Meclis Başkanvekili , gündeme geçmeden önce üç milletvekiline gündem dışı söz verdi.
AK Parti Kayseri Milletvekili Şaban Çopuroğlu, Kayseri’nin tarihi ve doğal güzellikleri açısından özel bir şehir olduğunu ve şehrin her tarafında bu izleri görmenin mümkün olduğunu anlattı.
Kayserililerin ikramı sevdiğini ancak israfı sevmediğini ifade eden Çopuroğlu, “Bugünlerde bazı belediyelerin milyonlarca lirayı sanatçılara ve teknik ekibe verdiğini duyuyor ve görüyoruz. Bu kadar büyük harcama vicdanınızı sızlatmıyor mu? Madem konserleri illa ki yapacaksınız biraz pazarlık etseydiniz. 5 yıl çabuk gelip geçer, israf etmeyin ve eser bırakın.” diye konuştu.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır’ın kadim ve tarihi bir kent olduğunu vurgulayarak, “Nüfusu 2 milyona yaklaşmış ama bütçeden alması gereken payları almıyor. 2 milyonluk bir kent olup da kentin içerisinde raylı sistemi olmayan ve ulaşım altyapısı olmayan başka bir kent yok.” dedi.
Tanrıkulu, Diyarbakır’ın en büyük sorunlarından birinin de otoban olduğunu öne sürerek, “‘Demokrasinin ve Avrupa’nın yolu Diyarbakır’dan geçer’ diyorsunuz. Hızlı tren geçmiyor, otoban geçmiyor. Eğer gerçekten Diyarbakır ve Ankara’yı bağlamak istiyorsanız bu projelerle bağlayacaksınız.” değerlendirmesinde bulundu.
MHP Sivas Milletvekili Ahmet Özyürek ise “Bugün Sivas’ımızın yetiştirmiş olduğu Nuri Demirağ’ın cesareti ve girişimciliği halen konuşulmaktadır. Kendisini saygıyla anıyoruz.” ifadesini kullandı.
Sivas’ın 6. bölge özel teşvikinden faydalandığını aktaran Özyürek, “Yakın illerin nasıl tamamına özel teşvik verilmişse, başta Sivas’ımızın merkezi olmak üzere 16 ilçemize de özel teşvik verilmesini talep ediyoruz.” diye konuştu.
Özyürek, sanayicilerin lojistik konusundaki taleplerinin de karşılanmasını istedi.
TBMM Genel Kurulunda siyasi partilerin grup başkanvekilleri yerlerinden söz aldı.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, 20 Kasım’ın “Dünya Çocuk Hakları Günü” olduğunu belirterek, “Yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki çocuklarımızın sağlıkları üzerinden rant devşirmeye çalışan bir çetenin yargılandığı günlerde çocuk cinayetlerinin, çocuğa karşı şiddetin, çocuğa karşı cinsel istismar vakalarının arttığı bir süreçte Dünya Çocuk Hakları Günü ne kadar kutlanabiliyorsa o kadar kutlayabileceğimiz bir durumdayız.” diye konuştu.
Yenidoğan çetesi soruşturmasındaki sanıkların yargılanmasının kamu vicdanını tatmin etme konusunda önemli bir adım olduğunu belirten Kaya, “Yıllardır sağlık çevrelerinde konuşulan böyle bir vakanın ilgili sağlık bürokrasisi tarafından önlenememiş olmasının idari sorumluluk getirdiği noktasındaki hassasiyetimizi vurgulamak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kaya, Türkiye’de 2 milyon çocuğun derin yoksulluk yaşadığını ve yoksulluk oranının sürekli arttığını söyledi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, yenidoğan çetesi davasını takip etmek üzere dün Bakırköy Adliyesi’nde olduklarını ve davaya ilişkin topladıkları bilgi ve belgeleri mahkemeye sunmak istediklerini ancak bu taleplerinin reddedildiğini anlattı.
Çömez, bahse konu olan bu bilgi ve belgeleri, bazı özel sağlık kuruluşlarında yaşanan bebek ölümlerinin tüm yönleriyle araştırılması amacıyla kurulan ve yarın ilk toplantısını yapacak Meclis Araştırma Komisyonuna sunacağını söyledi.
Devlet bütçesinden yılda 50 milyar liradan fazla paranın hastanelere aktarıldığını öne süren Çömez, “Açık yüreklilikle söylüyorum; bu meselenin iktidar muhalefet meselesi yok. Bu konuştuklarımın iktidar mensubu arkadaşlarımın da vicdanlarını sızlattığını biliyorum. Ne olursunuz hep beraber bu konunun üzerine gidelim ve ‘bu kahrolası çetelerle hep birlikte mücadele edelim’ diyorum.” dedi.
– “Masumiyetin simgesi çocuklarımız geleceğimizin teminatıdır”
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine göre çocukların da yetişkinler gibi yaşam, eğitim, sağlık vatandaşlık gibi konular başta olmak üzere pek çok temel hakkı bulunduğunu söyledi.
Yetişkinlerin himayesindeki çocukların her türlü şiddet ve istismardan, ayrımcılıktan uzak tutmanın ve onların çocukluklarını yaşamalarına imkan sağlanması gerektiğini savunan Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Toplumlardaki en küçük, savunmasız ve korunmaya muhtaç bireyler olan masumiyetin simgesi çocuklarımız geleceğimizin teminatıdır. Çocukluk çağı insan gelişiminin ve varoluşunun biçimlendiği bir dönemdir. Bu dönemde yaşanacak her türlü olumsuzluklar ileriki yaşantılarında onarılması mümkün olmayan hasarlar bırakmaktadır.
Çocukların sağlıklı gelişmesi, eğitimi, korunup gözetilmesi için çocuğa yönelik geliştirilen stratejilerin de hayata geçirilmesi gerekmektedir. Yarının umudu olan çocuklarımızın, gençlerimizin haklarının korunması, çocuklara yönelik her türlü istismara karşı toplumun farkındalığını artırmak maksadıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak da üzerimize düşeni yapmak mecburiyetindeyiz.”
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit da partisinin her zaman işçi sınıfının yanında olduğunu belirterek, “En büyük mücadele başlıklarımızdan biri emeğin hak ettiği değeri alması için işçilerin, emekçilerin gerçekten insan onuruna yaraşır bir ücretle bir yaşam sürmeleri temel taleplerimizden biri.” dedi.
Koçyiğit, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK temsilcilerinin yaptığı ziyarete değinerek, “Oldukça verimli bir görüşmeydi; asgari ücretten vergideki adaletsizliğe kadar birçok başlıkta görüş alışverişinde bulunduk ve onların taleplerini de dinleme şansımız oldu. Asgari ücretin, bugün, bütün ülkenin bir yıl boyunca konuştuğu bir mesele olmasının gerçek anlamda sorun olduğunu ifade etmek istiyoruz. Asgari ücret, geçim ücreti olmaktan çıkarılmalıdır. Asgari ücret, en azından yoksulluk sınırının yarısı olacak şekilde belirlenmeli ve yılda en az 4 defa artırılmalıdır.” değerlendirmesini yaptı.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, partisinin milletvekillerinin 81 ilde bir saha çalışması yaptığını anlatarak, ortaya çıkan tablonun açlık, yoksulluk ve işsizlik olduğunu söyledi.
Bugün TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun Meclis’te kendilerine yaptığı ziyarete ilişkin de bilgi veren Günaydın, “16 milyon çalışanın yalnızca 2,5 milyonu sendikalı. Türkiye’de Ocak’tan itibaren 17 bin 2 liraya mahkum ettiğiniz asgari ücretliler toplam çalışanların sayısı. Emeklilerimizin yarısı sefalet içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Günaydın, OECD’nin yaşam raporuna göre Türkiye’nin gelir dağılımının en bozuk olduğu 4’ncü ülke olduğunu belirterek, 2019’dan sonra da yaşam koşullarının en çok zorlaştığı ilk ülkenin de Türkiye olduğunu söyledi.
– “Terör meselesini ortadan kaldıracak önemli bir dönemeçteyiz”
AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Rize Çayeli’nde meydana gelen heyelanda hayatını kaybeden vatandaşa Allah’tan rahmet, yaralılara da şifa diledi.
Dünyanın büyük bir küresel adaletsizlikle karşı karşıya olduğunu belirten Gül, “Elbette ülkemiz de Türkiye de bu meydan okumalarla karşılaşmaktadır ama bizim en önemli gücümüz Türkiye’nin, milletimizin birliğidir, beraberliğidir. Malazgirt’ten Çanakkale’ye kadar bir arada olmuş, omuz omuza mücadele etmiş, bu vatan için İstiklal Marşı için bir arada olmuş 85 milyonun varlığı, birliği, dirliği elbette bu meydan okumalara karşı Türkiye’nin en büyük gücüdür.” dedi.
Gül, Türkiye’nin iç cephesini güçlendirdikçe kendisine yönelik saldırıları ve taarruzları bertaraf edebilecek güçte olduğunu vurgulayarak, “Bizim bin yılık birlikteliğimiz, Malazgirt’ten başlayan bu birlikteliğimizi kıyamete kadar ilelebet muhafaza etme yönünde bir kararlılığımız vardır. Bu vatanda aynı bayrağın altında, aynı evin içerisindeyiz ve bizim el birliğiyle üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun elbette yoktur.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin hiçbir meselesinin çözülemeyecek bir mesele olmadığının altını çizen Gül, şunları kaydetti:
“Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı’mızın iç cepheyi güçlendirmeye yönelik açıklamaları ve çağrıları, Sayın Devlet Bahçeli’nin yine bu anlamda yapmış olduğu çok değerli açıklamaları ülkemizin özellikle siyaset kurumunun çok değer vermesi ve bu anlamda buradan bir Türkiye lehine önemli bir netice alma yönünde bir fırsat ortaya koymaktadır. Terörsüz bir Türkiye konusunda birliğimizi muhafaza ederek, koruyarak Türkiye’ye kırk yıllık bela olmuş bu terör meselesini de ortadan kaldıracak önemli bir süreç ve dönemeçte olduğumuzu düşünüyorum. Cumhur İttifakı olarak da kararlı bir şekilde bu ortak kararlılık ve niyet çerçevesinde yolumuzda emin adımlarla bir ve beraber olarak yürümekteyiz.”