Gündem

Cezaevinde “en az üç ay” şartı uygulamada farklılıklara yol açtı

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilip Cumhurbaşkanı’nın onayının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 11. Yargı Paketi kapsamında ceza infaz kurumlarından tahliyeler devam ediyor. Düzenlemede yer alan “en az üç ay açık ceza infaz kurumunda kalmış olmak” şartı ise uygulamada farklı yorumlara neden oldu.

Abone Ol

ANKARA - BHA

11. Yargı Paketi’nin 27. maddesiyle getirilen ve geçici 10. maddenin 6. fıkrasında yer alan hüküm, belirli suçlar hariç olmak üzere 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlardan hükümlü olanlara yönelik düzenlemeler içeriyor. Buna göre, kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerden toplam hapis cezası 10 yıldan az olanların bir ayını, 10 yıl ve üzeri olanların ise üç ayını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmesi ve açık ceza infaz kurumuna ayrılmasına üç yıl veya daha az süre kalması halinde açık ceza infaz kurumuna ayrılabilmeleri öngörülüyor.

Aynı hükümde, bu kişiler ile belirtilen tarihten önce işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin, talepleri halinde en az üç ay açık ceza infaz kurumunda kalmış olmaları şartıyla denetimli serbestlikten üç yıl erken yararlanabilecekleri ifade ediliyor.

Uygulamada farklılık iddiaları

Söz konusu düzenlemenin uygulanmasına ilişkin farklı yorumlar gündeme geldi. Bazı hukukçular, denetimli serbestlikten üç yıl erken yararlanma imkânı sağlayan hükümde yer alan üç aylık cezaevinde kalma şartının, cezası üç yıldan fazla olan hükümlüler için geçerli olduğu görüşünü dile getirdi. Buna karşılık, cezası üç yılın altında olanların bu şarttan muaf tutulması gerektiği yönünde değerlendirmeler yapıldı.

Bazı hukukçular ise düzenlemenin cezasızlık algısının oluşmaması amacıyla bu şekilde kaleme alındığını belirtti. Maddenin kendi içinde farklı yorumlara açık olduğu ve bu durumun uygulamada da farklılıklara yol açtığı ifade edildi. Bazı ceza infaz kurumlarında cezaevinde kalması gereken süresi üç yılın altında olan hükümlülerin tahliye edildiği, bazı kurumlarda ise cezaevinde kalması gereken süresi birkaç ay olan hükümlülerin dahi düzenlemeden yararlandırılmadığı ileri sürüldü.

Başvuru yolları

Konuya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Avukat Cüneyd Altıparmak, tahliye edilmesi gerektiği halde tahliye edilmeyen hükümlülerin öncelikle cezaevi idaresine başvuruda bulunabileceğini belirtti. Başvurunun reddedilmesi halinde infaz hakimliğine müracaat edilebileceğini, bu talebin de reddi durumunda ağır ceza mahkemesine itiraz yolunun açık olduğunu ifade etti.

Altıparmak, ağır ceza mahkemesinin vereceği kararın kesin nitelikte olduğunu, ancak bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilebileceğini ve ayrıca bireysel başvuru hakkının da bulunduğunu kaydetti.