Ne Milli Parkımızdan, Ne Kıyılarımızdan, Ne Ormanlarımızdan Ne de Sit Alanlarımızdan Vazgeçmiyoruz
Didim Derneği, 11 Aralık 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Maden yönetmeliğiyle ilgi olarak kamu oyuna açıklamalarda bulundu.
Didim Derneği’nin düzenlediği basın açıklamasına Filiz Hekimoğlu, Mehmet Soysalan, Erdoğan Şahin ve Kazım Sütoluk katıldı.
Hazırlanan yönetmeliğin, kanunların altında kaldığını Didim Derneği adına ifade eden Filiz Hekimoğlu basın açıklamasında;
Dayanağını 3213 sayılı Maden Kanunundan alan ve 11 Aralık 2022 tarihinde yürürlüğe giren Maden Yönetmeliği ülkemizin kadimden beri gelen doğal ve kültürel kaynaklarını, kıyılarını, ormanlarını tehdit etmektedir. Yönetmelik imzaladığımız uluslar arası antlaşmalar dahil olmak üzere, koruma kanunlarımıza aykırı “arama, araştırma” hükümleri içermektedir. Ülkemizin korunan değerleri bir gecede çıkarılan bir yönetmelik ile açık hedef haline gelmektedir.
Maden Yönetmeliği’nin koruma anlayışına aykırı düşen ifadeleri, 2. Maddesinde yer alan; “b) Maden arama ve işletme faaliyeti ile kamu yararı niteliği taşıyan kamu veya gerçek/tüzel kişilere ait yatırımların birbirlerini engellemesi, kamu kurum ve kuruluşlarının uygulamalarından dolayı maden arama ve işletme faaliyetinin yapılamaz hale gelmesi, kamu veya gerçek/tüzel kişilere ait yatırım için başka alternatif alanların bulunamaması durumunda yapılacak işlemlere,” ile 11. Maddesinde yer alan “(2) II. Grup (b) bendi (Mermer, Traverten, Oniks Mermeri, Granit, Andezit, Bazalt, Diyabaz gibi blok olarak üretilen taşlar) ve IV. Grup madenler için talep edilen alanın hak sağlamaya müsait olan kısmının ilgili kurumlar tarafından Genel Müdürlüğe bildirilen; özel çevre koruma bölgeleri, milli parklar, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları, muhafaza ormanları, 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre korunması gerekli alanlar, 1 inci derece askeri yasak bölgeler, 1/5000 ölçekli imar planı onaylanmış alanlar, 1 inci derece sit alanları..” diye devam eden maddelerinde görülmektedir. Bu maddeler, başta özel çevre koruma bölgeleri, milli parklar, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları olmak üzere muhafaza ormanlarını, 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre korunması gerekli kıyı alanlarını, 1 inci derece askeri yasak bölgeleri, 1/5000 ölçekli imar planı onaylanmış alanları, ve 1inci derece sit alanlarının koruma statülerini tehdit edilmektedir.
Yine Yönetmeliğin 105.Maddesi “(1) Bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları, maden ruhsat sahiplerinin izin taleplerini; Kanun, bu Yönetmelik ve ilgili kanunların hükümlerine göre sonuçlandırır” der ki bu hüküm birçok açıdan yürürlükteki diğer koruma kanunlarına aykırıdır. 105.Maddenin “ (4) Maden arama faaliyetleri, Kanunda sayılanlar dışında herhangi bir izne tabi değildir. İşletme faaliyetleri ise, Kanun ve bu Yönetmeliğe göre yürütülür” ve (5) Bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının madencilik faaliyetlerini etkileyen izne tabi alanlara ilişkin düzenlemelerinde Genel Müdürlüğün görüşü alınır.” hükmü ise korunan alanlarda her tür madenciliğe izin verileceği ifade edilmektedir.
Maden Yönetmeliği, kentimiz Didim’in sahip olduğu kıyı alanlarını, 1.derece arkeolojik sit alanlarını, Akbük’te yer alan orman alanlarını ve Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nı tehdit etmektedir. Bu alanlar kentimizin yıllardır koruma altında olan alanlarıdır. Ne yazık ki Maden Yönetmeliği hükümlerine göre madencilik faaliyetlerine izin verilebilecek alanlar kapsamındadır. Koruma alanlarımızda bir madencilik faaliyetinin gerçekleştirilme ihtimali kabul edilemez.
Kentimizin değerlerini, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu, 3621 sayılı Kıyı Kanunu, 6831 sayılı Orman Kanunu ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunu başta olmak üzere diğer pek çok kanun ve imzalanan uluslararası antlaşmalar ile bozulmadan korunması esastır. Maden Yönetmeliği gerek imzaladığımız uluslararası antlaşma hükümlerine gerekse yürürlükte bulunan koruma kanunları ve yönetmeliklerine aykırı hükümler içermektedir. Bu sebeple uygulanma halinde telafisi güç ve imkansız zararlar doğuracağı açıktır. Yönetmeliğin yürütmesinin acilen durdurulması ve iptali gereklidir. İnanıyoruz ki Maden Yönetmeliği, Danıştay tarafından tıpkı zeytinlik alanlarda madencilik faaliyeti yapılmasına yönelik yürürlüğe giren yönetmelik değişikliği gibi iptal edilecektir. Bu sebeple bu süre zarfında kentimiz Didim’e, bu yönetmelik hükümlerine dayanarak sözde yatırım amacıyla kurum/kuruluşların gelmemesini umuyoruz. Aksi durumda tarafımızın her zaman kentimizin ve ülkemizin değerlerini korumaktan yana olduğunu, Milli Parkımızı, kıyılarımızı, sit alanlarımız, ormanlarımızı korumak amacıyla yargı yoluna başvuracağımızı ve değerlerin korunması amacıyla mücadele edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz. (Birlik Haber Ajansı-BHA)