ANKARA-BHA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda, konuşmasına, "Buradan, milletin kürsüsünden, 13 yıllık mücadelenin ardından muhteşem ve muazzam bir zafere imza atan Suriyeli kardeşlerimizi kemal-i hürmetle selamlıyorum" diyerek başladı.

Biladüşşam'ın kahraman, yiğit evlatlarını, zulme ve zalime boyun eğmeyen vakur evlatlarını, şahsı, partisi, Türkiye ve Türk milleti adına saygıyla selamlayan Erdoğan, "Zaferleri hayırlı mübarek olsun" ifadesini kullandı.

Fetih Suresi'nin ilk ayetlerini ve bu ayetlerin meallerini okuyan Erdoğan, "Suriyeli mazlumlarla birlikte milletimizi de bu şanlı zaferin sevincine ortak eden Rabbimize hamdüsenalar ediyorum. Bizleri bugünlere eriştiren, Suriye'nin özgürlüğe kavuştuğunu bizlere dünya gözüyle gösteren Rabb'imize şükürler olsun. Cenabıallah'tan, grup toplantımızın, ülkemiz, milletimiz ve partimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balıkesir'in Karesi ilçesindeki bir mühimmat fabrikasında dün meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ise sabırlar diledi.

Patlamanın ardından Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ı Karesi'ye gönderdiklerini hatırlatan Erdoğan, "Gerek kurumlarımız, gerekse Cumhuriyet Başsavcılığımız, patlamayla ilgili tahkikat başlatmıştır. Bir kez daha Balıkesirli vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum" sözlerini sarf etti.

Bu sabah Kazakistan'ın Aktau şehri yakınlarında Azerbaycan Havayolları'na ait bir yolcu uçağının düştüğünü belirten Erdoğan, "Her iki kardeş ülkeye de milletimiz adına başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum" dedi.

Balıkesir'de bir öğrenci minibüsünün karıştığı kazada çocukların ciddi yaralar aldığını aktaran Erdoğan, öğrencilerin hastanede tedavilerinin devam ettiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Ekim'de başlayan bütçe maratonunun cumartesi günü tamamlandığını, AK Parti olarak 23'üncü bütçelerinin Meclis onayına mazhar olmasının memnuniyeti içinde olduklarını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Türkiye Yüzyılı'nın ikinci bütçesi olan 2025 Yılı Bütçesi'nin ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Hazine ve Maliye Bakanlığımızı, Plan ve Bütçe Komisyonumuzu, bakan, bürokrat ve teknokrat arkadaşlarımızı bugün bir kez daha tebrik ediyorum. TBMM Genel Kuruluna, Sayın Meclis Başkanımız ve milletvekillerine, AK Parti Grup Başkanlığımıza ve grup başkanvekillerimize katkıları için ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı'nda beraber olduğumuz Sayın Devlet Bahçeli'nin nezdinde MHP Grubu'na da teşekkür ediyor, ittifakımızın yoluna güçlenerek devam ettiğini görmekten duyduğum bahtiyarlığı tekraren ifade etmek istiyorum."

Kabine toplantısı sonrasında gerçekleştirdiği basın toplantısında, 2025 Bütçesi'nin genel çerçevesini kamuoyunun dikkatine arz ettiğini, muhalefetin bütçeye yönelik asılsız itham, iddia ve iftiralarına, cevaplarını tek tek verdiklerini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yaşanan her hadise, CHP'nin başını çektiği muhalefetin ülkeye dair hiçbir vizyonlarının olmadığını ortaya koyuyor. Komisyondan Genel Kurul aşamasına kadar şov yapmak, kışkırtmak, Meclis'i terörize ve provoke etmek dışında hiçbir şey yapmadılar.

Her zaman söylüyorum, bunların amacı iktidara alternatif olmak değil, muhalefetin konforlu alanında kalarak şahsi iktidarlarını korumaktır. 'Azıcık aşım, ağrısız başım' anlayışıyla gemilerini yürütmenin, ceplerini doldurmanın, şişirilmiş faturalar üzerinden zenginleşmenin derdindeler. Kule deyince akıllarına ilk 'para kulesi', belediye deyince akıllarına ilk 'yemek' geliyor. Ne borçlarını ödeme gibi bir huyları, ne de verdikleri sözleri yerine getirme gibi bir alışkanlıkları var."

Erdoğan, SGK'ye en borçlu 10 belediyenin 7'sinin CHP'li olmasının, bunların en tepesinde de 10 milyar liralık borcuyla İzmir'in bulunmasının tesadüf olmadığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunların belediyeleri 'arpalık' olarak gördüklerini biz zaten söylüyorduk ama Sayın Özel 'kaş yapayım derken göz çıkartan' son açıklamalarıyla bunu kendi ağzından da ikrar etmiş oldu. Borçları hatırlatılınca feveran eden CHP'ye, şimdi yolunu gözledikleri eski Genel Başkanlarının cümleleriyle şunu söylemek isterim. 'Ne kadar çığırtkanlık yaparsanız yapın, bağırsanız da çağırsanız da ipe un serseniz de kaçış yok. SGK'ye olan prim borçlarınızı 'tıpış tıpış' ödeyeceksiniz."

"Kusura bakmayın, emeklinin, memurun, işçinin, esnafın, çiftçinin, engellinin, yetimin, öksüzün hakkını size konserlerde, şarap turlarında yedirmeyiz, yedirtmeyiz." diyen Erdoğan, "Borçlarını ödemeye gelince güvercine dönenler, iş asgari ücretle ve maaşlarla ilgili atıp tutmaya gelince bakıyorsunuz birden şahin kesiliyorlar. Niye? Çünkü sırtlarında küfe taşımıyorlar da ondan. Nereden tutsanız elinizde kalan, her tarafı tel tel dökülen, adeta viraneye dönmüş bir muhalefetle karşı karşıyız" değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, 10 Aralık'ta görüşmelere başlayan Asgari Ücret Tespit Komisyonunun çalışmalarını dün tamamladığını ve 1 Ocak 2025'ten itibaren geçerli olacak net asgari ücreti 22 bin 104 lira olarak belirlediğini anlatan Erdoğan, "Bu rakam, 2024 yılına göre net yüzde 30 artışa tekabül ediyor. Devletimizin asgari ücretli başına işverene verdiği destekse 700 liradan 1000 liraya yükseldi. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık. 2002'de 184 TL, yani döviz bazında 126 dolar olan asgari ücret, son artışla birlikte 628 dolara çıkmış oldu" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni asgari ücretin çalışanlara ve işverenlere hayırlı olmasını dileyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Duydum ki CHP bugün galiba Meclis'e de gelmeyecekmiş, yolları açık olsun. Biz 22 yıl boyunca ne yaptıysak, muhalefetin engellemelerine rağmen yaptık, onlara rağmen başardık. Parlamento, millete hizmet mekanıdır; buradan kaçış olmaz. Değişim, normalleşme, siyasi olgunlaşma yönünde muhalefet cenahında ne hazindir ki bugüne kadar hiçbir gelişme göremedik. Bütçe görüşmeleri sırasında takındıkları uzlaşmaz tavır, bunlardan ne köy ne de kasaba olacağını gösteriyor. Varsın onlar yanlışta ısrar etmeyi sürdürsün; biz işimize bakacağız, milletimize hizmet etmeye odaklanacağız. İstikrar içinde büyümeyi ve kalıcı sosyal refah artışını amaçlayan, daha müreffeh, daha güçlü bir Türkiye vizyonunu hedefleyen 2025 yılı bütçemizi aziz milletimizin de sahiplenmesi ile hayata geçireceğiz."

İlk günden beri tam destek verdikleri ekonomi programının semerelerini toplamaya başladıklarını dile getiren Erdoğan, enflasyonun düştüğünü, ihracatın yükseldiğini, cari açığın gerilediğini, istihdamın arttığını, sanayide çarkların döndüğünü, turizmin rekora koştuğunu, uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye ilgisinin arttığını ve ekonomik büyümenin 17 çeyrektir kesintisiz devam ettiğini belirtti.

Erdoğan, "2024 yılının üçüncü çeyreğinde 1 trilyon 260 milyar dolar ekonomik büyüklüğe ulaştık. Bütün bu veriler, Türkiye ekonomisinin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme hedefine emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor. İnşallah 2025 yılı, bir önceki seneden daha iyi olacak. Biraz daha sabır, biraz daha gayretle çok daha güzel neticeler göreceğiz. İstikrarı bozmadan, güven ortamını zedelemeden, para ve maliye politikalarını sarsmadan, muhalefetin bizi sürüklemek istediği popülizm tuzağına düşmeden, sırtımızda yumurta küfesi taşıdığımızın şuuruyla, önümüzdeki süreci çok büyük bir titizlikle yöneteceğiz. Rabbim bizleri milletimize mahcup etmesin, bu şekilde dua ediyorum" diye konuştu.

Yarım asırdır siyaset sahnesinde, milletin huzurunda olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bugüne kadar kalbimizle kelamımız arasına sütre koymadan konuştuk. Gönlümüzden ne geçiyorsa dilimize de o yansıdı. Zihnimizin derinliklerinde ne varsa zikrimiz de o oldu. Kürsüde başka meydanda başka, yurt içinde başka yurt dışında başka konuşanlardan asla olmadık" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir miladi yılı tamamlayıp diğerine girmek üzere olduğumuz şu günlerde yaptığımız 2024 yılının son grup toplantısında yine sizlerle ve milletimizle dertleşmek, hasbıhal etmek, bir kez daha gönül diliyle konuşmak istiyorum" diyerek, şunları kaydetti:

"'Türkiye, tarihi bir dönemden geçiyor.' diyeceğim ama bizim bin yıldır bu coğrafyada tarihi olmayan hiçbir günümüz yoktur. Esasen bin yıl önceki Malazgirt Zaferi, güneyimizden başlayarak Anadolu topraklarını yeniden yurt kılmamızın sembolüdür. Bir başka ifadeyle; biz bu toprakların misafiri değil, binlerce yıllık ev sahibiyiz. Kimi zaman şartlar gereği başka diyarlara gitmiş olsak da sonuçta dönüp dolaşıp bu topraklara tekrar sarıldık. Malazgirt'le kapılarını bir kez daha açtığımız Anadolu coğrafyası ve çevresi Allah'ın izniyle bu milletin ebedi ve ezeli vatanı olarak kalacaktır. Önümüzdeki yıl Malazgirt Zaferi'nin ve hemen ardından kurulan Anadolu Selçuklu Devleti'nin 954'üncü yılına, Osmanlı'nın kuruluşunun 726'ncı yılına, İstanbul'un Fethi'nin 572'nci yılına, Cumhuriyetimizin ilanının 102'nci yılına, gerçek anlamda çok partili siyasi hayata geçişimizin 75'inci yılına, AK Parti'nin iktidara gelişinin 23'üncü yılına, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişimizin 7'nci yılına ulaşacağız. Devlet ve toplum hayatımızın bu hızlı devinimi içerisinde tarihe iz bırakmak için gece gündüz çalıştık, çalışıyoruz."

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda, Türkiye ile gönül ve kültür coğrafyasının her köşesine mühürlerini vurduklarını belirterek, bu yolculuğu dikenli, taşlı, mayınlı bir yolda katettiklerini söyledi.

İktidara geldikleri 2002 yılı kasım ayından itibaren nice sınamalardan geçtiklerini hatırlatan Erdoğan, Türkiye'ye kazandırdıkları her yatırımda, eserde, hizmette, içeride ve dışarıda önlerine gizli, açık pek çok engelin çıkarıldığını anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeri geldiğinde muhalefetin iftiralarıyla uğraştıklarını, yeri geldiğinde ise bürokratik oligarşinin direnişiyle karşılaştıklarını vurgulayarak, şunları paylaştı:

"Adeta iğneyle kuyu kazarak ülkemizin hanesine yazdırdığımız, milletimizin hayatına dahil ettiğimiz her kazanımın bedelini misliyle ödedik. Milletimiz sağ olsun bu zorlu mücadelede bizi hiç yalnız bırakmadı. Gün oldu bizi ikaz etti, gün oldu bize sandıktan net mesajlar verdi ama haklı mücadelemizde desteğini bizden hiçbir zaman esirgemedi. Böyle feraset, basiret ve irfan sahibi bir milletin mensubu, mahdumu ve hizmetkarı olmaktan şeref duyuyorum ve özellikle de şanla, şerefle bu yolda devam ediyoruz. Rabb'im ömür verdiği müddetçe milletimize ve devletimize aşkla hizmet etmeyi sürdüreceğiz."

Partilerini tekrar yüzde 50 bandına getirecek çalışmalar içinde olduklarını anlatan Erdoğan, yeni dönemin miladı niteliğindeki 8. Olağan Kongre maratonunun il kongreleriyle devam ettiğini, kongrelerdeki coşkuyu, heyecanı ve kardeşlik iklimini gördükçe yüce Allah'a hamdettiğini aktardı.

Cumhur İttifakı olarak 15 Temmuz gecesinden itibaren güçlenerek devam eden dayanışmanın bundan sonra daha da perçinleneceğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Terörsüz Türkiye hedefimizi, devletimizin uhdesinde bulunan tüm araçları kullanarak, önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğiz. Kürtlerle olan ezeli ve ebedi kardeşliğimizi dinamitlemek isteyenleri, aradan çekip alacağız. Her ne kadar birileri bu örnek yoldaşlığı ve ülkemiz adına sağladığı hayırlı sonuçlarını hazmetmekte halen zorlanıyor olsa da Cumhur İttifakı, siyasi tarihimizin istikametini belirlemeyi sürdürecektir. Unutmayın, tarih, hayal kuranların ve hayalleri uğrunda ter dökenlerin mülküdür."

Cumhur İttifakı'nın hayalinin, içinde bulunulan asrı Türk milletinin asrı haline dönüştürmek olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"İttifak ortakları olarak sırt sırta vereceğiz, Türkiye Yüzyılı'nı inşa edeceğiz. Bizi şairin şu mısralarında dile getirdiği hissiyatla yolumuza devam etmekten kimse alıkoyamayacaktır, 'Yürüdüm sel oldum, durdum göl oldum. Mazluma, mağdura kıvrak dil oldum. Zulüm sıcağında serin yel oldum. Yürekten yüreğe estim, gel de gör'. İşte bu anlayışla, hesap soracak esas mercinin Rabb'imiz olduğunu hiç unutmadan hem milletimiz hem ümmet hem insanlık için çalışacağız. Saflarımızı inşallah daha da sıklaştıracağız. Gönüllerimizi birbirine daha sıkı raptiyeleyeceğiz. Değerlerimizi benimseyerek bu yolda bizimle yürümek, bize yoldaşlık etmek, bizimle mücadele arkadaşı olmak isteyenlere işte bugün olduğu gibi kapımızı açık tutacağız. "

Erdoğan, geçmiş tecrübelerin ışığında kadroları yenileyeceklerini, takviye edeceklerini aktararak, "AK Parti davasının neferleri olarak her birinizin de bu mücadeleyi aynı inançla, aynı hasbi ve harbi heyecanla sahipleneceğinize inanıyorum" diye konuştu.

Bu sıralar sık sık hatırlattığı bir atasözünün olduğunu kaydeden Erdoğan, "Büyüklerimiz, doğru duvar yıkılmaz, eğri kaçar, kurtulmaz' diyor. Bu hizmet dolu sözün ne kadar doğru olduğunu Suriye krizinin 13 yıllık serencamında bizzat müşahede ettik" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'deki olayların, 15 Mart 2011'de, Dera'da daha bıyıkları terlememiş bir çocuğun, duvara yazdığı bir yazı sebebiyle tutuklanması, işkence görmesi ve vahşi rejim güçleri tarafından şehit edilmesiyle başladığını hatırlattı.

Esed ve Baas rejiminin, Türkiye'nin tüm iyi niyetli tavsiyelerine rağmen barışçıl protestoları son derece kanlı bir şekilde bastırmayı tercih ettiğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kanı durdurma, çatışmaları sonlandırma imkanı varken, Esed, kendi halkına zulmetmeye, zulmünde de kibirlenmeye devam etti. 13 yılı aşan katliam politikası sebebiyle komşumuz Suriye büyük bir kaosa ve istikrarsızlık iklimine sürüklendi. Şehirler, köyler, İslam medeniyetinin en güzel örnekleri olan tarihi eserler bombalandı, yerle yeksan edildi. 1 milyon kardeşimiz, ya rejim ve destekçilerinin katliamları ya DAEŞ ve PKK gibi terör örgütlerinin saldırıları sonucu şehit oldu. Rabb'im, tüm şehitlerimizi rahmetiyle kuşatsın, mekanlarını cennet eylesin."