Gazeteci Orhan Uğuroğlu, meslektaşı ve siyasetçi Tuncay Özkan ile ilgili bir yazı kaleme alarak Tuncay Özkan hakkında iftira ve kara propaganda yapanların asıl niyetlerini açıkladı. Uğuroğlu, “Demokrasi, Hak, Hukuk, Adalet Ve Cumhuriyet” mitinglerinin cesur yüreği Tuncay Özkan’ın bugün yine FETÖ+AKP+Yandaş medya tarafından hücuma uğradığını belirti ve nedenlerini açıkladı.
Yeniçağ Ankara Temsilcisi ve köşe yazarı Orhan Uğuroğlu köşesinde Cumhuriyet Halk Partisi Medya ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Baş Danışmanı Tuncay Özkan’la ilgili ‘Şerefle tamamlanması gereken görev hayattır’ başlığıyla bir yazı kaleme aldı. Uğuroğlu yazısında şu ifadeleri kullandı:
“54 yıllık meslek hayatımda öyle siyasetçiler gördüm ki şereflerini, haysiyetlerini onurlarını ayaklar altına alan eylem ve söylemlerle aklımda kaldılar. Öyle siyasetçiler gördüm ki şerefleriyle, haysiyetleriyle, onurlarıyla, “Halka hizmet Hakk’a hizmettir” anlayışı ile eylem ve söylemleriyle kalplere taht kurdular. Bugünlerde Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinde utanmadan, yüzü kızarmadan dile getirdiği yalanları, iftiraları dinliyorum işte bu cümle aklıma geliyor –
Şerefle tamamlanması gereken en zor görev hayattır…
Seçimi kazanırsınız, kaybedersiniz hiç önemli değil. Halka hizmet muhalefette iken de yapılır iktidarda iken de yapılır.
Erdoğan ve avenesi yani kötü bir işi birlikte yapanlar, kötü bir eylemde birbirlerine yardım edenler, kafadarlar, yardakçılar kuyruklu yalanları ile siyaset yapıyorlar.
Değerli okurlarım,
Bir siyasetçi var; Tuncay Özkan,
Bir gazeteci var; Tuncay Özkan,
Bir dostum var; Tuncay Özkan…
Tam tamına 41 yıllık kardeşimdir Özkan…
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun baş danışmanı ve İzmir Milletvekili Özkan’a yönelik bir iftira FETÖ’cü Cevheri Güven’den geldi.
-“Tuncay Özkan’a Koza Holding’den son olarak aktarılan 95 milyon doları da unutmayın. Kılıçdaroğlu’nun dibinde adam.”
Öyle bir iftira ki ahlaksızlığın, alçaklığın, kahpeliğin zirvesidir.
Bırakın 95 milyon dolar, 95 dolar olsa ya da 95 milyar dolar olsa Tuncay Özkan’a bırakın vermeyi, teklif edecek bir insan daha anasından doğmadı.
Tuncay’ın parayla, pulla asla işi olmaz.
Güvenilir, dürüst, şerefli, onurlu bir siyasetçi ve bir gazetecidir Özkan…
Babası matbaacı merhum Ziya Usta, merhum babamın da çok yakın arkadaşıydı.
Tuncay Ankara’da 1966’da Türk medyasının kalbi olan Rüzgârlı Sokak’ta gazeteci olarak doğdu dersem abartmış olmam.
Çünkü benim de çocukluğum merhum babam Faik Uğuroğlu ile Rüzgârlı Sokak’ta geçti.
O günlerin matbaacıları, gazeteciler toplumun en aydın kesimleri arasında yer alırlar, mesleklerine büyük saygı ve hürmet gösterilirdi.
Gazeteci, matbaacı çocukları olarak Tuncay’la tanışmam Rüzgârlı Sokak’ta 1982 yılında oldu.
Göğsünde fotoğraf makinesi, omuzunda fotoğraf makinesi çantası ile gözümün önündedir hâlâ.
Gazetecilikte mesleki kıdem çok önemlidir ve o günden bu yana Tuncay’ın ne bana, ne kıdemli ne kıdemsiz tek bir gazeteciye karşı olumsuz tavrını görmedim, duymadım.
Tuncay Özkan hatırladığım kadarıyla 1983’te Cumhuriyet gazetesinde işe başladı.
O günden 24 Ocak 1993’de şehit edilinceye kadar merhum canım ağabeyin usta gazeteci Uğur Mumcu ile çalıştı ki mesleki kariyerinin temelinde Uğur Mumcu ilkeleri vardır.
Cumhuriyet, Hürriyet derken, Show TV’de Uğur Dündar’ın yapımcısı olduğu Arena programının Ankara temsilcisi oldu.
1995’te ise Uğur Dündar’la beraber Kanal D’ye geçti ve Ekim 2000’den 2002’nin Haziran ayına kadar Kanal D Genel Yayın Yönetmeni görevi yaptı.
Türkiye’nin en güvenilir gazetecisi, televizyoncusu kim derseniz bu konuda defalarca birinci çıkan Uğur abim derim.
Mesleki kıdemimiz de aşağı yukarı aynıdır ki Uğur Dündar gibi bir insanın yanında yıllarca görev alan Tuncay güvenilir bir siyasetçi ve gazetecidir.
Uğur Mumcu ve Uğur Dündar’ın yetiştirdiği bir gazeteci olan Tuncay bilin ki bugün de hiçbir sapma yapmadan onların izindedir.
Şunu da söylemeliyim.
Tuncay’ın siyasetçiliği umurumda olmaz ama gazeteciliği ve insanlığı umurumdadır.
FETÖ+AKP Ergenekon kumpası ile esir alınan Tuncay 23 Eylül 2008’de onuru ve şerefi ile Silivri’ye girdi. Arkasından diğer gazeteci kardeşim Mustafa Balbay da esir alındı.
Facebook’ta o gün, “ESARETE SON. Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, gazeteciler ve milletvekillerine özgürlük” başlığı ile özel sayfa açtım.
Her gün bu sayfadan gün saymaya başladım.
Özkan, Ergenekon üyeliği nedeniyle 5 Ağustos 2013 günü Silivri’de FETÖ+AKP’nin kumpasçı hâkimleri tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Ergenekon’un FETÖ+AKP kumpas olduğunun Anayasa Mahkemesi tarafından hükme bağlanmasıyla 10 Mart 2014’te tahliye edildi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi de 21 Nisan 2016’da Tuncay Özkan’ı akladı.
“Demokrasi, Hak, Hukuk, Adalet Ve Cumhuriyet” mitinglerinin cesur yüreği Tuncay Özkan bugün yine FETÖ+AKP+Yandaş medya tarafından hücuma uğruyor.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı olmasının gizli mimarları arasındadır Özkan.
Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun dimdik arkasında onun en önemli medya gücüdür Özkan.
41 kere maşallah diyerek şunu vurgulamam gerekir ki, 41 yıllık kardeşim Tuncay Özkan’ı korkutamazsınız, yıldıramazsınız.
Kardeşime iftira atan alçaklara, saray yandaşlarına, FETÖ’cülere diyorum ki;
-Tuncay’a attığınız hiçbir çamur ona asla yapışmaz…
-Tuncay’ın tırnağının kiri olamazsınız…
Tuncay Özkan yalnız değildir.
“Şerefle tamamlanması gereken en zor görev hayattır” ki;
-Allah uzun ömür versin, Tuncay Özkan da bunu layıkıyla başaracak kardeşimdir… (Birlik Haber Ajansı-BHA)