“Gazetecilik hobi olamayacak kadar ciddi bir iştir!”
“Gazeteciliğin itibarı ve basın çalışanlarının emeği korunmalı”
Gazetecilerin bozulan çalışma şartlarının iyileştirilmesi için acil harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Meltem Suzan Zeki, sektörle ilgisi olmayan kişilerin hiçbir eğitimden geçmeden, etik kurallara hâkim olmadan, keyfi biçimde sektöre girmesinin engellenmesinin şart olduğunu belirtti.
Yazısında yetkililere, “Mademki her önüne gelen gazeteci olabiliyor, ülkedeki gazetecilik bölümlerinin manası nedir?” sorusunu yönelten Zeki, söz konusu sorunlara çözüm üretilmeyecekse radyo televizyon ve gazetecilik bölümlerinin kontenjan sayılarının düşürülmesi önerisinde bulundu.
Sektörde çalışmadığı halde eşinin, dostunun yayın kuruluşunda kendine basın sigortası yaptırıp basın kartı alanlara da tepki gösteren Meltem Suzan Zeki, buna izin veren kişi ve kurumların tespit edilerek cezalandırılması gerektiğini söyledi. Binlerce gencin dört yılını vasıfsız muamelesi görmek ya da işsiz kalmak için harcamadığının, hakları korunmayarak onlara vakit kaybettirmenin adaletsizlik olduğunun altını çizen Zeki, yazısının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Ülkemizde bir mesleğin lisans bölümünü tamamlayanlar, kendilerini mezun oldukları bölümün kendilerine sağladığı unvan ile (haklı olarak) tanıtabiliyorlar. Hukuk fakültesi mezunları avukat, tıp fakültesi mezunları doktor, eczacılık fakültesi mezunları eczacı, mühendislik fakültesi mezunları mühendis, eğitim fakültesi mezunları öğretmen olabilirken iletişim fakültelerinin gazetecilik bölümlerinde tıpkı diğer lisans öğrencileri gibi yıllarca emek vererek mezun olanlar kendilerini gazeteci olarak tanımlayamıyorlar.
Ülkemizde her yıl ortalama 1200 öğrenci gazetecilik lisans bölümlerinden mezun oluyor. Ön lisans mezunlarını, özel üniversitelerin açtığı sertifika programlarına katılanları ve İŞ-KUR gibi farklı kurumlardan eğitim alanları da hesaba kattığımızda tablo daha vahim bir hal alıyor.
Eline her fotoğraf makinesi alan, herhangi bir matbaa ile anlaşıp kalite gözetmeden her gazete bastıran gazeteci sayılmamalıdır. Eğer bu durumun önüne geçilemeyecekse gençlerin 4 yılını üniversitelerin gazetecilik bölümlerinde harcamalarının bir anlamı olmayacaktır zira çoğu işsiz mezun, iş bulamama sebebiyle psikolojik sorunlar yaşamaktadır. İş bulabilenler ise güvencesiz çalışma koşulları ve olumsuz şartlar nedeniyle sektör değiştirmeye çalışıyor.
Bu konuda çözüm üretilmeyecekse radyo televizyon ve gazetecilik bölümlerinin kontenjan sayıları düşürülmeli, özel üniversitelerin bu bölümleri açmalarına izin verilmemelidir. Bu sayede belki daha az öğrencinin işsiz kalma riski bulunan bölümlerde yıllarını harcamasının ve gelecek kaygısı ile mezun olmasının önüne geçilebilir.”
Bunlar da ilginizi çekebilir