik dekoratif öğelerle bir sanat eseri haline gelmiştir. Yapı beş ana mimari birimden oluşur: Dış Narteks, İç Narteks, Naos, kuzeydeki iki katlı ek yapı ve güneydeki parekklesion.

Naosun doğu ucunda bir bema vardır. İç narteks, naosun batısında yer alır ve dört mekan biriminden oluşur. Dış narteks, iç narteksin batısında ve güneyinde yer alan mekan birimlerinden oluşur. Yapıda ayrıca sekiz mezar arkosolyumu bulunur.

Restorasyonlar ve Günümüzdeki Durumu

Kariye Camii, farklı dönemlerde inşa ve restorasyon çalışmaları geçirmiş ve bugünkü şeklini almıştır. Kubbesinin sadece kasnağı orijinal olup, diğer kısımlar zamanla yenilenmiştir. İç mekanda mimari bütünlük korunmuş ve yapının tarihî ve sanatsal değeri günümüze taşınmıştır.

İSKİ'ye 2,6 milyon lira çevre cezası İSKİ'ye 2,6 milyon lira çevre cezası