Büyük kayıplar verilse de vatan uğruna çıkılan bu yoldan asla geri dönmeyi düşünmemişlerdir.
Sarıkamış'ta dondurucu soğukta günlerce cephe nöbeti bekleyen ve bu uğurda şehadete erenler bu vatan için ödenen bedellere en iyi örnek olarak tarihteki yerlerini almışlardır.
Sarıkamış'ta yaşanılanlar, özellikle geleceğimizin teminatı genç kuşaklarımızın ibret alarak önemli dersler çıkarması gereken büyük kahramanlık tablosudur. Yüreklerde taşınan vatan, millet ve bayrak sevgisi, eşsiz bir sağduyu ve yüksek disiplin anlayışıyla birleşerek kahraman Mehmetçiğin en zor şartlara bile göğüs germesini sağlamıştır.
Millî bir inançla görevini yerine getiren Türk askeri; emre itaati, mücadele azmi, kararlılığı ve fedakârlığıyla birer kardelene dönüşmüş ve aziz Milletimizin zihninde ve gönlünde müstesna bir yer edinmiştir.
Sırtında kışlık giysisi ve ayağında düzgün bir botu dahi olmayan Mehmetçik, emre itaatkarlığını göstererek geldiği Sarıkamış'ta düşmandan çok kar ve tipiyle mücadele etti. Aralarında yaşları 12-13 olan çocukların da yer aldığı Türk askeri, düşmana bir kurşun bile sıkamadan donarak şehit düştü.
Vatanı ve milleti uğruna Sarıkamış ve daha nice cephelerde canlarını feda eden ecdadın torunları olmaktan gurur duyuyoruz. Onların vermiş olduğu şanlı mücadeleyi unutmayacağız, unutturmayacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle 110. sene-i devriyesinde Sarıkamış şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun." sözleri ile konuşmasını tamamladı.