Uzmanlar Çavuşlar Atama Bekliyor
Atanamayan Uzmanlar Derneği (ATAUZDER) Denizli İl Başkanı Hasan Sevci ve Başkan Yardımcıları Salih Dağdelen ile Kadir Sivaslı, tvDEN’de Gazeteci Mehmet Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Güne Bakış programına konuk oldu. Atanamayan uzman çavuşların sorunlarının devam ettiğini ve çözüm beklediklerini söyleyen Başkan Hasan Sevci, “Çeşitli nedenlerle mesleği bıraktık ama devlet kurumlarına başvurduğumuzda olumsuz cevap alıyoruz. Ben 5 yıldır atanmayı bekliyorum. Bunun tek bir nedeni var. Maalesef kanunumuz referansla çalışır hale geldi” dedi.
Derneğin kurulma amacını ve atanamayan uzman çavuşların sorunlarını dile getiren Başkan Sevci, “Aslen Afyonkarahisarlıyım ama 3 yıldır Denizli’de ikamet ediyorum. Mesleği bıraktıktan sonra ailecek Denizli’ye taşındık. Bizler 3269 sayılı uzman erbaş kanununa tabi olarak çalışmış, çeşitli nedenlerle mesleğini bırakmış eski uzman çavuşlarız. 6 Mart’ta Atanamayan Uzmanlar Derneği kuruldu. Toplam 55 ilde İl Başkanlığımız var. Genel başkanımız Mustafa Gündeşli, genel merkezimizde Ankara’da. Yeni bir kuruluş olduğumuz için üye sayımız düşük ama gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Bize verilmiş bir kanun var madde var. 3269 sayılı uzman erbaş kanunu ve 657 sayılı devlet memuru kanunu, ilgili maddeleri gereği 7 yıl süreyle görev yaptıktan sonra kamu dairelerine geçiliyordu. 2016 yılından önce bu süreç 2 yıldı daha sonra 7 yıl oldu. Tabii burada da bir hak kaybı var. Bizler 2016’dan sonra 7 yılını ve 7 yıldan fazla çalışmış arkadaşlarımız mesleğini çeşitli nedenlerden dolayı bıraktıktan sonra sivil memurluğa kurum ve kuruluşlara başvuruyorlar. Fakat bireysel olarak bir muhatap bulamıyorlar. Bu yüzden sivil memurluğa geçiş yapamıyoruz. Biz devlet memurluğunu hak ettik 7 yılı tamamladık. Devlet kurumlarına başvurduğumuzda ‘açık kadro yoktur’ yanıtı alıyoruz. Bizler bu konuda mağduruz. Devlet kurum ve kuruluşlarına ayrı ayrı başvuru yapıyoruz ama her defasında olumsuz cevap alıyoruz. Aramızda yaşı ilerlemiş olan arkadaşlar var fakat biz öncesinde bir memurluk yaşadığımız için memurluğa geçerken bizde yaş şartı aranmıyor. Bizler Türk Silahlı Kuvvetleri’nde çalışmış bu şanlı formayı taşımış kişileriz. Ortada bir kanun ve verilmiş bir hak var. Ama bu hakkımızdan yararlanamıyoruz. Aramızda uzun yıllarca işsiz kalmış arkadaşlarımız var. Ben şu anda özel sektörde özel güvenlik olarak çalışıyorum 5 yıldır sivil memurluğu atanamadım. Bu nedenle biz bu derneği kurmak zorunda kaldık. Aynı yıl mesleğe başladığım aynı yere atandığım aynı harekatlara katıldığım aynı sicilleri aynı takdirleri aldığım arkadaşım, bizim gibi çeşitli nedenlerden dolayı bırakıyor ama bir hafta sonra kuruma atanabiliyor. Ben 5 yıldır atanmayı bekliyorum. Bunun tek bir nedeni var. Maalesef kanunumuz referansla çalışır hale geldi” diye konuştu.
“ATAMALAR REFERANS İLE İŞLER HALE GELDİ”
Büyük bir heyecanla, vatan sevgisiyle başladığı mesleğine yaşadığı mesleki sıkıntılar nedeniyle bırakmak zorunda kalan Başkan Yardımcısı Salih Dağdelen, “Denizli’de ikamet ediyorum. Askere gittiğimde orada kalarak uzman çavuş olarak devam ettim. Vatanını seven bir albayımız beni bu işe teşvik etti. Bu görevi icra ederken yaşadığımız sıkıntılar neticesinde bizim yönetmeliklerimizin olmadığını anladığımızda bırakmak zorunda kaldık. Daha sonra Honaz’a döndüm. Askeri personel iken asgari ücretle sigortalı bir şekilde çalışan biri oldum.
Derneğimiz yeni kurulmasına rağmen yaklaşık 20 bin aileye bir umut teşkil ediyor. 3269 sayılı 5’nci maddesine uyarınca herkes 2 yıl ile 15 yıl arasında görev yapmıştır. Bizim üyelerimizin tamamı bunlardan oluşmaktadır. Bu üyeler neticesinde 657 sayılı kanuna tabi 92’nci maddesinde yine aynı uyarınca personelin kendi isteğiyle atanması hakkımız vardı. Fakat bu şu ana kadar referans ile işler hale geldi. 2018 yılında bizlerden infaz koruma memuru alımı yapıldı. Bu alımda bizlere normal memur alıyormuş gibi bir muamele yapıldı. Ama Türk Silahlı Kuvvetlerinin bize verdiği yönetmelikte biz aslında memuruz. Sonuçta bir memurluktan memurluğa geçiş hakkımız var. Bu geçiş sürecinde önümüzde bir engel istemiyoruz. Biz de boy, kilo ve yaş şartı olmamalı. 2016 yılından önce 2 yıl görev yapmış herkesin atanmasını istiyoruz. 20 bin aile de bunu istiyor ve mağdur. 30 başvuru var bu başvuruların tamamında alım olduğuna dair yapılan duyurulardan sonra biz başvurduğumuzda şu anda personel alımımız yoktur diyorlar. Ben 5 yıl görev yaptım 2015’te bıraktım. Bu süre o zaman 2 yıldı. Daha sonra insanlar görevi bırakıyor diye 7 yıla çıkardılar. Bu sorunun çözümü bir havuz sistemi oluşturmak ve devlet gerek duydukça o havuzdan atama yapmalı” ifadelerini kullandı.
“KENDİ SESİMİZİ DUYURMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Kendisi ve sosyal medyada yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgiler veren Başkan Yardımcısı Kadir Sivaslı, “2015 yılında uzman çavuşluğa başladım. Yaklaşık 8,5 yıl görevimi yaptıktan sonra çeşitli nedenlerden dolayı kendi isteğimle görevi bıraktım ve 6 aydır işsizim. Sesimizi duyurmak adına çalışmalarımız devam ediyor. Dijital ortamda dernek üzerinden odalar açarak orada sohbet etkinlikleri yapıyoruz. Aynı zamanda Twitter’dan sesimizi duyurmak adına başkanımız önderliğinde tweetler atıyoruz. Twitter günümüzde çok önemli, attığımız tweetleri siyasileri de etiketleyerek kendi sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Başkanımız şu an meclisteki milletvekillerimizle görüşmeler halinde. Tabii ki sonucu başkanımız biliyor” dedi.
“YA ÇOCUĞUM OLACAKTI YA DA MESLEĞİME DEVAM EDECEKTİM”
Yeni uzman çavuş olacak arkadaşlar için yaşadıklarından bahseden ve bu mesleğin zorluklarını anlatan Başkan Sevci, “Bizim kanunumuz olan uzman erbaş kanunu tamamen zayıf. Sağlık yönetmeliği, nöbet yönetmeliği hepsinin altı zayıf. Ben sağlık yönetmeliği mağduruyum. Benim 8 sene çocuğum olmadı. Meslekte tedavi görme fırsatı bana verilmedi ben de ikilemde kaldım. Tedaviye başlayarak ya çocuğum olacaktı ya da mesleğime devam edecektim. Çeşitli nedenler diyoruz ama buna benzer çok büyük hikayeler var. Nedenlerimiz basit şeyler değil. İnsanlar işlerimizin güzel olduğunu ve neden bıraktığımızı soruyorlar bir önyargı ile yaklaşıyorlar ama nedenini bilmiyorlar. İşte tam bu yüzden bıraktık. Ben bir seçim yapmak zorunda kaldım. Çocuğumun olabilmesi için tedavi görmem gerektiğini öğrendiğimde Hakkari Şemdilli’de Babuştepe Üst bölgesindeydim. Sıralı amirlerim bana çözüm önerilerinde bulundular. Burada ki devlet hastanelerine gidip gelirsin tedavi olursun dediler. Ama bunun özel bir tedavi olduğunu ve Hakkari’de bunun çözülmeyeceğini söyledim. Ben hastalığımın meslek hastalığı olduğunu düşünüyorum çünkü bizler operasyon adamlarıyız. Sürekli sırt çantası taşıyoruz bu çantalar 40 kilo civarında oluyor. Karda kışta iyice ağırlaşıyor, sırtlarımız ayaklarımız su topluyor, nasırlaşıyor. O yüzden bunun bir meslek hastalığı olduğunu hissediyorum. Benim hastalığım için Japonya’da bulunan bir tedavi varmış. Ankara’da 2 doktor, Japonya’da bir hafta boyunca bunun eğitimini alıp Türkiye’ye bu tedavi sürecini getirmişler. Ankara’ya geldiğinde çok sevindik yıllık iznimde muayeneye gittim. Uzun süre tedavi olacağım anlaşıldı. Birliğe döndükten sonra durumumu anlattım ama bana hiçbir şekilde yardımcı olmadılar. 3 ay rapor süren var geçirirsen uzman çavuşluktan atılabilirsin dediler. Beni Ankara’ya 1 yıl tayin etmiş olsalardı ben hala uzman çavuş olarak devam edebilirdim. Biz de eşimle birlikte görüştük tedavi olmaya karar verdim ve mesleği bıraktım. Tedavi gördüm, eşim hamile kaldı. Şu anda da 3 yaşında kız çocuğum var. Bu şekilde bir sürü sorunlar var keşke herkes sorunlarını anlatabilse” şeklinde konuştu.
“2 YIL GÖREV YAPANLAR DAHİL ŞART ARANMAKSIZIN ATANMAK İSTİYORUZ”
Subay ve Astsubayların bu şekilde sorunları olmadığını tayin yönetmeliğinin farklı olduğunun altını çizen Başkan Yardımcısı Dağdelen, “Subay veya astsubayların böyle bir sorun olmayabiliyor onların yönetmeliği daha farklı 2 yılda bir atanma şansları var. Diyelim ki biz batıya tayin olduk Konya’da ya da Denizli’de göreve başladık. Ama birliğimiz Kuzey Irak’ta biz mecburen Kuzey Irak’a gitmek zorundayız. Buradaki sıkıntı şu; 3 aylık göreve gidiyorsun ama bu 6 aya çıkıyor 8 ay oluyor, 8 ay 1 sene oluyor. Bu süreç içerisinde senin görev yaptığın süre doğu görevinden sayılmıyor. Sen yurt dışında görev yapıyorsun ama sen batıda görev yapıyormuşsun gibi muamele görüyorsun. Burada da tayin yönetmeliğinin olmadığı çıkıyor. O birlikteki subay ve astsubaylar için bu durum geçerli değil. Onlar o göreve ne kadar giderlerse tek tek yazılıp kaydediliyor. Orada ne kadar görev yaptıysa doğudaki görev süresinden düşülüyor ve tekrar batıya tayini çıkıyor. Ben ilk Diyarbakır’a tayin oldum. Diyarbakır ilk 3 yıl boyunca batıydı ve oradan 3 km uzaklıktaki Ergani ilçesi doğu sayılıyordu. Aradan 3 yıl geçtikten sonra orayı güneydoğu hizmetine çevirdiler. İlk mesleğe başladığımızda heyecanla vatana millete elimizden geleni yapabilmek için başlıyoruz. Biz bunun için eğitim alıyoruz, savaş sanatının eğitimini alıyoruz. Devletimiz bize ne görev verirse biz onu yapmak için gidiyoruz ama gittiğim ilk bölgede beni hizmet takımına aldılar. Çünkü ben sıhhi tesisatçıydım ama sıhhi tesisat ile ilgili bir belgem yoktu. Tugay Komutanlığı inisiyatifinde hizmet takımına geçmek zorunda kaldım. Benim torpilli olarak oraya atandığımı düşündüler. 4 yıla girdiğimizde tayinlerimiz açıldı. Oradaki Kolordu komutanımız siz tayin yazmayın siz buradasınız dedi. Fiilen başka bir bölükte çalışıyordum ama resmiyetim başka bir bölükteydi. Benim çalıştığım bölükte hiçbir sıkıntım yoktu ama sicilimin olduğu yerde sıkıntım vardı. Biz de dinledik, güvendik ve tayin yazmadık. Benim Hakkari Şemdinli’ye o bölük komutanının yanına tayinim çıktı orada göreve başladık. Yine hiçbir sorunumuz yoktu ama bana cezalı olduğumu söylüyordu. Cezam da şuymuş; ben onun tabiriyle orada yatmışım ama biz orada da görev yapıyorduk. Sıhhi tesisat işinden anladığım için oradaydım. Hakkari’de her gün 7 kilometre gidip 7 kilometre geliyorduk. Su taşıyorduk ve her gün yol araması yapıyorduk. Her bölük birer gün çıkıyordu ben her gün gidiyordum. Ayaklarım yara olmuştu bunu bildirmeme rağmen göreve devam etmen gerekiyor dediler. Bölük komutanın iki dudağı arasında ya çalışmaya devam edeceksin ya da bu mesleğe son vereceksin. Bizi hep tercih etmek zorunda bıraktılar. Ben de bu şekilde bırakmak zorunda kaldım. Mesleği bıraktıktan sonra memur olabilmek için belediyelere kurum ve kuruluşlara başvurduk. 30’dan fazla yere başvuru yaptım personel açıkları olduğu halde personel açığımız yok dediler. Siz bu kanun çıktıktan sonra da 7 yıl çalışmanız gerekiyordu diye şart koydular. Bizim amacımız devletimizin bizi kanun hükmünde kararnamesi ile atanmasını istiyoruz. 2 yıl görev yapanlar dahil boy, yaş ve kilo şartı aranmaksızın atanmak istiyoruz. Benim üniformam ütülü bir şekilde dolabımda duruyor. Eğer devletimiz çok zor durumda kalırsa biz yine göreve talibiz. Burada en önde gidecek olanlar yine bizleriz. Çünkü bizler vatan ve millet sevgisini yaşayan insanlarız. Biz en önde savaşmaya yine hazırız” diye konuştu.
“MAĞDURİYETİN DEVLET TARAFINDAN GİDERİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ”
Mesleğini yeni bırakmış olan Başkan Yardımcısı Sivaslı, uzman çavuşlukta aynı sorunların hala devam ettiğini belirterek, “Meslekte hala aynı sorunlar devam ediyor. Çalışma yönetmenliği olmadığı için Salih Bey, sağlık yönetmeliği olmadığı için Hasan Bey mesleği bırakmak zorunda kalmış. Çalışma yönetmeliği nedir? kıdemlerin rütbeden sayılmasıdır. Uzman çavuşlar 3 yılda bir kıdem alır. Her kıdemde bir çalışma yönetmeliği olması lazım ve bunların karşılığının olması lazım. Bunlar olmadığı için bölük komutanının, kıdem amirinin bizlere her istediğini yaptırdıklarını görüyoruz. Ama bir subaya, astsubaya aynı şeyi yapamaz. Bizler de dernek olarak bütün bu mağduriyetlerin giderilmesi için uğraşıyoruz. Öncelikle uzman çavuşluktan ayrılmış atanamayan kesimin tekrar devlet eliyle atanarak bu mağduriyetin devlet tarafından giderilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“SİSTEM MAĞDUR ÜRETMEYE DEVAM EDİYOR”
Haklarını aramaya devam edeceklerini ve bir an önce yetkililerin çözüm bulmasını istediklerini aktaran Başkan Sevci, şunları söyledi; “Bizler hakkımız olmayan hiçbir davanın peşinde değiliz. Biz bu süreçte haklarımızı alıncaya kadar devam edeceğiz. Çünkü ortada bir kanun var. Şu anda genel merkezimizde kadın kollarımız da mevcut. Yönetim kurulumuz, kadın kollarımız şu an tabiri caizse mecliste yatıp kalkıyorlar. Bütün siyasilerle görüşme sağlıyorlar. Süleyman Soylu bizimle ilgili bir çalışma yaptıklarını söylemişti. Süleyman Bey ile de bir görüşme yaptık. Genel başkanımız son sürat çalışmalarına devam ediyor. Bu konu çok basit bir şekilde çözülebilir. Şu anda sayımız 20 bin ile 30 bin arasında ama sirkülasyon devam ettiği için yani sistem mağdur üretmeye devam ettiği için bu sayı katlanarak ilerleyecek. Aynı kanuna tabi olup atananlar neden atanıyorda biz atanamıyoruz. Bir an önce devletimizin bu konuya bir çözüm bulmasını istiyoruz ve bekliyoruz.”