

Vali Bilgihan konuşmasında şunları söyledi; “Çağımız insanoğlunun ilk var olduğu andan itibaren bu tür bağımlılık ve bunların türevleriyle, suçla, suçluyla bir mücadele halindeydi. Ama günümüz teknolojik gelişmelerle birlikte bu mücadelenin boyutu evrilmeye ve birtakım çeşitli unsurlarla birlikte geniş bir yelpazeyle karşımıza çıkarmaya başladı. Dolayısıyla bugün itibariyle baktığımız zaman geçmişte bundan binlerce yıl önce pisidya bölgesinde yaşayan insanlardan belki çok daha fazla dertli, çok daha fazla kaygılı durumdayız. Bir dünya vatandaşı olarak ülkemizde, içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşamanın da aslında şanslı olma noktasında olduğunu da görüyoruz. Burdur ölçeğinde baktığımız zaman ‘huzurlu, sakin, dingin bir şehre gidiyorsun’ dediler ben buraya gelirken. Bu hakikaten bizim için bir mutluluk, huzur kaynağı ama dünya için, çevremiz için, gençlerimiz için, gelecek nesillerimiz için endişeyi, kaygıyı ve bu anlamda alacağımız tedbirleri bir kenara bırakmamıza da neden değil. Dolayısıyla bugün sizlerle özellikle bağımlılıkla mücadele kapsamında karşımıza çıkan kumar, sanal bahis, internet bağımlılığı, madde bağımlılığı, alkol bağımlılığı gibi pek çok bağımlılık türleriyle aile içi şiddet ve istismar gibi temel tehditlerle ilgili olarak sunumlar çerçevesinde bir düşünme ve gün içindeki rutinimizin dışına çıkma fırsatı elde ettik. Bugün gördüğümüz, duyduğumuz şeyler belki hepimizin bildiği, bugün bunlar için ‘burada toplanmamıza gerek var mı?’ Dediğimiz nokta. Ama diğer taraftan hepimizin günlük yoğunluk, rutin içerisinde de pek çok şeyi düşünemediğimizi de hatırlatmak için buradayız. Bunlar bildiğimiz şeyler evet ama bilmediğimiz bu tehdidin gün geçtikçe bizim alanımızı kapsadığı. Bizlere bu konuda pek çok görev ve sorumluluk düşüyor. Bilinçli gençler yetiştirmek zorundayız. Bunun için de bilinçli ebeveynler olmak zorundayız. Hiçbir mücadelede hiçbirimiz tek başına değiliz. Annelerimize, babalarımıza sesleniyorum; hiçbir mücadelede yalnız değiliz. Yalnız olmadığımızı da vurgulamak için buradayız. Bir toplumun sağlıklı olması, bir devletin güçlü olmasının en önemli koşulu, ailenin sağlıklı bir şekilde inşası. Bu anlamda güçlü bir toplumuz ama bu gücü korumak artırmak ve bu anlamda bireyleri, evlatlarımızı daha sağlıklı bir gelecekle kavuşmasını sağlamak için el brliğiyle birlikte hareket etmek zorundayız. Sizlerden beklentimiz; çevremize duyarlı olmak zorundayız. Ailemize de yine aynı hassasiyetle bakmak zorundayız. Bu tehlikeler bizi bulmaz diye düşünmemek gerekiyor. Şu an itibariyle belki de zehir tacirlerinin, terör örgütlerinin en önemli hedef kitlesi her zaman olduğu gibi gençler. Duyarlı olmak zorundayız.”