Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil, Yönetim Kurulu adına, Amasra Maden İşçilerinin “Liyakate dayalı atama talebiyle” yaptıkları açıklamaya tepki gösteren Enerji-Bir-Sen Şube Başkanı Sedat Güngör’ün kullandığı ifadeler üzerine açıklamalarda bulundu.
Emel BALOĞLU -ZONGULDAK – Birlik Haber Ajansı (BHA)
Açıklama şöyle; “TTK Amasra Müessesesi’nde 14 Ekim 2022 tarihinde meydana gelen grizu faciasının ardından, müesseseye geçici görevle atanan bazı idarecilerin, kısa süre içinde görevden alınmasına tepki gösteren maden işçilerinin yaptıkları basın açıklaması üzerine Enerji-Bir-Sen Şube Başkanı Sedat Güngör’ün yaptığı açıklamada kullandığı ifadeleri üzülerek okuduk.
Sayın Güngör’ün, bilirkişi raporlarında ve emniyet fezlekesinde ihmal olarak tanımlanan nedenlerle 42 madenci arkadaşını kaybeden ve aynı ocaklarda çalışan maden işçilerinin endişelerini anlayabilmesini beklerdik.
Dünyanın en zor ve riskli işini yapan ve kısa süre önce ağır bir bedel ödeyen maden işçilerinin, siyasi hiçbir etki olmaksızın, liyakate dikkat edilerek canlarını emanet edebilecekleri idarecilerle çalışma taleplerinin eleştirilebilecek hiçbir yanı yoktur.
Maden işçilerimiz, kazanın ardından müesseseye ataması yapılan teknik kadroyla, yapılan çalışmalar nedeniyle aralarında bir güven bağı oluşmuş ve bu kadronun 1 ay gibi kısa bir sürede görevden alınmasına karşı atamalarda liyakate dikkat çekerek bir açıklama yapmışlardır.
Maden işçilerinin, kaza öncesinde de liyakatli idarecilerle çalışmak istedikleri, bunu idareye yazılı olarak bildirdikleri, ancak liyakatinden şüphe duydukları bir idarecinin korunup-kollandığını ifade ettikleri de gözden uzak tutulmamalıdır. Kazanın ardından soruşturmalar dahil kaza nedenlerinden biri olarak liyakatsiz atamalar olduğu yönündeki iddialar da kamuoyunda halen tartışılmaktadır.
Sayın Güngör’ün Sendikamıza ve Amasra Şubemize yönelik ifadelerini kabul etmemiz mümkün değildir. Maden işçileri ve onların temsilcisi olarak Sendikamızın; hiçbir siyasi etki olmaksızın liyakate dayalı atamalar yapılması yönündeki haklı ve meşru taleplerini farklı yönlere çekme çabası göstermek kabul edilebilir bir tutum değildir.
Sayın Güngör, kendi üyelerinin hak ve menfaatlerini koruma görevinde olduğunu belirtmiştir. Hiç şüphe yok ki işçi sendikası da maden işçilerinin sadece hak ve menfaatlerini değil aynı zamanda canlarını ve sağlıklarını da korumayı asli ve öncelikli bir görev olarak kabul etmiştir. Bu görevin unsurlarından birinden en küçük şüpheye düşüldüğünde bile, her şart altında uyarılarda bulunmak ve gerekirse tepki göstermek en meşru haktır.
Tekrar ifade ediyoruz ki; Kısa süre önce büyük bir acı yaşamış ve 42 arkadaşını maden kazasında şehit vermiş, aynı ocaklarda canını ortaya koyarak çalışan maden işçileri, canlarını emanet edebilecekleri liyakatli idarecilerle çalışmayı talep etmişlerdir. Ve tekrar ediyoruz ki bu haklı ve meşru bir taleptir.
Maden işçilerinin ve sendikamızın talebi; hangi dünya görüşüne sahip olduğuna, nereye üye olduğuna bakılmaksızın liyakate dayalı atamalar yapılmasıdır. Kaldı ki liyakate dayalı yapıldığına inanılan atamalara hiçkimsenin itirazı yoktur.
İnanıyoruz ki; ülkemiz, milletimiz ve kurumlarımızın geleceği ve çalışanların hakları için ortak noktalarda birlikte mücadele verdiğimiz Enerji-Bir-Sen ve diğer sendikalar da aynı görüşü benimsemektedirler.
Biz Genel Maden İşçileri Sendikası ve maden işçileri olarak iş sağlığı ve güvenliğinin tam anlamıyla sağlandığı şartlarda üreterek ülkemiz ve milletimize hizmete etmek istiyoruz. Bu yolda yürüyen herkesle omuz omuza, birlik ve beraberlik içinde mücadelemizi sürdüreceğiz.” (Karadeniz Son Havadis)