Türkiye’nin gündemine seçimden hemen sonra getirilen yeni anayasa isteğinin Türk halkına seçimden önce birinci gündem olarak sunulmadığını ifade eden Yeni Türkiye Partisi Lideri Ahmet Reyiz Yılmaz, “Mecliste bulunan AKP, CHP ve MHP eğer halka seçim öncesi bu taleple gitseydi bugün meclis yapısı bu olmayacaktı. Demek ki, seçimde gizli bir ajanda kullanılmış halka başka vaatler sunulmuştur. Bu da yapılan seçimin meşruiyetini ve mecliste bulunan tabloyu tartışmalı hale getirmiştir. Kısaca yeni anayasa meclisin alacağı bir karar değildir. Salt çoğunlukla dahi halka sorulacak bir mesele olmayan yeni anayasa konusu ancak referandumla nitelikli çoğunluk sağlanarak yapılacak bir değişiktir. Halkın üçte ikisi referandumla evet diyerek karar vermedikçe Türkiye de egemenliğin ay sonu promosyonu gibi halkın çeşitli kesimlerine ayrıcalık tanıyan örneği Irak anayasasında olduğu gibi meclis eli ile dağıtılma arzusu büyük bir kaos ve iç kargaşanın da fitilini tetikleyecek tehditler barındırmaktadır” dedi.
“Türkiye kendisine yeni müttefik cephesi kurmayı becermelidir”‘Amerikan isteği olan bu Anayasa değişikliği arzusundan acilen vaz geçilmelidir’ çağrısında bulunan Yılmaz açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Suriye’nin Kuzeyine kapsamlı hareket yapılacaktır. Türkiye bu girdaptan kurtulmak istiyorsa çözümü Amerika ve uzantısı teröre teslimiyet manasına gelen Anayasa değişikliğin de değil gerek Kuzey Suriye gerek Kuzey Irak’a askeri harekatla oralardaki dengeyi bozup Amerikan çıkarlarını alt üste ederek bir çıkış yolu aramalıdır. Aynı şeyi Ege’de de yapmalı ve işgal edilen Türk adalarında Amerika ve Yunan varlığına derhal son vermelidir. Bu adımlar atılmadan önce de Amerika ile bütün ilişkiler kesilmeli ve Türkiye kendisine yeni müttefik cephesi kurmayı becermelidir.”
“Çin ve Rusya ikna edilmeli”Türkiye’nin NATO’dan çıkmak dahil tüm seçenekleri masaya yatırması gerektiğini kaydeden Yılmaz, açıklamasını şöyle noktaladı:
“Türkiye geldiği yol ayrımını kesin olarak görmelidir. Eğer bugünkü politika devam ederse Amerika bu ülkeyi paramparça etmeye devam edecektir. Türkiye net bir dil ile eksen değişimini ortaya koymalıdır. Aynı anda Türk Devletler topluluğu kurulmalı ve bu birliğin askeri gücü mutlaka aktif hale getirilmelidir. Nihai müstakiliyet için behemehal yapılması gereken büyük Türk coğrafyasında kurulacak ortak bir ordu olmalıdır. Caydırıcı güç olmaktan başka çaresi olmayan bir döneme giren Türk dünyası ya dünyaya efendi ya da dünya da köle olacaktır. Bu Türk Devletlerinin ve Türkiye’nin tercihi ile şekillenecektir”