24. Dönem AK Parti İzmir Milletvekili Rifat Sait, Balkan Günlüğü Gazetesi'ndeki köşe yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Milletin teveccühü ile İktidarı belirleyen unsur olan seçim önemlidir. Seçimin öne alınması ise şartları ve gerekliliği ile daha da önem taşır. Bu yüzden eğer erken bir seçim konuşuluyorsa nedenleri, belirtileri ve sonuçları da konuşulması gerekir. Böylece ülkenin röntgeni net bir şekilde çekilir, doğru analizler yapılabilir.
Her şeyden önce siyasi normallik seçimlerin zamanında yapılmasıdır. Kanunlar ve nizamlar bunu gerektirir. Siyasi istikrar ve dolayısıyla ülke istikrarı da seçimlerin zamanında yapılmasıyla doğru orantılıdır.
AK Parti öncesi erken seçimler ve siyasi istikrarsızlıklar bu ülkede çok olağandı. İşte tam da bu yüzden yaklaşık son 22 yıldır (bir tane hariç) erken seçim konuşulmaması alışkanlık yapmıştı ama şimdi konuşunca yargılanmaya başlandı. Aslında olay erken seçim değil, erken seçimin konuşulmasını gerektirebilecek nedenlerdir. Bu şekilde aslında onca iç ve dış problemlere rağmen rekor düzeyde başarı ile iktidar olan AK Parti, erken seçimi sevmez, sevmemelidir de. Zira bu bazı sorunların habercisi olabilir. İşte tam da bu yüzden “Erken seçim neden konuşuluyor? “Sorusunu başlık yaptık. Zira erken seçim laf olsun diye mi yoksa bazı zorunluklardan mı konuşulmaya başlandı?
Herkesin bildiği üzere Sayın Cumhurbaşkanımız tekrar aday olacak. Ancak yine herkesin bildiği gibi yasalara göre üçüncü kez aday olabilmesi için ya ciddi bir yasal düzenleme gerekiyor ya da erken seçim olması gerekiyor. Oysa Sayın Cumhurbaşkanımız seçimlerin zamanında yapılacağını net olarak söyledi. Belki zamanında yapılacak ama çok kısa bir erken seçim yani normal zamanından bir iki ay önce olabilir mi? Böyle bir durumda muhalefet buna nasıl bakar, ne yapar başka bir soru?
Rahmetli Süleyman Demirel’in “Dün dündür, bugün bugündür” sözleri ilginç ve esprili bir siyasi deyim olmuştur. Bu deyim şartlara göre tekrar kullanılır mı bilemem? Ülke şartları ve konjonktür pek çok şeyi etkileyebilir. Ya da rakibi ters de yakalamak ve siyasi manevra da olabilir.
Muhalefetin erken seçim istemesi bir çözüm üretmek ya da daha güzel şartlar sunmak değildir. Zaten ana muhalefet yıllardır 3 Y kuralını uyguluyor. Yapmaz, Yapamaz, Yaptırmaz. Bugün Türkiye’de doğru ve düzgün muhalefet olsaydı, iktidar ona göre hareket eder ve inanın erken seçimi gerektirecek konular konuşulmazdı.
CHP’nin doğru düzgün başarısı yokken, kendi içinde üçe bölünmüşken, tarihi boyunca en fazla %22 oy alan bir CHP’ye karşı şahlanman gerekir. Ama son dönemde erken seçim konuşuluyor, neden? Geçenlerde sayın Cumhurbaşkanımız AK Parti grup toplantısında çok güzel bir şey söyledi. Özeleştiri yaptı. Dedi ki; “CHP nasıl bu kadar oy alabiliyor, belediye kazanabiliyor? Bunun müsebbibi AK Parti olarak biziz. Bu bir özeleştiridir. Biz önce sorunu kendimizde arayacağız.” Buradaki en önemli nedeni Sayın Cumhurbaşkanımız söylüyor işte: “Bunun müsebbibi AK Parti olarak biziz” Diğer taraftan Sayın Cumhurbaşkanımız bu tarihi özeleştiriyi yaptıktan sonra baktım gruptaki vekiller alkışlıyorlar. Küçük kızımın çokça kullandığı “Drama Queen” sözü aklıma geldi İstiklal şairi Âkif’in çok güzel bir şiiri var. “Ağlamıyorsan bari gülmekten utan” Neyi alkışlıyorsunuz?
Samimiyet, İstişare ve liyakat son derece önemlidir. Sorunlara en büyük ilaç bu üçündedir. Bu bakımdan Sayın Cumhurbaşkanımızın öz eleştirisini önemsiyorum. Bundan sonra icraat ile olaya nokta konulur.
Parti içindeki kongreler, söylemler, hazırlıklar, gelen müjdeler, Suriye’deki olumlu gelişmeler, HDP ve Öcalan ile ilgili gelişmeler, bir şeylerin habercisi... Hadi hayırlısı."