ANKARA-BHA
Güney Amerika’dan Güney Afrika’ya, Avrupa’nın birçok yerinde ve nihayet Çin’de, Hong Kong’da yine İngiltere ve özellikle Kraliçe Viktorya adıyla karşılaştık. Neler mi olmuş? Göz atalım.
Portekiz’in Asya’yı keşfi sonrası, Fransızlar ve ardından İngilizler de Çin’e gelmiş. Bölgeye önce gelen Portekizliler, Çin’de çayı keşfedip ülkelerine götürmüş. Portekiz’den İngiliz kraliyet ailesine bir gelin gitmiş. Kraliyet ailesi, saray ve sosyete, Portekizli gelinden öğrendikleri ve kahvaltıda çok sevdikleri çayı akşam beş çayı partilerinde de kullanmaya başlayınca, çayın büyük bir ticari meta olacağına inanıp harekete geçmişler.
O dönemde Çin çayı, en pahalı iktisadi tarım ürünüymüş. İngiltere’de de çay çok kabul görmüş, çayhaneler açılmaya başlamış. Çok kârlı bir ticari ürün hâline gelmiş. Çin İmparatoru, ülkesinin hakkını korumak için çay fidesi ve tohumunun ülke dışına çıkarılmasını yasaklamış ve sıkı kontrol altına almış. Yalnızca gelir elde etmek için kuru çay satışına izin veriyormuş.
Oysa İngiltere bu kârlı ürüne sahip olmak istiyor, onu üretmek istiyormuş. Üretim için de tohum ve fideye ihtiyaç duyuyormuş. Çayı dışarı çıkaramayan ve başka yerde üretemeyen İngiliz tüccarlar, Çin’den kuru çayı pahalıya almak zorunda kalınca bu defa Hindistan’da ektirdikleri ve artık çok para etmeyen afyonu Çinlilere bedava vermeye başlamışlar. Gemilerle bedava gelen afyondan mutlu olan Çinliler, üretimi savsaklamaya, afyon peşinde koşmaya başlamış.
Tohum ve fide ihracatı, imparatorun yasağına rağmen afyon karşılığında gizlice yapılmaya başlanmış. Çünkü Çinliler afyona alışınca, İngilizler bedava afyonu kesmiş ve artık yalnızca para ya da çay karşılığında afyon vermeye başlamışlar. Afyona alışan Çinliler çay üretimini ihmal edince ve afyon karşılığında fide ile tohum kaçırmaya başlayınca, Çin İmparatoru afyonun Çin’e girişini yasaklamış. Ağır ceza yasaları çıkarmış, afyon getiren gemileri batıracağını ve ölüm cezası vereceğini ilan etmiş.
Ancak pazarı kaçırmak istemeyen İngiliz tüccarlar Çin’e afyon getirmeye devam edince, Çin afyon taşıyan İngiliz gemilerini batırmış. Bunun üzerine İngiltere, gemilerini batırdığı için Çin’e savaş açmış.
Bu savaş, tarihte Afyon Savaşı olarak geçse de aslında çay ticareti için yapılan bir savaştır. Rizeli hemşehrilerim, uğruna savaş yapılan çayın kıymetini iyi bilsin! Eminim biliyorlardır.
1839 ve 1860 yıllarında yapılan iki Afyon (Çay) Savaşı’nı, yüksek teknolojik donanması olan İngiltere kazanınca çay ticaretinden büyük imtiyazlar elde etmiş. Bu çay ticareti savaşı sonucunda imzalanan antlaşmada, Hong Kong, Çin tarafından İngiltere’ye savaş tazminatı olarak verilmiş.
Bugün biz Hong Kong’dayız ve bunları bilerek gezmek farklı bir duygu. Bu savaş sonrası 100 yıl İngiliz yönetiminde kalan Hong Kong, bugün Çin’den farklılaşmış. Buradaki Viktorya Tepesi, İngiliz Kraliçesi Viktorya’dan geliyor. Merak edip sordum, onca savaş, kan ve yenilgiye rağmen neden bir Çin bölgesi olan burada hâlâ İngiliz Viktorya Tepesi ve Körfezi isimleri kullanılıyor?
Aldığım cevap şu oldu: 100 yıl İngiliz yönetiminde kalan Hong Kong, artık farklı bir Çin oldu. Burada trafik İngiltere’deki gibi soldan akıyor. İngiliz yasaları, yaşam tarzı ve kültürü hâkim. Uzun yıllar bölgenin finans merkezi oldu. Hong Konglular kendilerini bu nedenle Çinlilerden farklı gören bir özerk yapı olarak görüyor.
Enteresan bir şekilde, dünkü özerk Makao şehri de ilginçliklerle doluydu. Ancak konunun dağılmaması için Makao ayrıntısına girmiyorum.
Bu dönemin hemen ardından Hindistan’da afyon ekilen araziler artık para etmez olmuş, afyon değersizleşmiş, tarlalar yok pahasına satılmış. İngiltere’de, Thomas isimli bir market ya da zincir sahibi tüccar, çay ticaretinden iyi kazanç elde ediyormuş. Savaş sonrası İngiltere, Çin ile çay ticaretinde imtiyazlar elde edince, Thomas işini büyütüp Hindistan’da değer kaybeden afyon tarlalarını satın almaya başlamış. İngilizler, Thomas ile birlikte çayı Hindistan’a taşımış.
Sri Lanka dahil, Çin dışındaki çay üreticileri sonradan devreye girmiştir.
Rizeli ve çay bölgesinden olunca çay savaşları ilgimi çekti. Ülkemizde ilk çay üretimi, Cumhuriyet’in kuruluşu ardından 1924 yılında Zihni Derin’in Gürcistan’dan bir bavul çay getirmesiyle başlayan bir maceradır ve Atatürk hayatta iken, en uygun iklim olan Rize’de üretimi yapılmıştır.
Peki dünyada İngiltere ve Çin, çay ve afyon ticareti için savaş verirken, savaş sonunda da Hong Kong savaş tazminatı olurken, bizim ülke topraklarımızda 1800-1860 yılları arasında çay konusunda ne yapılıyordu? Onu da siz bilin artık.
Bu arada, İngiliz tüccar Thomas’ın soyadı Liptonmuş. Afiyet olsun!
Yarın deniz, takip eden gün Tayvan. Sevgiyle kalın.
KAYNAK: https://kadekon.com/cay-icin-cin-ingiltere-savasi/