ANKARA-BHA
Tarih öncesi dönemin en ürkütücü yırtıcılarından biri olan Deinosuchus’un dinozorları avlamasına olanak sağlayan gizem nihayet çözüldü. Yeni araştırmalar, bu devasa timsah türünün, modern akrabalarından farklı olarak tuzlu suya dayanıklı tuz bezlerine sahip olduğunu gösterdi. Bu özellik, Deinosuchus’un geniş kıyı bataklıklarında yaşamasını ve daha fazla avla karşılaşmasını sağladı.
Yaklaşık 82 ila 75 milyon yıl önce, Kretase döneminde Kuzey Amerika'nın nehirleri ve haliçlerinde yaşayan Deinosuchus, adını "terör timsahı" anlamına gelen Yunanca’dan alıyor. Muz büyüklüğündeki dişleri ve otobüs boyutundaki gövdesiyle dikkat çeken bu dev yırtıcının, dinozorları aktif olarak avladığı ya da leşleriyle beslendiği düşünülüyor. Bulunan dinozor fosillerindeki ısırık izleri de bu hipotezi destekliyor.
Önceki yıllarda alligator türleriyle akraba olarak sınıflandırılan Deinosuchus, yapılan yeni fosil analizleri ve modern timsahlarla karşılaştırmalı genetik çalışmalar sayesinde evrimsel olarak farklı bir aileye ait olduğu anlaşıldı. Araştırmanın başındaki Dr. Márton Rabi, Deinosuchus’un 8 metreye varan boyutuyla buzul çağının bataklıklarında ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti.
Araştırma ayrıca, Deinosuchus’un Batı İç Deniz Yolu gibi büyük denizsel engelleri aşarak yayılmasını sağlayan bu tuz toleransı sayesinde, alligator akrabalarının ulaşamadığı ekosistemlere adapte olabildiğini ortaya koydu. Bu çevresel esneklik, türün hem geniş bir coğrafyada varlık göstermesine hem de devasa boyutlara ulaşmasına katkı sağladı.
Biyoloji profesörü Dr. Evon Hekkala, bu tür adaptasyonların geçmişte yaşanan iklim değişimlerine karşı evrimsel avantaj sağladığını vurguladı. Elde edilen bulgular, yalnızca Deinosuchus’un değil, genel olarak timsahların evrimsel geçmişini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
Sonuç olarak, Deinosuchus sadece fiziksel büyüklüğüyle değil, çevresel değişimlere gösterdiği uyumla da tarih öncesi dünyanın en etkileyici yırtıcılarından biri olarak öne çıkıyor.