Teknopark İstanbul, İspanya’da düzenlenen Dünya Teknoparklar Konferansına katıldı. Bu yılki ana teması “Gücünü inovasyondan alan yeşil ve dijital değişim: İnovasyon ekosistemlerinin rolü” olan konferansta Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu da bir konuşma yaptı.
Cartuja Bilim ve Teknoloji Parkı’nın ev sahipliğinde bu yıl 39’ncusu düzenlenen kongrenin ana teması ise “Gücünü inovasyondan alan yeşil ve dijital değişim: İnovasyon ekosistemlerinin rolü” oldu. Bu kapsamda kongre süresince yeşil teknoloji, dijitalleşmenin iklim değişikliği ile mücadeledeki rolü ve çevreci çözümler ele alındı.
Bilal Topçu: Ofis tasarımlarımız yeşil sertifikalı
Çevre hassasiyeti üzerine kurulu bu yıl ki konferansın önemine işaret eden Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, “Teknoloji geliştirme alanımızı Türkiye’de bir ilk haline getiren inovasyon alanlarını ve toplumu dikkate alarak sıfır atık döngüsel ekonomiye ulaşmak için önemli adımlar attık” dedi. Döngüsel ekonominin iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı, atık ve kirlilik gibi küresel zorluklarla mücadele eden bir sistem çözümü çerçevesi olduğunu söyleyen Topçu, Teknopark İstanbul’un sıfır atık belgesi alan ilk teknopark olduğunu kaydetti.
Mimari tasarımda da yapının en önemli hedeflerinden birinin çevre dostu olmak olduğunu ve bu kapsamda Teknopark İstanbul ofislerinin LEED GOLD sertifikasyon kriterlerine uygun olarak tasarlandığını ifade eden Topçu, “Teknopark İstanbul’da, insanlığın sıfır atık hedefine hem bölgesel hem de küresel olarak katkıda bulunmak maksadıyla, çatımız altındaki tüm şirketlerimizi döngüsel ekonominin ve sürdürülebilirliğin bir parçası olmak için etkileşime ve yakın çalışmaya teşvik ediyoruz” diye konuştu.
Yeni ofisler LEED Gold sertifikalı
Teknopark İstanbul’un 65 bin metrekare alan içerisinde yer alan LEED Gold sertifikalı yeni ofisleri, sıfır atık kriterlerine göre inşa edildi. Yeni nesil ofisler, içinde bulunduğu güçlü ekosistem, sunduğu sektörel ve akademik iş birliği fırsatlarının yanı sıra, ıslak hacimli ve çeker ocaklı laboratuvarları, depo alanı, çok amaçlı salon, konferans salonları gibi sosyal imkanları ve AR-GE firmalarının farklı mekânsal ihtiyaçlarını karşılıyor.
Kurulduğu alan itibariyle Ar-Ge girişimlerine büyük avantaj sağlayan, tüm yerleşim yerlerine yakın ve ulaşımı kolay olan Teknopark İstanbul, Sabiha Gökçen Havalimanı ve bitişiğindeki havacılık bakım onarım üssü ile sıra dışı bir üstünlüğe sahip. Havalimanına komşu teknopark bünyesinde, çok amaçlı ve dönüştürülebilir modüler yapıya sahip ofisleri kiralayan AR-GE firmaları, sadece ofis kiralamış olmakla kalmayıp, aynı zamanda güçlü bir ekosisteme de giriş imkânı sağlamış oluyor.
Doğaya duyarlı, ekolojik, konforlu ve enerji tüketimini azaltan akıllı tasarımlara sahip Teknopark İstanbul binalarında, sensörlerle iç hava kalitesi ölçülerek doğal hava sirkülasyonu otomatik sağlanıyor ve güneş panelleri ile elektrik üretiliyor. Su kaynaklarının verimli kullanımı ve suyun toplanıp ayrıştırılmasına önem verilen Teknopark İstanbul’da, katı atık ayırma ve atık yönetimi, geçirgen yüzeyler, sızma ve tutma kuyuları, yeşil duvarlar gibi yeşil altyapı uygulamalarının artırılması da hedefleniyor.
Sıfır atık sertifikası alan ilk teknopark olan Teknopark İstanbul’da, 2021’de 124 bin 752 ton geri dönüştürülebilir atık toplandı ve doğal kaynakların korunmasına 2020 yılına göre %68 daha fazla katkı yapıldı. (Karadeniz Son Havadis)