Akdeniz İnternet Gazetecileri ve Yayıncıları Derneği (AKİYAD) tarafından “Afetlerde Yerel ve Bölgesel Medyanın Kriz Yönetimindeki Rolü” paneli; İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü, İskenderun Üniversitesi, İskenderun Belediyesi ve Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) iş birliğinde gerçekleştirilen panele; Arsuz Kaymakamı Hacı Hasan Gökpınar, Belen Kaymakamı Mahmut Sami Yılmaz, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Arsuz Belediye Başkanı Sami Üstün, İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tolga Depci, TİMBİR Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, GİMER Başkanı Av. Cüneyd Altıparmak, TİMBİR Genel Başkan Yardımcıları Cengiz Aksan, Tanju Akıncıoğlu ve Birlik Haber Ajansı Genel Müdürü Muhammet Kaçar ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
Alanında uzman isimler konuştuİskenderun Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Eren Özçelik üstlendiği panelde İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tolga Depci, TİMBİR Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, GİMER Başkanı Av. Cüneyd Altıparmak, Gazeteci Erdal Yılmaz, Emekli TV İmtiyaz Sahibi Fatih Polat, TGC İskenderun Temsilcisi Akın Bodur, AKİYAD Başkanı ve TİMBİR Danışma Kurulu Başkanı Veysel Cıncık konuşmacı olarak yer aldı.
Rektör Prof. Dr. Depci: 48 kişiyi canlı çıkarmanın mutluluğunu ömrüm boyunca unutamayacağım"Afetlerde Yerel ve Bölgesel Medyanın Kriz Yönetimindeki Rolü" başlıklı panelde yerel medya kuruluşlarının afet süreçlerinde oynadığı kritik rol ele alındı. Panelde konuşan İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tolga Depci depremin ilk anından itibaren üniversite olarak kapılarını tüm halka açtıklarını belirterek “Spor salonunu hangarımızı açtık. 1 saat içinde 5 bin kişiyi ağırladık. Onlar yerleşirken çorba yapmaya gittik. Çorba pişirmeyi orada öğrendik. Açlığımızı hiç düşünmeden halkımız için çabaladık. 48 kişiyi canlı çıkarmanın mutluluğunu ömrüm boyunca unutamayacağım. Bir daha böyle acılar yaşamayı diliyoruz” dedi.
Dr. Basa: Ülkemizde deprem umursamazlığı varTİMBİR Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa ise 100 yılın depremini 6 Şubat tarihinde yaşadıklarını belirterek şöyle konuştu:
“Bu kadar büyük bir hareketin olabileceğini bilim adamı olarak kestiremedik. 4 fayın bir anda hareket etmesi olabilecek en kötü senaryonun gerçekleşmesi demek. Ancak dayanışma depremden güçlüdür. Bu deprem her şeyden çok büyüktü. Bu tür afetler sonrası doğru bilginin doğru zamanda doğru insanlara ulaştırılması çok önemli. Biz TİMBİR olarak deprem sonrası afet anında habercilik ve risk yönetimi paneli yaptık. Bizi afetler öldürmüyor, bilinçsizlik öldürüyor. Doğa, dünyayı yaşatmak için deprem yapmak zorunda. Dünyanın herhangi bir yerinde deprem olmasa dünyanın sonu gelmiş demektir. 1999 sonrası yapıların yıkılmaması gerekiyor. Ama maalesef bu binalarında yıkıldığını görüyoruz. Kötü zeminde nasıl bina yaparsanız yapın bina ayakta kalmıyorsa yer yapı denetimi en önemli konumuz olmalıdır. Ülkemizde deprem umursamazlığı var. O nedenle biz hep medya fark ederse toplumda fark eder diyoruz. Medya olarak depreme hazırlığı sürekli gündemde tutmamız gerekiyor”
Av. Altıparmak: Dezenformasyonla mücadeleye katkı sunuyoruzGüvenli İnternet Medya Merkezi (GİMER) Başkanı Av. Cüneyd Altıparmak ise afet anlarında yaşanan dezenformasyon içeren haberlerin hukuki süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Altıparmak GİMER olarak bu alanda çalışmalar yürüttüklerini belirterek “Ülkemiz içinde ilk kez sivil bir birim olarak dezenformasyonla mücadeleye katkı sunuyoruz” diye konuştu.
Fatih Polat: 10 yılda bir deprem yaşayacağızEmekli TV İmtiyaz Sahibi Fatih Polat ise Cumhuriyet kurulduğundan buyana 13 büyük deprem yaşandığını belirterek hayatını kaybedenlerin sayılarını verdi. Polat, “Bu 10 yılda bir büyük deprem yaşadığımızı gösteriyor. Demek oluyor ki gelecek 10 yılda yine büyük bir deprem afetini yaşayacağız. 1999 depremi ülkemiz için milad oldu ve depremle mücadele başladı. Bende o depremde muhabir olarak Sakarya’da görev aldım. Ama nasıl haber yapacağımızı bilmiyorduk. İletişim fakültesinde bunu hiç görmedik. Olay analiz etmeye çalıştık. Bu olayın üzerinden 24 yol geçti ve Kahramanmaraş merkezli depremler oldu. Deprem anında Veysel başkanımızı aradım. Gazeteci de depreme maruz kalıyor ama işini yapmak zorunda. Ben kendisine canlı yayın yapmamız gerek dedim. Veysel abi yıkılan evini bırakarak bize gelişmeleri aktarmaya başladı. Büyük olaylarda yerel gazeteciler çok önemli. O nedenle yerel gazeteciler desteklenmeli” diye konuştu.
Veysel Cıncık: Biz kriz içinde kriz yaşadıkAKİYAD Başkanı ve TİMBİR Danışma Kurulu Başkanı Veysel Cıncık afet anlarında kriz anlarında yeni krizler çıkarıldığını, medyanın yeterince bilgilendirilmediğini savundu. Cıncık, “Afet anında insanlar yanlış bilgilendirildi. Gittiler etrafını çektiler duvar çatlamış binalara ağır hasar raporu verdiler. Benim evim sapasağlam, kolonlarım sağlam, temelim sağlam. Benim evime ağır hasarlı raporu verdiler. Birçok ev mübalağasız söylüyorum yüzde 35, yüzde 40 boşu boşuna yıkıldı. Milli servetin hebasıdır bu. Niye? Bilgisizlikten. Burada bahsettiğim, dedik ki orta hasarlı az hasarlı. Orta hasarlılar yıkılacak yok yıkılmayacak. Vatandaş bir şeyi net olarak anlayamadı. Bir tanesi geliyor diyor ki sizin evler yıkılacak. Adam can havliyle zaten parası yok ne kurtarabilirsem diyor evin pencerelerini söküyor, güneş enerjisini söküyor, korkuluklarını söküyor. Ondan sonra adama diyorlar ki seninki yıkılmayacak. Ne oldu şimdi? Yani biz kriz içinde kriz yaşadık. Halk doğru dürüst bilgilendirilmedi. Burada bir hatalı mı aramamız gerekiyor? Hayır, burada net şu. Bakın tekrar söylüyorum eğer bu deprem felaketi bir Avrupa ülkesinde olacak olsaydı o ülke bitmişti, batmıştı. Türkiye Cumhuriyeti çok güçlü bir devlettir. Bunu unutmayın. Eğer biz güçlü bir devlet olmasaydık bitmiştik. Net söylüyorum, çok şükür. Ama krizleri yönetemiyoruz sıkıntımız bu. İnsanlar buraya yardım yağdırdı tırlarla. Ama yardımları geçiremedin ki. İhtiyaç olan yere geçiremedin. Karayoluyla bunu düşünemedin. Bir program yapılması gerekiyor. Depremde toplanma yeri var mı? Hala yok. Bakın Sayın Genel Başkanım başta da söyledi 5.9 deprem oluyor. Daha da olacak. Birileri artık bu konuya gerekli özeni göstermeli. Bu iş çocuk oyuncağı değil. Bu iş insanların hayatını çok yakından ilgilendiren bir konu. Bu ülkemizin ve dünyanın bir gerçeği. Biz buna hazırlıklı olmak zorundayız” dedi.
Gazeteci Erdal Yılmaz ve TGC İskenderun Temsilcisi Akın Bodur da deprem sürecinde yaşanan deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.
Plaketler verildiAfetlerde Yerel ve Bölgesel Medyanın Kriz Yönetimindeki Rolü Paneline destek veren isimlere plaketleri verildi. Tören toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.