Ankara

Deprem uzmanları anlattı: Olası bir depreme hazır mıyız?

Ankara Kent Konseyi ev sahipliğinde “Olası Bir Depreme Hazır Mıyız?” paneli gerçekleşti. Deprem konusunda uzman isimler ile beraber ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın katılımıyla gerçekleşen etkinlik Türkiye'nin yeni felaketlerle karşılaşmaması için alınacak önlem ve tedbirlere dikkat çekti.

Abone Ol

ANKARA-BHA

Ankara Kent Konseyi ev sahipliğinde “Olası Bir Depreme Hazır Mıyız?” paneli düzenlendi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, deprem uzmanları olası depremlere ve geçmişte yaşanan felaketlere ilişkin görüşlerde bulundu. Panelde Ankara İtfaiyesi, Ankara Zabıta ekipleri, AKUT ekipleri, ANDA ekipleri, VEFA Derneği ekiplerinden temsilciler de yer aldı. 

Etkinliğe katılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bilime inanmak ve yönelmek gerektiğinin altını çizdi. Yavaş konuşmasında "O yapıyor biz de yapalım bir şey olmaz algısı var. Biz akıllanmayız; akıllanmamız için bilime inanmamız gerekiyor. Bir afet yaşayınca nasıl faydalı olacağız diye ayağa kalkıyoruz, bu noktada Türk milleti çok hassas. Araç sayımız daha fazla, müdahale gücümüz daha fazla ancak koordine olamıyoruz. Gördük bunu 6 Şubatta. Neden tedbir almıyoruz? Çünkü yaklaşımlarımız çok farklı. Deprem dirençli kentler yapmak için zihniyetin değişmesi gerekli. Depremin olduğu ile göre birtakım insanlar Allah cezalandırdı diyor, aynısı kendi başına geldiğinde Allah'tan geldi diyor. Zaman aşımını çok ileri taşıdılar. Cezasızlık algısı hakim. Bazı müteahhitler siyasi kimliğine göre bir süre yatıyor çıkıyor; toplumda sa cezasızlık algısı var. Oysa kendisinin de hukuka karşı sorumlu olduğunu anlasalar...  Sel oldu, destek göndereceğiz siz göndermeyin bizde yeterli miktarda var diyerek Ankara Büyükşehir Belediyesi orada yer almasın anlayışıyla engelliyorlar. Cumhurbaşkanı gelecek diye bizim çadırlarımızın kaldırılıp AFAD çadırlarının kurdurulması gibi ucuz şeyler yapıldı. Dolayısıyla kim olursa olsun 30 tane büyükşehir belediyesine talimat verildiğinde yeni bir belediye kuracak güçteyiz, 30 belediye de. Ayırmak, kıskanmak, siyasi malzeme yapmak yerine böyle bir afet yaşandığında emir almadan hemen görev bilerek gitmemiz gerekiyor. İş makineleri kuyrukta beklerken insanlar enkazın altındaydı. Drone ile yıkık binaları görüntülemek çok kolay. Anında yıkılan, hasar alam yeri görüntüleyebilirler. Ancak iletişim yoktu, akaryakıt istasyonları benzin, mazot vermedi. Emir gelmesini beklediler. Dijital dünya ilerledikçe daha çabuk müdahale mümkün. Düzenli müdahale edilirse hiç kimse kolon kesemeyecektir. Örnekler var; Japonya'da Tayvan'da çok daha büyük depremler oluyor. Hep aynı ihmaller yüzünden insanlar hayatlarını kaybediyorsa bunun sorumlusu hepimiziz. En hazır olmamız gereken konu hep beraber olmamız." ifadelerine yer verdi. 

Açılış konuşmalarını gerçekleştiren ABB Afet İşleri Daire Başkanı Özkan Erel, Ankara Büyükşehir Belediyesinin son yıllarda afet yönetiminde aktif görevler üstlendiğini belirtti. Erel, "Kriz yönetimi için afet planları hazırlamakta. Gelecekte yaşanabilecek olası afetlere karşı hazırlıklı ve organize olmamız gerektiğine inanıyoruz. İmkanlar dahilinde teknik donanımımızı artırmak için çalışmalar yapıyoruz. Başta İtfaiye Daire Başkanlığımız olmak üzere birçok çaba sarf ettik. Kahramanmaraş ve diğer deprem bölgelerinde çalışmalar sürdürdük. 11 ilimize yardım eli uzattık." dedi. 

"Ankara'ya gelen afetzedelere desteklerimiz devam etmekte." diyen Erel, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Deprem anı, öncesi ve sonrası toplumsal, ekonomik büyük bir sınav. Olası bir depreme hazır mıyız sorusuna cevap getirmek her kurumun sorumluluğudur. Başkanımızın hassasiyeti bize büyük bir sorumluluk yüklüyor. Toplumun farkındalık düzeyini artırmak ve toplumun afet anında davranışlarına yönelik planlamaları hazırladık. 

Mobil AKOM platformunu hayata geçireceğiz. Lojistik merkezimizde eğitim sınıfları oluşturduk. Ankara'yı afetlere hazırlık konusunda afet kampüsü haline dönüştürmeye çalışıyoruz. Tedbirler almak ve zararlarını azaltmak bizim elimizdedir."

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan ise, "6 şubat saat 04.17'de ülkemizi yasa boğan bir depremle sarsıldık. 11 kentimiz büyük bir yıkıöa uğradı. 38 bin 500 bina yıkıldı. Çok sayıda altyapı tesislerimiz ya yıkıldı ya da kullanamayacak şekilde zarar gördü. Afet veya deprem risklerimizi azaltmak için ne çalışmalar yaptık? 6 Şubattan sonra 400 bin konut yapsaydık bundan sonra meydana gelecek depremlere hazır myız sorusunu hepimizin sorması gerek. Son 5 yıla baktığınızda afetler sonucunda 250 bini aşkın insanımız hayatını kaybederken 300 milyar doların üzerinde ekonomik zararla karşı karşıya kaldık. 5 yılda bu kadar büyük kayıp yaşanmasına rağmen kurumsal yapının güçlenmesi için afet ve acil durum bakanlığı kuruldu mu?" diye konuştu ve yerinde denetimi esas alacak şekilde denetleme yapılmamasına dikkat çekti.

Adana Milletvekili Jeoloji Yüksek Mühendisi Müzeyyen Şevkin, de deprem sonrasında kurulan komisyonda yer alan bir jeoloji mühendisi olduğunu hatırlatarak 6 Şubat depremlerinde yaşanan koordinasyon sorununa değindi. Şevkin "Sözde ders almamız gerekiyor bunlardan ama ders almadığımız gibi önlem de almıyoruz. Hala kayıp insanlarımız var ne yazıkki. Deprem sonrasında hemen ohal ilan edildi ve meclis çalıştırılmadı. TSK sahaya sürülmedi." ifadelerini kullandı. 

Kurtarma ekipleri ve madencilerin sahaya gönderilmesinin geciktiğine vurgu yapan Şevkin, Afet ve İklim Değişikliği Bakanlığı kurulması gerektiğinin altını çizdi. 

Deprem Bilimci Yüksek Mimar Yoshinori Moriwaki, Türkiye'nin 21 milyon yapı stoğu varsa bunların yarısından fazlasının izinsiz yapılardan oluştuğunu belirtti.Türkiye afet ülkesi olarak dünyada 6. sırada, Japonya 4. sırada vurgusu yapan Moriwaki, "Depremde can kaybına bakarsak Türkiye aniden dünyada 2. oluyor. Çok büyük depremler değil ama çok fazla can kaybı yaşanıyor. Mimarlar, mühendisler, siyaset ve toplum hep birlikte çalışmalı. Hep beraber hazırlanılsa hasar yüzde 70 azaltılabilir. O zaman nereyi yapamıyorsunuz? Hep bu soruyu soruyorum. İstanbul'da büyük bir sıkıntı bekliyor. Deprem olunca hemen asansöre biniyorsunuz ya da merdivenlere koşuyorsunuz, hiçbir Japon deprem olduğunda merdivenden kaçmaz. Yaşam üçgeni kurmak lazım. İnsan sesi bir günde gidiyor, düdük taşımanız gerekli. Çikolata, tuz güç kaybınızı önler. Depremlerle ilgili çocukları bilinçlendirmek için çizgi romanlar var. Japonya'da deprem eğitimi anaokulundan başlıyor.Deprem ve önlemi bakımından eşyaların sabitlenmesi oyunlarla, animasyonlarla anlatılıyor. Türkiye'de 72 ili gezdim. 30 sene sizinle beraber çalışmak için buradayım. Biz de Türkiye gibi sağlam bina yapmak istiyoruz sözünü duymak istiyorum." şeklinde konuştu. 

Deprem Bilimci Prof. Dr. Okan Tüysüz de "Deprem milat olacaktı, hazırlıklı olacaktık. 99'dan sonra neden hazır olamadık?" sorusunu yönelterek farkındalığı olmayan bir toplum depreme hazır olamaz. farkındalığı artırmamız için eğitim kalitesini artırmamız gerek. sürdürülebilir bir ekonomik düzey ve afete hazırlığı yakalayamıyoruz." ifadelerini kullandı.

Etkinliğin ilk oturumu alanında uzman KPMG Dayanıklılık Hizmetleri Direktörü Sagi Gün ve Deprem Bilimci Okan Tüysüz'ün konuşmalarıyla son buldu.