Adalet Bakanı Tunç’tan dikkat çeken açıklamalar

İstanbul 2 No’lu Barosu tarafından düzenlenen 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni, İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

BİTLİS-BHA

İstanbul 2 No’lu Barosu tarafından düzenlenen 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni, İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Tören, İstanbul 2 No’lu Barosu’nun dört yıllık süre içerisinde yaptığı açıklamalar ve çalışmalarla ilgili görsel sunumuyla başladı. İlk konuşmayı genç avukatlardan Emine Uluçay yaptı. Genç avukat Uluçay, “İnsan mesleğini icra ederken yalnız olmadığını hissettiren bir baronun varlığı bizlere güven vermektedir. Çünkü adaletli bir baronun üyesi olmak çok önemlidir” dedi.

Uluçay’ın ardından konuşan İstanbul 2 No’lu Barosu Başkanı Av. Yasin Şamlı, baronun yargının gücünü yüzde 40 oranında artıracak Avrasya Tahkim Merkezi ve yargının sorunlarının çözümü için öneriler sunduğunu belirtti. Şamlı, “Bu önerinin yasallaşması halinde sorunların çözümü kolaylaşacak. Öneriler arasında CMK ücret artışı, gayrimenkul satışlarında avukat bulundurulması ve yüksek meblağlı satışlarda avukat tahsis edilmesi gibi maddeler bulunmaktadır. Ayrıca, Gazze’deki soykırımla ilgili olarak İstanbul 2 No’lu Baro üyeleri Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikayet dilekçesi vermiştir. Gazze’de 20 bin çocuğun ve 40 binin üzerinde insanın katledilmesi nedeniyle hukukçulara, ‘Bir şey yapıp yapmadığımız’ sorulacaktır. Avrupa Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bu katliamcılardan ikisinin yargılanması için 3 bin 62 hukukçu imza attı. Gazze’deki soykırımla ilgili deliller ve şahitlerden toplatıldı. Türkiye’de 450 bin imza toplandı ve dünyanın dört bir yanından imza toplanması için 14 ayrı dilde metin hazırlandı. Vesayetin değil adaletin sesi olduk. Dünyada böyle bir imza kampanyası başlatan başka bir baro yoktur. Adaleti dünyaya yayan baro olacağız” dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise, İstanbul 2 No’lu Barosu’nun düzenlediği 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, baronun dört yıllık görev süresince önemli çalışmalara imza attığını ve Gazze konusunda başlattığı imza kampanyası ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne verdiği şikayet dilekçelerinin önemli olduğunu belirtti. Bakan Tunç, “Bu çalışmalar, benim de üyesi olduğum baro için çok kıymetlidir. Adli yıl açılışına katılmak benim için büyük bir mutluluktur” dedi.

Bakan Tunç: “Kuvvetler ayrılığının olması gerekir.”

Bakan Tunç, adaletin devletin temeli ve toplumsal barış ile huzurun teminatı olduğunu vurguladı. Adaletin tecellisi için hukuk devletinin şart olduğunu belirten Bakan Tunç, “Hukuk devleti olabilmek için yasaması, yürütmesi ve yargısıyla üç sac ayağıyla kuvvetler ayrılığının olması gerekir. Özellikle hukuk devletinin tahkimi, hukuk devletinin inşası ve hukuk devletinin gereği içinde tarafsız ve bağımsız yargı şarttır.” ifadelerini kullandı.

Bakan Tunç, tarafsız ve bağımsız yargının olabilmesi için insan unsurunun çok önemli olduğuna ve hakim ile savcıların yetiştirilmesi için çalışmalar yaptıklarına dikkat çekti.

Adli yıl açılış programı sonrasında basın mensuplarına gündemdeki konularla ilgili açıklamada bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Dilan ve Engin Polat çiftinin davasında tutuklu sanıkların tahliye edilmesine ilişkin değerlendirmede bulundu. Tunç, yaklaşık 1 yıla yakın bir soruşturmanın söz konusu olduğunu belirterek, görülmekte olan bir davayla ilgili konuşmanın doğru olmadığını söyledi.

Tunç, dosyaya hakim olanın o dosyaya bakan ilgili hakim ve savcılar olduğunu belirterek, “Kimin ne zaman tutuklanacağına, kimin serbest bırakılacağına Ceza Muhakemesi Kanunu ve Ceza Kanunlarımız çerçevesinde karar verecek olan dosyaya bakan hakimlerdir.” diye konuştu.

Yargı mensuplarımıza güvenelim, adalet sağlanacaktır.

Kuvvetli suç şüphesi nedeniyle tutuklamanın gerçekleştiğini, sonraki değerlendirmede mahkemenin bu kanaate vardığını aktaran Tunç, şöyle devam etti: “Bir kişinin tutuklu yargılanması onun suçlu olduğu anlamına gelmeyeceği gibi, tutuksuz yargılanması da suçsuz olduğu anlamına gelmez. O nedenle bırakın yargı işini yapsın. Tabii bunu fırsat bilerek yargı üzerinde özellikle birtakım ağır eleştirilerde bulunanlar var. Burada yargı mensuplarımız kılı kırk yararak bir çalışma gösteriyor. Elbette ki hatalı kararlar olursa, bu kararların düzeltilme mekanizmaları da yine yargı sistemimiz içerisinde var. İtiraz müesseseleri mevcut; Cumhuriyet Savcılığı itiraz etmiştir ve bunu değerlendirecek olan yine dosyaya bakan mahkeme ve hakimlerdir. Dolayısıyla dışarıdan dosyadaki delilleri bizim değerlendirme imkanımız söz konusu olamaz. Onu değerlendirecek olan ve gerekli kararları verecek olan da ilgili mahkeme ve hakimlerdir. O nedenle görülmekte olan bir davada bırakın yargı eninde sonunda en doğru kararı verir ve toplum vicdanını rahatlatacak bir karara ulaşır. Bundan da hiç şüpheniz olmasın, yargı mensuplarımıza güvenelim.”

Yargı Anayasa’dan yetki alır, yargılama yapanlara yönelik birtakım sözler sarf ederseniz, o zaman bu durumda tehlikeli bir durum ortaya çıkar.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hakkındaki davaya ilişkin yaptığı açıklamanın CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından desteklenmesine yönelik görüşleri sorulan Tunç, yargının Anayasa’dan yetki aldığını, Anayasa’nın 9. ve 138. maddelerinin yargı yetkisini düzenleyen maddeler olduğunu, bu maddelerden yetkisini alan yargının tarafsız ve bağımsız bir şekilde karar verdiğini dile getirdi. Yargının tarafsız ve bağımsız olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti olduğunu her zaman ifade ettiğini belirten Tunç, “Burada görülmekte olan bir davayla ilgili olarak, siz eğer yargılama yapanlarla ilgili, yargılama yapanlara yönelik birtakım sözler sarf ederseniz, o zaman tehlikeli bir durum ortaya çıkar.” değerlendirmesinde bulundu.

Bırakın yargı görevini yapsın.

Bakan Tunç, Türk Ceza Kanunu’nun 288. maddesinin açık olduğunu, yargı görevini yapanları etkilemeye yönelik sözler sarf etmenin bir yaptırımının söz konusu olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Görülmekte olan davalarla ilgili olarak özellikle sorumluluk makamında olan kişilerin daha sorumlu davranması lazım. Bu anlamda bırakın yargı görevini yapsın. Burada tarafsız ve bağımsız yargı en doğru sonuca elbette ki ulaşacaktır. Sayın Özel, özellikle kendi belediye başkanının yargıya yönelik parmak sallamasına verdiği cevap olarak onun yanında olduğunu ifade etmesi bir talihsizliktir. Sorumlu bir genel başkan olarak aslında bırakın yargı bağımsız bir şekilde görevini yapsın ve en doğru sonuca ulaşsın. Siz parmak sallayarak, yargıyı tehdit ederek, ‘Şöyle karar vermezseniz şöyle olur, böyle karar verirseniz kaos çıkar, millet ayaklanır.’ Bunlar eski Türkiye manzaraları.”

Yargı milletin yargısıdır millet adına karar verir.

Tunç, “Vesayetçi yargı anlayışına sahip olunan günleri hatırladıklarını, o durumu hep beraber yaşadıklarını ifade etti. Ülke o günlerden geçti. Bugün yargımız her zamankinden daha bağımsız ve tarafsız bir şekilde görevini sürdürmektedir. O nedenle geçmişte yargıyı arka bahçe yapanlar bugün ortaya çıkıp, ‘Biz başkanımızın yanındayız, yargıya parmak salladığı noktasında da ona destek oluyoruz.’ derseniz, o zaman sorumlu bir harekette bulunmamış olursunuz. Özellikle genel başkanların, mensubu olduğu belediye başkanlarıyla ilgili olarak, ‘Bunu yapmaman gerekirdi, yargıya parmak sallanmaz, yargı mensupları tehdit edilmez.’ şeklinde bir tavsiyede bulunacakken, ‘Onun yanındayız.’ demesi maalesef Özgür Özel için bir şanssızlıktır.”

Geçmişte yargıyı arka bahçe yapanlar vesayetçi yargı düzeninin bugün yürürlükte olmadığını hâlâ kavrayamadıklarını görüyoruz.

“Eğer memnun olmadığınız bir karar ortaya çıkarsa, bunun zaten itiraz mekanizmaları ve temyiz mekanizmaları var. Dolayısıyla bu süreci bir mağduriyete dönüştürüp buradan bir siyasi kazanç sağlama peşinde olanların da boşuna bir beklenti içerisinde olduklarını söylemek istiyoruz. Milletin yargısını yıpratmayalım, yargı hepimizin yargısıdır. Yargımızın yıpratılmasına da asla müsaade edemeyiz.” dedi.

Kanunen yapılan yemin bellidir. Ordumuzu yıpratacak, askerimizi rencide edecek bu tür tutum ve davranışlar doğru değildir.

Adalet Bakanı Tunç, Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’nde teğmenlerin kılıçlarla yemin etmesi hakkında şunları kaydetti: “Sayın Cumhurbaşkanımız bugün açıkça ifade etti. Kanunen yapılan yemin bellidir. Bu yemin edildikten ve tören bittikten sonra yürürlükten kaldırılan yemin, bir grup teğmen tarafından tekrar edilmiştir. Bu da kamuoyunda tartışmalara neden oldu. Ordumuz peygamber ocağı, çok badirelerden geçti. O nedenle ordumuz bizim gözbebeğimizdir. Orduyu yıpratacak, askerimizi rencide edecek bu tür tutum ve davranışların doğru olmadığını Sayın Cumhurbaşkanımız bugün de ifade ettiler. Eğer siz kanunda belli olan bir yemini, kanunen yapmak zorunda olduğunuz bir yemini yaptıktan sonra tekrar yürürlükten kalkmış olan başka bir yemini farklı bir gösteri halinde yapmaya kalkışırsanız, bunun askeri disiplin açısından bir sorun olduğunu ben adli yıl resepsiyonunda da söylemiştim. Elbette ki bunun arka planının araştırılması ve soruşturulması konusundaki hassasiyetimizi de belirttik.

Sayın Cumhurbaşkanımız bugün ordunun yıpratılmaması, ama bu tür disiplinsiz hareketlere de müsaade edilmeyeceğine yönelik açıklamalarını gerçekleştirdi. O minvalde gerekli incelemeler ve soruşturmalar yapılır.”

Adalet Bakanı Tunç’tan dikkat çeken açıklamalar