Aydın’da Okçuluğa İlgi Yoğun
Aydın Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü kapsamında devam eden yaz kurslarında, öğrenciler yaz tatilini verimli geçirmek amacıyla birbirinden güzel aktiviteler ile buluşuyor. Antrenör Münevver Uludağ, yaz kurslarında öğrencilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan okçuluk sporu hakkında bilgiler verdi.
18 yıldır okçuluk sporu ile uğraşan ve aynı zamanda milli sporcu olan Münevver Uludağ, “Ben tamamen tesadüfen başlamıştım. İlerledikçe okçuluğun verdiği keyif ve hazdan kaynaklı bu sporda ilerlemeyi tercih ettim” diye konuştu.
“YETENEĞİ OLAN SPORCU KEŞFETMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün yürütmekte olduğu etkinlikleri çok beğendiğini söyleyen ve kendi kursu hakkında bilgi veren Uludağ, “Yaz okulunun amacı bizim bu grupların içinden performans sporcusu çekmek. Yani içlerinden bir tane de olsa becerikli yeteneği olan bir sporcu keşfetmeye çalışıyoruz. Yetenekli çocukları performans grubuna çektikten sonra, farklı antrenman programlarıyla Türkiye şampiyonası yarışmalarıyla birlikte yükseltmeye çalışıyoruz” dedi.
“ÇOCUKLAR OKÇULUĞA ÇOK HEVESLİ GELİYORLAR”
Kursların içeriğinden bahseden Uludağ, “Gün içinde, yirmi beş otuz tane sporcu geliyor. Bu minimum sayımız. Maksimum sayımızda kırk elliye çıkabiliyor bazen. Günümüz daha çok eğlenme, vakit geçirme olarak geçiyor ve eğitsel oyunlarla ders işlemeye çalışıyoruz. Zaten çocuklar okçuluğa çok hevesli geliyorlar” ifadelerini kullandı.
“OKÇULUK SİLAH KADAR TEHLİKELİ”
Okçuluğun bir silah kadar tehlikeli olduğunu vurgulayan Uludağ, “9 yaş altındaki çocukları okçuluğa almıyoruz ve önermiyoruz. Okuçulukta bütün kurallara uymak zorundayız. Çocuklarımız aynı anda ok atmak zorunda. Aynı anda hedefe gitmek, aynı anda hedeften dönmek zorundalar. Atışlar aynı anda olmak zorunda. Burada çocuklara önce kuralları söylüyoruz. Daha sonra ok attırmaya başlıyoruz. Şükür şimdiye kadar bir problem yaşamadık” dedi
Dikkat dağınıklığını gidermek için birebir branş olduklarının altını çizen Uludağ, “Çocukların dikkat dağınıklığını toparlamasında, odaklanmasını arttırmakta, sırt kaslarının gelişiminde ve vücut tipini düzeltmekte bizim branşımız çok etkili” diye konuştu.
Yarışma kurallarına da değinen Uludağ, “Malzeme ve lisans kontrollerinden geçtikten sonra sahaya giriyoruz. Eğer 6 oklu bir yarışmadaysak 240, 3 oklu bir yarışmadaysak 120 saniyemiz oluyor. Trafik lambası şeklinde bir numaratör var ve burada saniyeler işliyor. Kırmızı ışıkta bekliyoruz, turuncu ışıkta sporcular çizgiye geçip hazırlanıyorlar, yeşil ışıkta ise atışlarını gerçekleştiriyorlar. Süre bittikten sonra sporcuların hepsi hedefe gidiyorlar, hakemler eşliğinde puanlarını yazıyorlar. Yarışmalarda 6’şar seriden 12 seri ok atıyoruz. En yüksek puandan en düşük puana doğru bir sıralama oluyor. Sonrasında eleme atışları oluyor ve yarışmalar sonlanıyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“MİLLİ TAKIMA GİRMEK İSTİYORUM”
Okçuluk sporu ile ilgilenen 14 yaşındaki Sehre Sevinir, “7-8 aydır bu sporla ilgileniyorum. Daha önce başlamıştım yarım kalmıştı sonrasında tekrar devam etmek istedim. Okçuluk bana eğlenceli geliyor ve derlerimi unutturuyor. Milli takıma girmeyi çok istiyorum. Haftada 5 gün buraya geliyorum. Düzenli çalıştığım için geliştiğimi düşünüyorum. Yaşıtlarıma da bu sporu yapmalarını öneririm. Okçuluk çok güzel bir spor herkese öneririm” diye konuştu.
