Gündem

TİMBİR, BHA ve RTÜK'den "Afet Kriz Yönetiminde Medyanın Rolü" paneli

Abone Ol
“Bu felaketten medya adına ders çıkarmalıyız” Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde herhangi bir 30 yılda yıkıcı bir deprem olma olasılığının yüzde 90’ın üzerinde olduğunu söyleyen Dr. Basa, "Yani 30 yaşında iseniz ve bir deprem felaketinden etkilenmedi iseniz doğru yerde, deprem, doğru zamanda, doğru binadasınız demektir. Kaldığımız enkazın altından henüz çıkıyoruz. Kendimize geldikçe afet konusunu konuşmaya başlıyoruz. Bir musibet, bin nasihatten evladır derler. Bizde başımıza gelen bu felaketten medya alanında ders çıkarmak, öğrenmek ve bize düşenleri hatırlamak için bir aradayız.” ifadelerine yer verdi. Basa, 7 Mart 2023 tarihinde TİMBİR’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oluru ile kurulduğunu hatırlatarak, “TİMBİR 7 Mart 2023 tarihinde 6906 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 3555 sayılı kanun kapsamında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın olurları ile kabul edildi. Sizlerin huzurunda bize böylesine güzide bir yapıyı teslim eden Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımızı hem kendi adıma hem birliğimiz adına arz ediyorum" diye konuştu. “Salondaki arkadaşlarım şehrini dert edinmiş medya mensubudur” Başkan Basa sözlerine şu ifadelerle devam etti: "Bilindiği üzere TİMBİR şemsiyesi altında, Türkiye’nin her vilayetinden, Avrupa’nın göbeğinden, Orta Asya’nın kalbinden Türkçe yayın yapan medya mensupları olarak, güvenli haber üretimi, kamu faydası tesis etme bilinci, ile hareket etmekteyiz. Afetler sırasında yapılacak yayınlarda bu hassasiyetlerimiz ile yoğrularak meydana geliyor. Pek tabi eksiklerimiz ve bilmediklerimiz vardır. Pek tabi gözden kaçırdıklarımız veya hiç duymadıklarımız olacaktır. Salondaki yol arkadaşlarımın hepsi birer başarı hikayesidir. Hepsi şehrini dert edinmiş medya mensubudur" Bursalı: Dezenformasyona karşı elimden geleni yapmaya hazırım AK Parti İzmir Milletvekili ve Gazeteci Şebnem Bursalı da programda yaptığı konuşmada “Milletvekili olduktan sonra ilk çalıştayımın meslektaşlarımla olmasına çok mutluyum. Afetleri önlemek mümkün değil ama yönetmek mümkün. Devlet adına ve uzmanlar adına sağlıklı kaynakların medya mensubuna ulaşabilmesi ve doğru bilginin en doğru şekilde iletilebilmesi gerekir. Son zamanlarda çok yaygın olan dezenformasyon akışı, devlete karşı vatandaşları güvensizliğe itiyor. Deprem afetinde de Adana’da olmayan kan bankasının yıkıldığı, engelli vatandaşların sokakta kaldığı gibi birçok gerçek olmayan haber yayıldı. Bilinçli bir şekilde yayılan yanlış bilginin önlenmesi için üzerimize düşeni yapmaya hazırız” şeklinde konuştu. “Gücün değil, milletin yanında olmak gerek” AK Parti Sakarya Milletvekili Lütfi Bayraktar da, “Birlikleri kurmak kadar sürdürmek de büyük bir emek istiyor. Emek harcayan başta Başkan Basa olmak üzere panele destek olan bütün paydaşları tebrik ediyorum. Gücün değil; milletin, hakikatin, mazlumun yanında olmak gerektiğine inanıyorum. 1999 depremini yaşayan biri olarak, bu panelin çok anlamlı bir panel olduğunu düşünüyorum” dedi. “Hatay artık hepimizin meselesidir” Cumhuriyet Halk Partisi Kocaeli Milletvekili Nail Çiler ise “Depremlerle basının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Artık, biz depreme dayanıklı evler yaptık mı? Tedbirlerimizi aldık mı? gibi soruların da cevabını vermemiz gerekiyor. Bizler buralarda afetzedelere kucak açtık ancak depremin yaşandığı 11 ili de kalkındırmamız gerekiyor. Atatürk, “Hatay benim şahsi meselem” demişti, Hatay artık hepimizin meselesidir” şeklinde konuştu. “Medya fark ederse, toplum da fark ediyor” Ankara Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Temel Aktay, “Medya, demokratik toplumların vazgeçilmez bir unsurudur. Her yerde haber yapılabilen, tek tuşla habere ulaşılabilen bir çağdayız. Yakın zamanda yaşadığımız ‘Asrın Felaketi’, medyanın afet yönetimindeki önemini bir kez daha bizlere gösterdi. Her zaman hatırlamamız gerekir ki, medya fark ederse, toplum da fark ediyor” ifadelerini kullandı. “Basına büyük sorumluluk düşüyor” RTÜK Başkanvekili Orhan Karadaş ise konuşmasında tarihin coğrafyaya dar geldiği bir zamandan geçtiklerini belirterek "3 buçuk ay önce çok büyük bir felaket yaşadık. Dördüncü kuvvet olarak nitelendirilen basına, afet dönemlerinde büyük sorumluluk düşüyor. Basın, böyle süreçlerde vatandaşa en doğru haberi vermelidir. Afet dönemlerinde, dezenformasyon ve yalan haber çok daha yıkıcı, çok daha sarsıcı oluyor. Bu süreçte medyada büyük bir sınav verdi. İhtiyaçların belirlenmesi, sağlanması için büyük bir çaba sarf edildi” diye konuştu. "Afet Kriz Yönetiminde Medyanın Rolü" paneli 4 oturum halinde sürdü.