Harşit Vadisi Platformu Vahşi Madenciliğe Karşı Fitili Ateşledi

“5 Haziran Dünya Çevre Günü” nedeniyle “Harşit Vadisi Platformu” üyelerinden bir heyet, İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği lokalinde dernek başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile bir araya gelerek çevre konuları üzerine yaptıkları toplantıda görüşlerini açıkladılar.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Harşit Vadisi Platformu Vahşi Madenciliğe Karşı Fitili Ateşledi

Açılış konuşmasında, İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Av Ahu Karaibahimoğlu “Güzel memleketimizin her köşesinin, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin korunması ve ileriki nesillere güzel bir dünya bırakmak amacıyla derneğimiz olarak her türlü çevresel çalışmalarda ve faaliyetlerde bulunacağımızı buradan beyan ediyoruz. Sahip olduğumuz doğal güzellikler sadece bizlere ait olmayıp, bu güzellikler bir dünya mirasıdır. Bu vesile ile 5 Haziran Dünya Çevre Gününü kutluyoruz” dedi.

Daha sonra söz alan Harşit Vadisi Platform Başkanı Çınar Çetinkaya “1985 yılında, 3213 sayılı Maden Kanunu yasalaşarak ülkemizde yürürlüğe girmesinden bu yana 20’den fazla kez değişmiş, yapılan her değişiklikle Türkiye’de daha fazla alan maden ruhsatlarına ve ruhsatlarla ilişkili olarak madencilik faaliyetlerine fırsat verilmiştir.

Özellikle son 20 yılda ise, küresel sermayenin ve yerli işbirlikçileri ile çıkarcı, rant peşinde olan siyasi kimlikli kişilerin hükümete yaptıkları baskı sonucu, ormanlarımız, milli parklarımız, SİT alanlarımız, tarım alanlarımız, su havzalarımız ile benzeri doğal ve kültürel zenginlikleri olan ve bu sebeple koruma altına alınmış alanlarımızın tamamı bile madencilik faaliyetlerine açılmıştır.

Çıkarılan maden miktarlarının usulüne uygun kayıt altına alınmaması, kanun kural tanımayan işletmeci maden firmalarının bu vahşi ticari faaliyetlerden elde edilen kazancın boyutunun büyüklüğü karşısında, bu pastadan pay almak isteyenlerin yönlendirmesiyle ülkemizin neredeyse tamamı maden sahası olarak belirlenmiştir.

Ülkemizde doğayı, tarım alanlarını ve kültürel varlıkları madencilik faaliyetlerine karşı kanun seviyesinde koruyan hiçbir koruma statüsü bulunmaması nedeniyle, bu vahşice hazırlanan maden sahalarına tepki sadece STK’ların oluşacak güç birliği ile gerçekleşebileceği inancıyla, etkin STK’ların birleşmesiyle Gümüşhane ve Giresun bölgesi için 2022 yılında “HARŞİT VADİSİ PLAFORMU” kurulmuştur. Şu anda bünyemizde 2 Federasyon, 2 Vakıf, 2 Platform, 14 Dernek ve konusunda uzman 9 Kanaat Önderi üyemiz bulunmaktadır.

Platformumuzun öncelikli amacı; ülke ekonomisine katkı sağlayacak gerçek madenciliğe karşı olmayıp, torunlarımıza miras olarak bırakacağımız doğal alanlarda, ormanlarda, yaylalarda, meralarda, su havzalarında başlayacak veya başlamış madencilik faaliyetlerine son verilmesi için mücadele etmektir. Doğal kaynaklarımızın insana olan değeri, madenciliğin ekonomiye katacağı değerle kıyas bile yapılamaz.

Devleti Göreve Davet Ediyoruz

Ayrıca diğer önemli bir amacımız; çevre tahribatı olmadan diğer alanlarda yapılan madencilik faaliyetlerinde kanun, tüzük sözleşme şartlarına uymadan az maliyetle çok kâr düşüncesiyle çalışan firmaları yeterince denetlemeyen devlet sorumlularını görev yapmasına teşvik etmek için girişimlerde bulunmaktır. Gelişmiş dünya ülkelerinde madencilik faaliyetleri nasıl yapılıyorsa ülkemizde de aynı şartlarda madencilik yapılmalıdır.

Ancak kendi ülkelerinde bırakın insan sağlığını, bitki, böcek gibi canlıların madencilik faaliyetlerinden etkilenmemesi için büyük bir titizlikle çalışan firmalar, Türkiye’de iş aldıklarında, yerli taşeron firmalarının yaptığı denetimsiz vahşi madenciliğe sessiz kalmaktadırlar.

Devletimiz son yıllarda Giresun ve Gümüşhane ili sınırları içerisinde bulunan su havzalarını, yaylalarımızı ve ormanlarımızı, yangından mal kaçırır gibi hızlı bir şekilde maden bölgesi olarak tahsis edilip ruhsatlandırmaktadır.

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre Giresun il sınırları içerisinde toplam 720 adet IV. Grup maden ruhsatı bulunmaktadır.

Bir Vilayetin %85’i Maden Sahası Olur mu?

Giresun ili yüzölçümünün %85’i madenlere çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Bu alanların; %17’si arama, %14’ü işletme ve %54’i ihale safhasındaki maden ruhsat alanıdır.

Çalışma ruhsat alanı sınırları içerisindeki orman alanlarının %90’ı, orman içi açıklıkların %79’u, tarım alanlarının %85’i, meraların %99’u ve iskân alanlarının %84’ü IV. Grup madenlere ruhsatlandırılmıştır. Giresun’un 16 ilçenin 11’inin toplam yüzölçümünün %90’nın üzerindeki ilk üç ilçe, Harşit Vadisi kapsamında olan Tirebolu, Espiye ve Doğankent’tir. En çok işletme ruhsatı alan 6 ilçede Bulancak, Espiye, Piraziz, Güce, Doğankent ve Tirebolu’dur. Yani Giresun’un tüm yeşil alanları fındık bahçeleri, ormanları yaylaları su havzalarının %85’i maden çalışma alanı olarak maden firmalarının istifadesine sunulmuştur.

Maden Kanunu’nda bugüne kadar yapılan değişiklikler bizi neredeyse her karışı madenler için ruhsatlandırılmış bir coğrafya ile karşı karşıya bırakmaktadır. Milyonlarca yılda oluşmuş doğal varlıkların ve binlerce yıllık kültürün varlığını devam ettirebilme hakkı haritalandırma çalışmasında görülen madencilik ruhsatlarının faaliyete geçmesiyle yok olacaktır.

Çalışmanın ortaya koyduğu sonuçlar sadece Harşit Vadisinde değil aynı zamanda Türkiye genelinde; ekolojik temelli, bütüncül, tarımsal üretimi öncelikle diren “arazi kullanım planlamasına ve koruma yaklaşımına” ihtiyaç olduğunu göstermektedir. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu arazi kullanım planlarının hazırlanması konusunda gerekli hükümleri içerse de kanunun yürürlüğe girdiği 2005 yılından günümüze bu konuda maalesef önemli bir ilerleme kaydedilememiştir.

Dahası çalışma doğa koruma alanlarından, önemli doğa alanlarına, tarım alanlarından meralara; ekolojik, kültürel ve ekonomik değere sahip alanları madencilik faaliyetlerine kapatan bir kanuna ihtiyaç olduğunu da göstermektedir. Geleceğimizin mirası bu nadir alanlar, madencilik faaliyetlerine tamamen kapalı statüler ile korunmalıdır.

Herkesi Basın Toplantısına Bekliyoruz!

İşte tüm bu olumsuz durumlara karşı hep birlikte gücümüzü göstermek için madencilik faaliyetlerinin başlayacağı Tirebolu Eymür, Ataköy ve Şenyuva Köylerinin merası konumundaki Garigen Tepesinde 18 Haziran 2024 Salı günü bir basın açıklaması etkinliği yapılmasına karar vermiş bulunmaktayız.

Bu konuda yasal izinlerde alınmıştır. Garigen Tepesi ve yaylalarımız, doğanın bize sunduğu eşsiz hazinelerden biridir. Bu bölge, sadece birçok köy ve ilçenin su kaynaklarını barındırmakla kalmaz, aynı zamanda endemik bitki çeşitliliği ile de dikkat çekmektedir.

Düzenleyeceğimiz basın açıklaması etkinliği, Harşit Vadisi boyunca yapacağımız mücadelenin ilk ateşleyicisi olması nedeniyle tüm bölge hemşerilerimizi bu toplantıya katılmalarını çok önemli buluyoruz.

Doğamıza sahip çıkalım! Gerçek madenciliğe değil, Vahşi Madenciliğe “Dur” diyelim! Bu doğa gözüne para hırsı bürümüş rantçıların ve siyasi emir kullarının değil, torunlarımızındır. Korkma Sen de Katıl, Ses Ver! Birlikte olursak kazanırız!” dedi.

Harşit Vadisi Platformu Vahşi Madenciliğe Karşı Fitili Ateşledi