NİSA NUR BACAK / ANKARA-BHA
Yavuz Ağıralioğlu’nun önderliğinde kurulan A Parti “Ortak akıl, ileri Türkiye” parolasıyla kuruldu.
Yavuz Ağıralioğlu’nun biyografisini anlatan bir video izletildi. Videoda kadınlarımıza kızlarımıza bugün yaşatılanlar yaşatılmasın vurgusu yapıldı ve liyakatin altı çizildi.
Parti tanıtım programı ATO Congresium’da gerçekleşti. Programa başlamadan önce partinin şarkıları dinletildi. Şarkılarda “Geliyoruz halkın sesi olmaya, geliyoruz korkuyorlar korkacaklar Yavuz Ağıralioğlu yanında inananlar”, “Biz, biriz beraberiz. Birlikte Türkiye’yiz. Millet için çare var, anahtar yüreğimizde” ifadeleri dikkat çekti.
Yavuz Ağıralioğlu’nun salona girmesiyle yükselen coşkuda “Gençliğin umudu Yavuz Başkan!” sloganları atıldı.
Program Prof. Dr. Özcan Eroğlu’nun tüm şehitler için dua okumasıyla başladı.
Yavuz Ağıralioğlu konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve Devlet Bahçeli’nin Öcalan sözlerine yönelik eleştiriler getirdi. Sınır sorununa da dikkat çeken Ağıralioğlu, partinin merkezinde milletin olacağını söyledi.
Yavuz Ağıralioğlu şöyle konuştu:
“Cumhuriyetin ikinci yüzyılının başına giriyoruz. Yarın cumhuriyetimizin 101. yılı. Bizler bu aziz vatanın ne pahasına ne bedelle koruyacağımıza inançla yürüyoruz. Partimizi bu kararlılığa yürüyoruz. Cumhuriyet 100 yılını devirdi. Bir asrını devirdiğimiz cumhuriyetin kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyoruz. Biz cumhuriyetin kurmay kadrosunu başladıkları gibi bitirdikleri için hayırla yad ediyoruz. Siyaset başladığı gibi bitirenlerin er meydanıdır. İlk basamağını heceliyoruz. Milletine altında tutunabilecekleri bir vatan bırakanların adını hayırla yad ediyoruz. Cumhuriyetin 100 yıllık sorumluluğu kalbimize böyle düşüyoruz. Başladıkları gibi bitirmek siyasetin namus borcudur. Yeniden millet için toplamaya mecbur eden şey başladıkları gibi bitirmeyenlerin omuzlara yüklediği sorumluluktur. İktidar keşke 100. yıla milletinin kendilerine gösterdiği duaya, itimada, desteğe kuvvete layık olabilip cumhuriyetin ikinci yüzyılının hedeflerini tutturabilmiş olarak girseydi. Bu salonlar bu meydanlar me güzrl laflara şahşt olmuştur. İçimizde milletiyle buluştuğu her yerde güzel sözlerle buluşturmuş olan AK Parti iktidarıdır.
Bu defa olmazsa başka bir sonrakine olur dedirten bir iktidardır. Milletin huzuruna çıkıp millete vaad edilmemiş bir söz kalmadı. Güzel konuşanların değil güzel yapanların zamanı gelmektedir. Konuşabilenlerin değil yapabilenlerin zamanıdır. Bir milleti ayağa kaldırma mesuliyetiyle yapacağız. İktidarla ilişkimizi hasımlık değil mesuliyet belirlemektedir. 2023 diye koydukları hedefleri tutturabilselerdi. Milletin ufkunda ümit diye beliren bu hedefler, keşke milletin ufkunda bir sonuç olabilseydi. Ne cumhuriyetin ikinci yüzyılı ne bu sıkıntılar milletimizin kaderi değildir. Parmaklarındaki yüzüklerle başlayan yolculuğu. Biz milletin umut kadrosuyuz. İktidar taşlama hevesiyle konuşmuyorum. 81 milyonun mesuliyetini taşıyan bir parti olmanın ümidi vardır. Ben bu toprakların evladıyım diyen herkes bizden biz de onlardanız. Biz bir itirazın kadrosuyuz. Türk milleti zor zamanlardadır. Memleketin ufkunda ümitsizlik dolanmaktadır. Sınırlarımız zordadır. Bölge zordadır güvenliğimiz zordadır. Yoğun bir sığınmacı göçü altındayız neslimiz zordadır. Çocuklarımız hayal kuramaz oldu çocuklarımız zordadır. Geçimimiz hayat standartlarımız zordadır. Ürettiğinin hakkını alamayanlarımız çiftçilerimiz zordadır. Yüksek faiz baskısı altındayız, üreticilerimiz zordadır. Adalette muazzam bir yayılma var zordayız. Siyasette zordayız. Özgürlüklerimizin dünyayla rekabet imkanlarımız zorda. Bir memleket zordadır. Vatanımızın sorunları var ama çözmezsek vatan sorunumuz var. Devletimizin sorunları var çözmezsek devlet sorunlarımız var. Memleketimizin ve milletimizin sorunları var çözmezsek memleket ve millet sorunlarımız var. Siyasi dedikoduyla kaybedeceği bir günü yoktur bu milletin. Dünya sıkışıyor, bölge sıkışıyor, tarih sıkışıyor, üstümüzdeki hesaplar ve Türk milleti sıkışıyor. Milliyetçiliğimiz, dindarlığımız, muhafazakarlığımız sıkıştı görülüyor.
Ekonomimiz sıkıştı görünüyor. Bütçemiz sıkıştı görünüyor. Bu milletin bugün yaşadığı sıkıntıları yarın yaşamamak için her türlü imkanı var. Dünyanın her yerinde ticaret yapabilecek gücümüz var, pazar var pazara koşacak enerji var üretim var. Bütün bunları hesap edecek bir devlet lazım bize. Yanlışından dönecek bir asalet lazım bize. Bu vatanın bize nasıl bırakıldığını bilen bir mesuliyet lazım bize. Bir Türk plan yapınca bir millet ne bulur Kurtuluş Savaşı bunun göstergesidir. Cumhuriyet sadece bir milletin kurtuluşunu değil, yeniden doğuşunu değil. Hepimizi devlet yönetimiyle buluşturmanın da imkanıdır. Türkler uzun yıllar boyunca han boyu hakan boyuna kendilerini teslim etmiştir. Türkler hakan boyu bir millettir. Bu Türklerin kut’udur. Cumhuriyet, Türk milletinin her evladını han boyu hakan boyu yapmıştır. Sorunlarıyla yüzleşebilen bir mesuliyetten söz ediyoruz.
Milletin uzun tarihi boyunca arkasında bu kadar beklediği ihtimal imkan verdiği siyaset tarihindeki tek örnektir AK Parti. Keşke milletin verdiği bu imkanı başarabilselerdi. Milletin ufkuna 2002 yılında yeniden başlama imkanından söz etmişti. Şöyle seslendi: “Aziz milletim, Mal biriktirmeye değil sizi mal sahibi yapmaya geliyoruz. Tek mal varlığım bu yüzüğüm demişti.” Siyaset iyi başlayanların değil başladığı gibi bitirenlerin işidir. Tevazuyla başlayan kibirle gölgelenen helalle başlayıp haramla örselenen fakirle başlayıp zengin sofralarıyla beslenen, üretimle başlayıp ranta doğru yürüyen yolun başında birleştirmeyle başlayıp bölebilen bu salonu doldurmayı başaran hale getiren milletimiz.
Nöbetini tutacağımız yere yürüyoruz. Korunması gerektiği halde korunmayanları da biliyoruz. Alın terimizi muhafaza edeceklerdi edemediler, liyakati nezaketi insanların haklarını ve hukuklarını paranın değerini beytülmalı devletin imkanlarını sınırlarımızı muhafaza edeceklerdi. 22 yıllık iktidarın yaptığı her iyi şeye teşekkürler. Milletin hizmetini göreceğimiz yere yürüyoruz. Neyi muhafaza edeceğimizi biliyoruz. Ben milletimin beni bildiği yerde bulması için yaşadım. Ben ödemek zorunda olduğu borcunu bilen bir memleket evladıyım. Biz milletinin utanacağı şeyler yapmayan evlatlarıyız. Biz de şimdi milletimizi bildiğimiz yerde bulmaya yürüyoruz. Ben sizi buldum aziz milletim. Bildiğim yerde buldum. Hükümet duysun, Ben milletimi mahsun buldum. Ben milletimin evlatlarını ümidi yıkılmış buldum. Ben milletimin evladının ülküsü olanlarını mahsun buldum. Ben milletimin üretenlerini zorda darda buldum. Ben milletimin evlatlarını ülkesinde iş bulamadığı için yurdu terk etmek üzere buldum. Ben milletimi buldum, kendisine parmak sallamış buldum, zorda buldum, darda ama mahsun ama mahcup buldum. Ben milletimi buldum. Milletimizi bu hale getiren keşke bir dış müdahale olsaydı. Bu memleket kendisi gibi on kişiye yeterdi ama bir zümreye yetemedi. İnsanlığa yeterdi bir avuç muhterise yetemedi.
Tutacak mı endişesine cevaben söylüyorum biz neyin tutacağını bilerek geldik. Aybüke Yalçın öğretmenin gözlerinden, Eren’imizin kararlılığından, Ömer Halisdemir’in kahramanlığından tutacağız. Fethi Sekin’in adanmışlığından tutacağız. Kendisine maden kazasından üç gün sonra Soma’da kendisine kavuşmuş ele ‘Benim bekleyenim yok arkadaşımı kurtarın’ diyen adanmışlıktan tutacağız. Devletin ambulansı kirlenmesin diye ayakkabısını çıkaran şehitlerimizin şehadetinden tutacağız.
Bu memlekette adaletten ümidi yitirmişler için adaletten tutacağız, alın terinden tutacağız. Tarlada çiftçinin nasırlı ellerinden tutacağız. Kendilerine üniversiteler açılmış iş imkanları hayalleriyle girip işsiz çıkan gençlerin umutlarından tutacağız. Hareketimiz tutacak endişesi olanlara sesleniyorum neyin tutacağını bilenleriz. Bu memleketin ayağa kalkmak için her türlü imkana sahip olduğunu bilenleriz. Siyasete bilmiyorum demeyi öğreteceğiz. Bugün yaşadığınız her şeyi ben biliyorum nobranlığından yaşadığınızı bilmekteyiz. Bilene soran, bilenlerle yürüyecek yaptıklarımızın hesabını vereceğiz.
Elinde her türlü kudreti olduğu halde memleketin sorununu çözemeyen maharetle bu kadar sorunla millete umut olamayan muhalefet bize bu yolu açmıştır.
Bu milletin bugün bulduğunun üç beş katını bulma imkanı var. Ey iktidar, Cumhurbaşkanımız gibi söyleyeyim; Sattıklarınız bizim, topladıklarınız bizim. Sebep olduğunuz fakirlikle çocuklarımıza değil torunlarımıza bıraktığınız borç bizim. Biz size bağırmıyoruz da siz niçin bağırıyorsunuz?
22 yıldır iktidarda sayın cumhurbaşkanı siyasi tarihimizin başarısıdır. Ama iktidarda kaldığı halde şimdi muhalefet boşluğunu gördüğü için iktidara 2024 yılında geçmiş gibi davranılıyor.
22 yıl sonra hissenize utanç düşmesi gerekirken hissenize düşenlere bakın. Ben bir siyasi hasma konuşur gibi konuşmuyorum bir kardeşe konuşur gibi konuşuyorum. Yaptıklarınızın mahcubiyetiyle konuşuyorum. Partimizi kuruyoruz. Uzağı yakın ederek geldiniz. İnanın, bu salondaki ve dışına taşan coşkunuz. Bir parti münakaşasına değil 85 milyonu bir ve beraber etme yokunda kuruyoruz. Hayırlı olsun. Başlıyoruz!”
Yavuz Ağıralioğlu partinin isim belirleme sürecini ise şu ifadelerle anlattı:
“Uzun iktidar döneminde canını çıkmamış kelime, içi boşaltılmamış kavram olmadığına şahit oldum. Manası tüketilmemiş isim kalmadı. ‘Adaletle kalkınma’ ismiyle bulduk biz bu fakirliği. ‘Cumhuriyet’ halk ile buluşacaktı, ülke ‘adaletle kalkınacaktı, ‘Memleket’, ‘İyi’likle doğrulacaktı, ‘Gelecek’, gelecekle güçlü olacaktı, dertlerimiz derman bulacak, ‘Saadet’le huzurla Yeniden Refah’a kavuşulacaktı… Bu kavram ve kelime yorgunluğunun, güzel güzel isimler bulup, güzel güzel konuşmalar yapıp, veciz veciz nutuklar atıp, harikulade programlar yazıp milletin bulduğu bu fakirliğin, milletin kahrına sebep olacağından bahisle, arkadaşlarıma dedim ki, “İsmi mukaddes, işi ismine yakışmaz sonuçlar gördü milletimiz yoruldu. Partimizin adı ‘A Parti olsun” dedim. Arkadaşlarımın hepsinin gözünde, sukünetinde bir şey oldu, sizin gibi sustular. Herkesin kalbinde ‘A Parti mi?’ oldu. Alfabenin ilk harfinden başlayalım, yeniden başlayalım dedim. Bu A, onun A’sıdır dedim. Yüreklendirmeye çalışıyorum, onlar da sizin gibi şaşkın. Bu A, Anadolu’ya girdiğimiz Sultan Alparslan’ın A’sı, Diyar-ı Rum denilen bu vatanı Anadolu’ya dönüştürdüğümüz Anadolu’nun A’sı. Bin yıldır imparatorluklar kurduğumuz bu aziz vatanda, akılla, ahlakla, adaletle, azametle, adanmışlıkla kurduğumuz büyük medeniyetin A’sı. Bu A, yedi düvele diz çökmeyen, Türk yurdunun kapılarını Alparslan ile açıp, Atatürk ile mühürlediğimiz çelikten iradenin A’sı. Bu milletten gayrısına hesap vermez, borçluluk kabul etmez, adanmışlığımızın A’sı.”