ADALET BAKANI BOZDAĞ: SORUMLULAR YARGI ÖNÜNDE HESAP VERECEK
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "(Deprem soruşturmaları) Sorumlular yargı önünde hesap verecektir. Eninde sonunda ihmali kusuru olanlar tespit edildiğinde adalet terazisinde tartılacak." dedi.
Bakan Bozdağ, "Sadece müteahhitlere dönük soruşturma yapıldığı iddiaları ve değerlendirmeleri yapılmaktadır. Bu iddialar ve değerlendirmelerin hiçbirisi gerçeği yansıtmamaktadır." ifadelerini kullandı.
Bozdağ, " Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa ve Kilis'te delil tespit işlemleri tamamlanmıştır. Deliller toplanmadan hiçbir enkaz kaldırılmamaktadır." bilgisini verdi.
Bakan Bozdağ, Diyarbakır Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi’nde açıklamalarda bulundu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın açıklamaları şöyle:
"6 Şubat günü ülkemizin önemli bir kesiminde yaşanan deprem felaketinden hemen sonra devletimizin bütün kurumları, seferber olduğu gibi aziz vatandaşlarımızın her birisi de depreme maruz kalan il, ilçe, belde ve köylerdeki vatandaşlarımızın imdadına koşmuş, enkazları kaldırıp yaralı vatandaşlarımıza ulaşmak, enkaz altında kalan vatandaşlarımızı sağ ve salimen kurtarmak ve onları ailelerine kavuşturmak için büyük bir gayretle çalışmışlardır. Halen de çalışmalar sürmektedir.
Ülkemizin diğer depreme uğrayan illerinde olduğu gibi Diyarbakır ilimiz de 6 Şubat günü büyük bir deprem felaketine maruz kaldı. Ve altı Şubat günü Diyarbakır büyük bir seferberlik ilan edildi. Burada da Valimizin koordinasyonunda birim müdürlerimiz ve ilgili kurumlarımız, temsilcileri, uzmanlar, ekipler, herkes adeta bir vücudun organı gibi çok büyük bir hassasiyet içerisinde çalıştılar ve çalışmalarını sürdürdüler.
DİYARBAKIR'IMIZDA AÇIKTA KALAN HİÇBİR İNSANIMIZ YOK
Gelinen noktada Diyarbakır ilimizde biri hariç içinde insan yaşayan binalardan yıkılanların tamamındaki arama, kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları tamamlanmıştır. Kalan bir binada ise arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarının sonuna gelinmiştir. Kısa bir süre içerisinde bu binadaki arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışması da tamamlanacaktır. Bugüne kadar yürütülen faaliyetler çerçevesinde enkazdan çıkarılan vatandaşlarımızdan, insanlarımızdan 397'si vefat etmiştir. Bu vesileyle hem Diyarbakır'ımızda hem de diğer illerimizde vefat eden her bir vatandaşımıza, insanımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. 902 yaralı çıkarılmıştır. Bunlardan 863'ü tedavileri yapılmak suretiyle taburcu edilmiştir. Halen hastanelerimizde 39 yaralının tedavi gördüğünü ifade edebilirim. İnşallah bu yaralı kardeşlerimiz de şifa bulur. Kısa sürede onları da taburcu ederiz diye umut ediyorum. Bugüne kadar deprem nedeniyle evleri yıkılan ve barınma ihtiyacı içerisinde olan her bir insanımızın barınma ihtiyacını karşılamak için de Diyarbakır'da geniş kapsamlı çalışmalar yürütüldü. Bir yandan kamuya ait binalarda, sosyal tesislerde Kredi ve Yurtlar kurumumuza ait yurtlarda, ortaöğretim, pansiyonlarında, spor tesislerimizde, gençlik merkezlerimizde ve camilerimiz dahil kurduğumuz 9 çadır kentte ve başkaca başka kapalı alanlarda olmak üzere günlük yaklaşık 200 bin civarında vatandaşımıza barınma imkanı sunduk. Şu ana kadar dışarıda kalan barınma imkanı olmadığı için açıkta kalan herhangi bir vatandaşımız olmamıştır. Ayrıca 2 bin 200 çadırdan oluşan bir çadır kent. Bunlara ilaveten 675 konteynerden oluşan bir konteyner kurma çalışmalarını da hızla yürütüyoruz. Çadır kentimiz neredeyse tamamlandı. Konteyner kentimiz de yakın bir zamanda tamamlanarak hizmete açılacaktır. Şu anda Diyarbakır'ımızda açıkta kalan hiçbir insanımız yoktur. İnşallah bundan sonra da hiçbir insanımızı yalnız bırakmayacağız, açıkta bırakmayacağız. Sadece Diyarbakır'da değil bu, Türkiye'nin deprem felaketini yaşayan diğer her bir ilinde de aynı hassasiyetle yürütülmektedir.
Barındırdığımız her bir insanın ihtiyaçları, iaşesi ve diğer insani ihtiyaçları birebir devletimiz tarafından ve hayırseverlerimizin gönderdiği yardımlardan karşılanmaktadır. Şu ana kadar şu ana kadar barındırdığımız insanlarımızın günlük yeme, içme, giyinme ve diğer pek çok ihtiyacı bizzat karşılanmıştır. Bir yandan kamu kurumlarımız bir yandan hayırseverlerimiz hep el birliğiyle bu ihtiyaçları da karşıladığımızı buradan ifade etmek isterim. İhtiyacı karşılanmayan herhangi bir vatandaşımız yoktur. Yemeden içmeden giyinmeye kadar, çocuk bezine kadar her ne ihtiyaç varsa ihtiyaçlar bir bir karşılanmıştır. Vakıf olmanın her ihtiyaç karşılanarak muhatabına bizzat iletilmiştir. İlgili kurumlarımız ihtiyaç sahiplerini tespit etmede ve onlara iletilmek üzere verilen malzemeleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakta da büyük bir gayret ve titizlik içerisinde çalışmaktadır.
Diyarbakır il genelinde hasar tespit çalışmaları da 300 ekip ile büyük bir titizlikle sürdürülmektedir. Şu ana kadar Diyarbakır merkezdeki konutların önemli bir kısmının hasar tespit çalışmaları tamamlanmıştır. Önümüzdeki süre içerisinde yaklaşık 8-10 gün içerisinde de en geç kalan bütün konutların hasar tespit çalışmaları tamamlanacaktır.
YOĞUN BİR ÇALIŞMA YÜRÜTÜLMEKTEDİR
Adli soruşturmalarla ilgili hususu da burada bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum. Deprem nedeniyle yıkılan ve pek çok insanımızın ölümüne ve yaralanmasına neden olan binaların imar, inşaat, tadilat ve denetimlerinde sorumluluğu olanların tespiti, delillerin toplanması, ölü muayenesi, kimliklendirme ve defin işlemlerinin büyük bir titizlikle, hukuka uygun bir biçimde ve ivedilikle sürdürülmesi sağlanmak maksadıyla yoğun bir çalışma yürütülmektedir. Adli işlemlerin gecikmeksizin yapılması için Hakimler ve Savcılar Kurulumuz bölgeye gönüllü Cumhuriyet savcılarımızdan 478 savcı görevlendirmiştir. Ayrıca, Adli Tıp Kurumu ölü muayene, otopsi ve kimliklendirme işlemlerinin süratli bir biçimde yapılmasını temin maksadıyla 394 görevlendirme yapmıştır. Adli tıp kurumumuz da görevlendirmelerini gönüllüler arasından yapmaktadır.
SADECE MÜTEAHHİTLERE DÖNÜK SORUŞTURMA İDDİALARI GERÇEĞİ YANSITMIYOR
Kamuoyunda sadece müteahhitlere dönük soruşturma yapıldığı iddiaları ve değerlendirmeleri yapılmaktadır. Bu iddialar ve değerlendirmelerin hiçbirisi gerçeği yansıtmamaktadır. İşin doğrusu, binanın inşasında, denetiminde, kullanımında sorumluluğu olan herkesin kusuru ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Bu kapsamda binaların müteahhitleri, yapı denetim elemanları, belediyelerde görevli ve yetkili fenni mesuller, binada mevzuata aykırı tadilat yapanlar, kolon kesenler dahil olmak üzere ihmali ve kusuru olduğu değerlendirilenler ayrımsız soruşturulmaktadır. Bu delillerin toplanması hangi binada kimler sorumlu? Müteahhidi kim? Denetimi yapan kim? Bunlara ilişkin fenni mesuller kim? Hangi binada kim, hangi tür imara aykırı tadilat yaptığı binanın statiğini değiştirdi, kolon kesti veya kullanımdan kaynaklanan başkaca hatalar oldu? Bunların tespiti bir zaman almaktadır. Ama bilinmelidir ki bütün bu sorumlulara dair Cumhuriyet savcılıklarımız tarafından resen soruşturmalar başlatıldığı gibi delillerin de titizlikle toplanması sürdürülmektedir.
İHBARLAR TİTİZLİKLE DEĞERLENDİRİLİYOR
Ayrıca vatandaşlarımız tarafından yapılan ihbar şikayetler ile dile getirilen her tür iddia da soruşturma kapsamında büyük bir titizlikle değerlendirilmektedir. Sorumlular yargı önünde hesap verecektir. Eninde sonunda ihmali kusuru olanlar tespit edildiğinde adalet terazisinde tartılacak, herkese hak ettiği neyse adalet terazisinde dosdoğru tartılarak kendisine verilecektir. Hiçbir vatandaşımız bu kapsamda soruşturmaların savsaması, gecikmesi yahut da herhangi bir nedenle farklı bir değerlendirmeye tabi tutulması yönündeki iddialara kulak asmamasını buradan bir kez daha ifade isterim. Yanan can herkesin canı ve buradaki ihmal kusur ve diğer suç oluşturan şeyler neyse bunlarla ilgili titiz bir çalışma yürütülmektedir. Görevlendirilen 478 Cumhuriyet savcısı bir yandan ölü muayenesi bir yandan kimliklendirme bir yandan defin işlemleriyle uğraşırken önemli bir kısmı da bu soruşturmaların etkin bir şekilde yürütülmesi, sorumluların tespit edilmesi, sorumluluk derecelerinin değerlendirilmesi ve tespiti ve bunların yargı önüne çıkarılması hususunda da titizlikle bir çalışma yürütmektedirler. Ama bunların bir zaman aldığını herkesin bilmesi lazım. Çünkü binaların yapılış tarihine baktığınızda çok eski tarihli binalar olduğu gibi çok az da olsa yeni tarihli binalar da var. Kimler sorumlu? Kimler kusurlu? Bunların tespiti elbette ki bir zaman alacaktır. Bu zamanın da gecikmeksizin işletilmesinde ve bunun titizlikle yapılmasında fayda olduğunu görüyor ve bu maksatla da bölgede deprem soruşturmalarıyla ilgili özel bürolar kuruldu, özel görevlendirmeler yapıldı. Ve bu savcılara başka görev verilmemesi hususu da ayrıca kendilerine iletildi. Ve burada özel çalışmaların yürütüldüğünü ifade etmek isterim. Bugüne kadar hakkında işlem yapılan şüpheli sayısı 245. Tutuklanan şüpheli sayısı 54. Hakkında adli kontrol verilen şüpheli sayısı 47. Yakalama kararı çıkarılan ama henüz yakalanmamış şüpheli sayısı 7. Gözaltı talimatı verilen 45. Gözaltında olan kişi sayısı ise 27. Şüphelilik vasfı değerlendirilen kişi sayısı şu anda 29. Yurt dışında olduğu tespit edilen 4. Öldüğü tespit edilen 10. İfadeleri alınan 22 şüpheli bulunduğunu buradan ifade etmek isterim. Şüpheliler tespit edildikçe haklarındaki tedbir kararları dahil Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde yapılması gereken her şey eksiksiz yapılmaktadır. Bundan sonra da eksiksiz yapılacaktır.
DELİLLER TOPLANMADAN HİÇBİR ENKAZ KALDIRILMAMAKTADIR
Yıkılan binalarla ilgili hayatını kaybeden vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ve yaralanan insanlarımızın olduğu her yerle ilgili deliller titizlikle toplanmaktadır. Delillerin toplanması da dahil bölgeden ki adli işlemlerin gecikmeksizin yapılması için 478 Cumhuriyet savcısı görevlendirildi. Ayrıca delil tespiti işlemlerinin usulüne uygun ve gecikmeksizin yapılmasını temin maksadıyla da 600 bilirkişi görevlendirildi. Adli Tıp Kurumumuz da 394 görevlendirme yaptı. Bunlar da delil tespitinde önemli görevler ifa etmektedir. Şu ana kadar Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa ve Kilis illerinde delil tespit işlemleri tamamlanmıştır. Deliller toplanmadan hiçbir enkaz kaldırılmamaktadır. Deliller toplandıktan sonra enkazlar kaldırılmaktadır. Ayrıca deliller enkaz kaldırma çalışmalarına engel olmadan toplanması yapılmaktadır. Yani deliller toplanırken enkaz kaldırma çalışmalarının engellenmesi de söz konusu değildir. Delillerin toplanmaması ya da delillerin karartılması söz konusu değildir. Delilerin toplanmadığı ya da karartıldığı yönündeki söylentiler, iddialar kocaman bir yalandan ibarettir. Hiç kimsenin delilleri karartmaya veya delillerin toplanmasını engellemeye gücü yetmez.
BUNLARIN HEPSİ KOCAMAN BİR YALANDIR
Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devleti içerisinde deliller hukuka uygun bir biçimde toplanmaktadır. Bundan sonra da toplanmaya devam edecektir. Şu anda delillerin toplanmasında herhangi bir aksama olmadığı gibi herhangi bir savsama delillerin karartılması vesaire de söz konusu değildir. Aksini iddia eden bunun delilini ortaya koymalıdır. Yoksa yalan yanlış birtakım bilgilerle veyahut da uydurdukları yalanlarla toplumu farklı bir şekilde manipüle etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Aziz vatandaşlarımızın deprem provokatörlerine dikkat etmesinde de büyük fayda olduğunu bu vesileyle bir kez daha ifade etmek isterim. 'Deliller toplanmıyor.' Büyük bir yalan. 'Soruşturmalar başlamadı.' O da başka büyük bir yalan. 'Sadece müteahhitler soruşturuluyor.' O da başka büyük yalan. Yani bir soruşturmanın nasıl yapılacağını bilenler bilir. Ama böyle bir büyük felakette kimlerin soruşturulacağı üç aşağı beş yukarı belli. 'Kolon kesenler soruşturulmuyor. Binanın statiğini değiştirenler soruşturulmuyor. Denetleyenler sonuçlanmıyor. Yapı denetim firmalarının elemanları soruşturulmuyor. Fenni mesuller soruşturulmuyor.' Bunların hepsi kocaman bir yalandır. Bunu buradan bir kez daha ifade etmek isterim. Hem kolon kestiği iddia edilenler ve böyle kolon kesme işleri olan binalarda bunları yapanlar, yaptığı değerlendirilenler hem statiği değiştirilen binalar, statiğini değiştirenler hem imara aykırı binada mevzuata aykırı en ufacık bir iş ve işlem yapanlar hem belediyelerde bu binaları denetlemekle yetkili ve görevli fenni mesuller, hem denetim firmaları hem müteahhitler hem proje müellifleri, binayla herhangi bir ilgisi olan ve yaptığı iş ve işlem nedeniyle binanın yıkılmasında bu eksikliğin etkili olduğu tespit edilenler kusurları ve eksikliklerin derecesine göre elbette yargı önünde hesap vereceklerdir. Bunun aksini kim iddia ediyorsa, 'Bunlar yapılmadı' kim diyorsa gerçekten büyük bir yalanı söylüyor ve burada büyük bir gayretle çalışan savcılarımıza, yargı görevlilerimize, bilirkişilerimize bu emeği sarf eden onca insana iftira ediyorlar, haksızlık yapıyorlar. Bu yalancıları, bu provokatörleri önce Allah'a sonra da aziz milletimize havale ediyorum. Elbette hukukun dışına çıkan birtakım işler olduğunda da hukuk da bunlarla ilgili gereğini yapıyor. Bundan sonra da yapmaya devam edecektir.
YAĞMA VE HIRSIZLIK İHTİMALİNE KARŞI ALINAN TEDBİRLER EN ÜST DÜZEYDE
Şu anda sanki Türkiye'de bu alanda büyük bir yağma faaliyeti varmış gibi birtakım haberler yapılıyor. Elimizdeki istatistiki veriler bu haberlerin doğru olmadığını ortaya koyuyor. 'Yağma var' haberlerini şöyle ifade etmek belki daha doğru olabilir. Yağma yok ama yalan çok. Böyle iddiaların, böyle iddiaların da hukuk tarafından soruşturulduğunu Cumhuriyet savcılarımızın gereğini yaptığını buradan ifade etmek isterim. Bu aziz milletimizi de lekeleyen bir şey. Sanki Türk halkı böylesi bir zamanda, böylesi bir ahlak zafiyetinde, böylesi bir insanlık dışı işi yapacakmış gibi de bir algıya da hizmet eder bu. Böyle bir algı Türk milletine de her bir insanımıza da büyük bir haksızlık olduğunu ifade etmek isteriz. Ama gerek yağma ihtimaline karşı gerek hırsızlık ihtimaline karşı alınan tedbirler en üst düzeydedir. Bunlar böyle bir ihtimal olabilir endişesiyle alınmış tedbirlerdir. Şu ana kadar baktığımızda hırsızlık büyük bir kısmı bunların neredeyse öyle söyleyeyim. Tamamına yakını hırsızlıkla ilgili verilerdir. Vaka sayısı 319. Şüpheli sayısı 235. Tutuklanan şüpheli 149. Hakkında adli kontrol kararı verilen şüpheli 27. Yakalama kararı çıkarılan şüpheli 28. Ve gözaltı sayısı 8 olduğunu ifade etmek isterim. Bundan sonra da hırsızlıkla ilgili yağma iddialarıyla ilgili de her türlü iddia, ihbar ve şikayet titizlikle değerlendirmekte. Kolluk güçlerimiz tarafından tespit edilenler, yakalananlar elbette yargıya teslim edilmektedir ve o açıdan da resen de bunlar takip edilmektedir. Bu konuda da vatandaşlarımız müsterih olsun. Hırsızlığa karşı da yağmaya karşı da başkaca suçların işlenmesine karşı da her türlü önleyici tedbirler alınmıştır. Buna rağmen her türlü önleyici tedbire rağmen suçların işlenmesi hakkında da şüphelilerle ilgili adli süreçler gecikmeksizin hukuk içinde ve hukuka uygun bir biçimde işletilmektedir.
KİMLİKLENDİRME ÇALIŞMALARI
Şu anda kimliklendirmesi yapılamayan vefat etmiş kardeşlerimiz bulunmaktadır. Buradan aziz vatandaşlarımıza şu çağrıyı özellikle yapmakta fayda görüyorum. Deprem nedeniyle enkaz altında olduğu değerlendirdiği akrabası veya yakını, tanıdığı, dostu olduğunu bilenler eğer kendilerinden şu ana kadar bir bilgi alamamışlarsa enkaz altından çıkan yaralı ve vefat edenler arasında da tespit yapılamamışsa burada kimliklendirmenin yapılabilmesi için bu kardeşlerimizden referans olarak kullanılacak bazı verilerin alınmasına, numunelerin alınmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle enkaz altındaki akrabasına, yakınına, dostuna ulaşamayan vatandaşlarımızın, kolluk güçlerimize, hastanelerimize, Adli Tıp Kurumumuza ilgili her ilde şubemiz var, şubelerimize, grup başkanlıklarımıza, Cumhuriyet başsavcılıklarımıza lütfen müracaat etsinler. Çünkü şu anda enkaz altından çıkarılıp kimliklendirilmesi yapılamayan, vefat ettiği halde numune, referans örnekleri olmadığı için eşleştirilmesi de yapılamayan vefat etmiş kardeşlerimiz bulunmaktadır. Bunların yakınlarından benim istirhamım ilgili birimlere gecikmeksizin müracaat etmeleri ve bu kimliklendirme işleminin usulünce ve hızlıca yapılması için gerekli numuneleri süratle vermeleri gerekmektedir. Şu anda Adli Tıp Kurumlarımızda bulunan bu tür kimliklendirmesi yapılamayan, vefat etmiş kardeşlerimizin kimliklendirmeye esas DNA raporları çıkarılmış durumdadır. Buradaki şey numune referans örneklerin olmayışı veyahut da yeteri kadar olmayışıdır. Onun için de numune referans örnek verecek yakınlarının ilgili kurumlarımıza müracaat etmelerinde büyük fayda vardır ki bunları sahiplerine, doğru sahiplerine vakitlice teslim edelim. Bir kez daha buradan kardeşlerimize tekrar başsağlığı dilerken yakınları için ilgili birimlere hassaten müracaat etmelerini istirham ediyorum. Eminim çokları müracaat etmiştir.
KURUMLARIMIZ BÜYÜK BİR TİTİZLİKLE ÇALIŞIYOR
Hem Diyarbakır'ımızda hem de ülkemizin dört bir yanında AFAD başta olmak üzere kurumlarımız, bu depremin, asrın felaketi depremin enkazını kaldırmak, insanlarımıza sağ salim ulaşmak ve onların tedavisini sağlamak, orada ölen kardeşlerimiz varsa onların beden bütünlüğünü koruyarak ailelerine teslim etmek ve İslami usullere göre definlerini temin etmek maksadıyla gerçekten büyük bir titizlikle çalışıyorlar. Çalışmaya devam ediyorlar. Gördüğünüz ve bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanımızın koordinasyonunda bakanlarımız her bir enkazın olduğu ilde depremin yaşandığı yerde ayrı ayrı görev yapmaktadırlar. Diyarbakır'da da ben görevimi sürdürmekteyim. Diyarbakır'da bu görev yaptığım süre içerisinde Valimiz başta olmak üzere birim müdürlerimizin her birinin büyük bir gayretine tanık olduk. Samimi, gönüllü çalışmalarının tanık olduk. Ayrıca gönüllü vatandaşlarımızın gayretlerine tanık olduk. Diyarbakırlıların asaletine ve bu süreçteki sükunetine ve destek verme konusundaki iradesine tanık olduk. Hayırseverliğine, yardımseverliğine tanık olduk. Ben bu vesileyle Valimiz başta olmak üzere güvenlik güçlerimize, askerimize, polisimize, AFAD'ımıza Sağlık İl Müdürlüğümüze, Savcılığımıza, Adli Tıp'ımıza, kaymakamlık, belediyelerimize Çevre Şehircilik İl Müdürlüğümüze, AFAD İl Müdürlüğümüze ve emeği geçen herkese ama herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. STK'lara burada ayrı bir bahis açmak gerekiyor. Onlara da ayrıca buradan şükranlarımı sunuyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Diyarbakır milletvekillerimize, Mehdi Eker Bakanımız başta olmak üzere milletvekillerimize de ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Çünkü ilk günden beri Diyarbakır'daki bu sürecin sağlıklı işlemesi ve sonuçların Diyarbakırlıların lehine olması için büyük bir gayretle bizlere yardımcı oldular. Onlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Rabbim bir daha böylesine bir felaketi milletimize, devletimize göstermesin. Sadece Türkiye'mizde değil dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir felaketi yaşatmasın diye duada bulunuyorum." (Birlik Haber Ajansı-BHA)
Yorumlar