“Ekonomiye Faydası Olan İnsanları Tekrardan Cezaevine Çağırıyorlar”
Yeni yasalaşan infaz düzenlemesi kapsamı ve çek mağdurlarının beklentileri hakkında bilgiler veren Çavuşoğlu, “Bir esnafın cezaevinde olmaması lazım. Esnaf ülkenin kalkınması için en temel taşlardan birisi. Ekonomiye çok ciddi faydası olan insanları tekrardan cezaevine çağırıyorlar. Bu uygulamadan geri dönmeleri lazım.” dedi.
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren infaz düzenlemesinin yasalaşma sürecini ve kimleri kapsadığını aktaran Başkan Çavuşoğlu, “Bu uygulama Resmi Gazete’de yayınlandı ama 31 Temmuz’dan sonra gündeme gelecek. İlk olarak kapalı cezaevinden, açık cezaevine geçişleri, açık cezaevinden de denetime geçişleri uygulamaya çalışacaklar. Hali hazırda covid izninde olan mahkumların 31 Temmuz’da izinleri bitiyordu bu süreye bir 7 gün daha eklemişlerdi.
Bunu da ek maddeyle 15 güne çıkardılar. Bu aşamada ilk olarak halihazırda 31 Temmuz’a kadar denetimli serbestlikte olan kişilerin denetim yükümlülükleri ortadan kalkacak. Buradaki amaç iş yükünü azaltmak. Kapalı cezaevinde covid izninde olan mahkumlar 3 yıl daha erken kapalı cezaevinden açık cezaevine geçecek. Bu yasanın plan bütçe komisyonundan geçmesinin aslında bir anlamı olduğunu düşünüyoruz. Eğer adalet komisyonundan geçseydi mutlaka adalet komisyonundaki milletvekilleri itiraz edecekti. Ama itiraz edilmesin diye bir yasa getirdiler.
Örneğin bu yasadan anında faydalanabilmesi için uyuşturucu suçundan cezaevine girmiş bir mahkumun önce istinaf ve Yargıtay’dan cezasının onanması lazım. Fakat bir an önce dilekçe yazalım cezamız onansın durumuna düşmesinler. Çünkü istinaf ve Yargıtay’da cezaları düşebilir ya da beraat alabilirler. Bu yasa önlerini kapatmasın. Mahkumlarımız idari gözlem kuruluna da takılabiliyor. Bu da ikinci bir mahkeme gibi oluyor. Biz buna ceza içinde ceza diyoruz. Bu çok ciddi anlamda tehdit amaçlı kullanılıyor. Bununla ilgili sürekli dilekçe veriyoruz ama bu durum mahkumlar üzerinde ciddi bir psikolojik baskı haline geldi. Bir haksızlık varsa itiraz edilmeli ama idari gözlem kurulu ‘haksızlıkta yapılsa sen itiraz edemezsin yoksa bu kuruldan geçemezsin’ diyor” diye konuştu.
“Covid İzninde Olan Herkesi Kapsamıyor Ceza Süreleri Önemli”
Covid izninde olan, açık cezaevinde olan ve kapalı cezaevinde olan mahkumları bu düzenlemenin nasıl kapsadığını anlatan Çavuşoğlu, “Covid izninde olup cezası olanlar 31 Temmuz’dan sonra 15 gün süre içerisinde bağlı bulundukları kurumlara teslim olmak zorundalar. Yine covid izninde olup denetime ayrılanların da 31 Temmuz’a kadar bütün yükümlülükleri yani imza ve seminerleri ortadan kalkacak. Bu bütün suçlar için geçerli ama burada çek mağdurları var. Onların denetim hakkı olmadığı için bunlar sadece izinden faydalanabildiler.
Dolayısıyla bunların cezaevine dönüşü gerçekleşecek. Burada 5 yıl ve 5 yıldan daha az cezası olanlar denetimli serbestliğe ayrılacaklar ama 5 yılın üzerinde cezası olanlarda cezaevine geri dönecekler. Dolayısıyla covid izninde olan herkesi kapsamıyor ceza süreleri önemli. Kapalı cezaevinde olanlar ise 3 yıl daha erken açık cezaevine geçme hakkı kazandılar. O da iyi halli olmak durumuyla olacak. Örneğin uyuşturucu suçundan içeri girenler 5 yıl kala açık cezaevine girebiliyordu. Şimdi cezasına 8 yıl kala açık cezaevine geçecek kalan 4 seneyi de denetimli serbestliğe ayıracaklar” dedi.
“Kanunun Kendi İçinde Eşitlenmesi İçin Mücadele Veriyoruz”
Gazeteci Mehmet Aydın’ın, ‘Cumhuriyet Halk Partisine (CHP) yasalaşan düzenlemeyi anayasa mahkemesine götürün diye bir çağrınız var. Eğer anayasa mahkemesine götürülürse düzenleme iptal olur mu?’ sorusunu cevaplayan Çavuşoğlu, “İptal de olabilir ama genişletilebilir de. İptal olursa eğer biz CHP’den bu konuda bir reaksiyon bekliyoruz. 3 yıl izinde geçen süre covid iznindeki mahkumların cezasından infaz edilirken kapalı cezaevindeki mahkumların cezasından infaz edilmedi.
Bu bir haksızlık. Kanunun kendi içinde eşitlenmesi için mücadele veriyoruz. Eğer CHP bunu anayasaya taşırsa iki ihtimal var. Ya genişletilecek ya iptal edilecek. İki seçenek de inşallah işimize yarayacaktır. Kanun önünde herkes eşittir” ifadelerini kullandı.
“Kanunda Verilen Hak Geri Alınamaz”
Düzenlemenin iptal edilme durumunda serbest kalanların cezaevine geri dönmeyeceğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Kanunda verilen hak geri alınamaz. Aldıkları hakları ile devam ederler. Dolayısıyla bu uygulamadan faydalananlar bundan korkmasınlar geri dönmeleri söz konusu değil. Sosyal medyada yayılan yalan haberlerden kaçınsınlar.
Kara propaganda yürütüyorlar. Mahkum aileleri bilinçsiz olabiliyor ve her önüne gelene inanabiliyorlar. Aileler sosyal medyadaki dolandırıcılara dikkat etsinler. Bizim suç işleyenler cezasını çekmesin gibi bir şey söyleme durumumuz söz konusu değil. Cezada adaletin ıslah edici olması lazım, ıslah olmayanlar o cezaevinden çıkmasın. Dışarıda bir çete oluşmuş durumda.
İyi bir avukatımız var, dilekçe yazarız ve ben içerideki kişiyi kurtarırım diyerek insanları dolandırmaya çalışıyorlar. Böyle olunca da bizim mücadelemiz baltalanıyor. Parayı vereyim içerideki eşimi dostumu kurtarayım diye düşünüyorlar. Buradan herkesi uyarıyorum sakın böyle bir şey yapmasınlar” şeklinde konuştu.
“Haksızlığa Baş Kaldırdığınız Zaman İdari Gözlem Kurulundan Geçemeyeceksiniz”
İdari gözlem kurulu’nun yaşattığı mağduriyetler bahseden Çavuşoğlu, “Burada modern kölelik sistemi var. Aynı kurum içinde çalışan biri kalkıp da mahkumdan yana tavır nasıl alacak. Bir haksızlığa baş kaldırdığınız zaman idari gözlem kurulundan geçemeyeceksiniz. Bu da inanılmaz bir kölelik oluyor. Köleler sadece sahiplerine itiraz edemezler.
Bu çok yanlış bir uygulama baskıcı bir yöntemle uygulanıyor. Örneğin bir doktor yanlış bir ameliyat yaptığında bir daha ameliyata giremiyor ya da tazminat ödüyor. Ama bir hakim veya savcı yanlış bir karar verdiğinde anayasa mahkemesinden dönen tazminatlarını devlet ödüyor. Bu durum hakim ve savcılara güven oluşturmuyor mu? nasılsa yanlış karar versem de benim cebimden bir şey çıkmıyor diye düşünmez mi?. Doktorlara böyle bir uygulama varken hakimlerde savcılar’da neden uygulanmıyor.
Bunlar için mücadele ediyoruz. Bir belgesel adı altında Babalı TV’de bu konuları işleyeceğiz. Mustafa Sarıgül ile bu konuyu konuşuyoruz, partilerle çalışmalar yürütüyoruz. Ayhan Bilgen, Müslüm Doğan, STK ve gazeteciler bu konuyu gündeme getiriyor. Bu ülkenin genel affa gerçekten ihtiyacı var. İnsanların cezaevinden çıktıklarında iş bulabilmeleri için sicil affa ihtiyaçları olduklarını vurguluyorum. Biz de dernek olarak bu işin olması için temel taşları oturtturmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
“Bedelini Ödetmek Cezaevine Sokmak Değildir”
Çek mağdurlarının durumunu ve beklentilerini belirten Çavuşoğlu, “Çek mağdurları ‘biz dolandırıcı değiliz biz esnafız’ diyorlar. Ben hep söylüyorum suçların kategorik olarak ele alınması lazım. Bu insanlar pandemi de ödeme alamadılar ki ödemelerini ödeyebilsinler. Ödeme yapamadıkları için bu insanlar devlet tarafından cezalı olmuşlar. Bu insanlar açık cezaevinde bekliyorlar. Bir esnafın cezaevinde olmaması lazım, esnaf ülkenin kalkınması için en temel taşlardan birisi.
Ekonomiye çok ciddi faydası olan insanları tekrardan cezaevine çağırıyorlar bu uygulamadan geri dönmeleri lazım. Bu insanların söylemleri şu; ‘Bizi izine gönderdiniz. Bu izin sürecinde işlerimizi tekrardan kurduk. Düzeltmeye çalışıyoruz ve ülkemize faydalı olmaya çalışıyoruz. Bizi tekrardan cezaevine almanız çözüm değil. Eğer alınırsak işimiz, ailemiz her şeyimiz dağılacak” diyorlar. Bu insanlar borçlarını ödeyemedikleri için bu duruma düştüler ama imkan verilirse borçlarını ödeyeceklerdir ve cezaevine gitmek istemiyorlar. İstedikleri şey denetimli serbestlik verilmesi.
Çek mağdurları bu süreçte çok zorluk çekecek. Nasıl olur da bir sistem esnafı zor duruma sokabilir. Bedelini ödetmek cezaevine sokmak değildir. Devlet bu insanlara imkan verirse borçlarını ödeyecekler. Şimdi bu insanların geri dönmeleri söz konusu ve çok ciddi travma yaşıyorlar. Neden bu tarz suçlar kapsam dışı bırakıldı? 4’te 4 bekleyenlere bir ifadede bulunmak istiyorum. Biz bununla ilgili çok ciddi mücadele ediyoruz. Bundan 2 sene önce Diyarbakır ve Çanakkale’de cezaevleri 4’te 4’lerle alakalı açık cezaevine geçiş hakkı sağlıyordu. Bu mevzuat ve yönetmelikle alakalı bir konu. Yönetmelik bunun önünü açabilir. Terör bile bu şekilde yargılanmıyor, bu çok ağır bir imtihan. Biz dernek olarak eşit yasa, eşit af, eşit adalet olarak yola çıktık ve bunun tecelli edebilmesi için çeşitli yollara başvuruyoruz” ifadelerini kullandı.
“Sonuna Kadar Mücadele Edeceğim”
Yaşadığı ve duyduğu hikayelere rağmen enerjik kalabildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Bazı şeyleri dert edinmek lazım. Bazen derneğe çok fazla para akışı olduğunu söylüyorlar ama biz ülkenin resmi bir derneğiz. Benim hayatta hep bir duruşum oldu. Bir haksızlıkla karşılaştığımda reaksiyon göstermeye çalışıyorum. Aylin Balcı ile gücümüze güç katmaya çalışıyoruz. Çünkü düşmüş insanlar var ve bu insanların kaldırılması gerekiyor.
Bu enerjim hayata bakış açımla, hayattaki imtihanı anlamamızla alakalı bir konu aslında. Biz bunu yaşadık ama istiyoruz ki mahkum aileleri bu acıyı yaşamasın. Sosyal medyada çok aktifiz, ciddi takipçilerimiz var. Dolayısıyla ben de gelen haksızlıkları duyurmaya çalışıyorum. İnsanlara bir şekilde yardım edebildiğimizde insanlardan inanılmaz dua alıyoruz. Ve bu dua bize enerji veriyor. Ben sonuna kadar mücadele edeceğim. Bu ülkeye genel af ve sicil affının inşa edilmesinin en büyük neferlerinden biri Adil Yaşam Derneği ve sizler olacaksınız” diye konuştu.