Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş “Ülkemiz nüfusunun yüzde 98-99’u Müslüman. Peki ne kadarı Kur’an-ı Kerim’i okuyabiliyor? diye sorarsanız bu yüzde 50’lerin altında. Demek ki Müslümanların yarısı Kur’an-ı Kerim’i okuyamıyor. Onun için fırsatları değerlendirelim. Yani camilerimiz açık, camilerimizde Kuran dersleri var hocalarımız sizi bekliyor” diyerek çağrıda bulundu.
Hüseyin KÖMÜR – TOKAT – Birlik Haber Ajansı (BHA)
Müftülüklerinin Hafızlık Kur’an Kursları ve Hafızlık Proje Kurslarında hafızlığı ikmal eden 258 öğrenci için düzenlenen Hafızlık Merasiminde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş “Ülkemiz nüfusunun yüzde 98-99’u Müslüman. Peki ne kadarı Kur’an-ı Kerim’i okuyabiliyor? diye sorarsanız bu yüzde 50’lerin altında. Demek ki Müslümanların yarısı Kur’an-ı Kerim’i okuyamıyor. Onun için fırsatları değerlendirelim. Yani camilerimiz açık, camilerimizde Kuran dersleri var hocalarımız sizi bekliyor” diyerek çağrıda bulundu
Tokat Valiliği ve Tokat Müftülüğünün desteğiyle; Tokat İl ve İlçe Müftülüklerinin Hafızlık Kur’an Kursları ve Hafızlık Proje Kurslarında hafızlığı ikmal eden 258 öğrenci için Karşıyaka Gaziosmanpaşa Merkez Camii’nde Hafızlık Merasimi programı düzenlendi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Hafızlık Merasimine katıldı.
Burada konuşan Prof. Dr. Ali Erbaş, “Değerli kardeşlerim en hayırlı merasimlerden birisini daha yapıyoruz. En hayırlı merasim çünkü En hayırlı işi yapmış, tamamlamış olan hafız kardeşlerimizin hafızlık icazetnamelerini kendilerine vereceğimiz merasim ve en hayırlı merasim olur. Bunu peygamber efendimiz tanımlıyor. En hayırlı olduğunu o bizlere öğretiyor. ‘Sizin en hayırlınız Kuran’ı öğrenenleriniz ve öğretenlerinizdir’ buyuruyor peygamber efendimiz. Dolayısıyla burada Hayırlı kardeşlerimiz var. Kuran’ı öğrenenler burada. Hayırlılar. Öğretenler burada. Onlar da en hayırlı insanlar. Dolayısıyla en hayırlı insanların içinde bulunduğu bir merasimde en hayırlı merasimdir. Cenab-ı hak kabul eylesin. Cenab-ı Hak daha nice gençlerimize en hayırlı iş olan Kur’an’ı öğrenmeyi nasip eylesin” diye konuştu.
KUR’ANI ÖĞRENMENİN TAÇLANMIŞ HALİDİR HAFIZLIK
“Kuran’ı öğrenmek deyince onun artık taçlanmış hali hafızlık yapmaktır” diyen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, “Hafızlığın dışında da öğrenmek vardır. Kuran’ı bilmeyenler yüzüne okumasını bilmeyenler eğer yüzüne okumasını öğrenirlerse öğrenmeye çalışırlarsa onlar da en hayırlı işi yapmış olurlar. Biz diyoruz ki bir Müslüman olarak herkes Kur’an-ı Kerim’de okumasını öğrensin. Bugün ülkemizde yüzde 99 diyoruz. Hadi yüzde 98 olsun. Yani ülkemiz nüfusunun yüzde 98-99’u Müslüman. Peki ne kadarı Kur’an-ı Kerim’i okuyabiliyor? Diye sorarsanız bu yüzde 50’lerin altında, Demek ki yarısı Müslümanların yarısı Kur’an-ı Kerim’i okuyamıyor. Onun için fırsatları değerlendirelim. Yani camilerimiz açık, camilerimizde Kuran dersleri var hocalarımız sizi bekliyor. Kur’an kurslarımız açık. Camilerimizde Kur’an derslerimiz var. Hocalarımız sizi bekliyor. Dört yaşından yaş sınırı yok ileriye doğru seksen yaşına, doksan yaşına kadar Kur’an-ı Kerim’in öğrenememiş vatandaşlarımız buyursunlar. Hocalarımız sizi bekliyor. Şimdi okullarımızda Türkiye’de bütün okullarda, ortaokullarda, liselerde seçmeli Kur’an-ı Kerim dersi var. Bu bir fırsattır. Neden konuldu seçmeli Kur’an-ı Kerim dersleri? Kur’an-ı Kerim’i çocuklarımız, öğrencilerimiz tam vaktinde öğrenilebilecek en güzel yaşlarda öğrensinler. Çünkü bizim için en büyük mucize nedir? Peygamber efendimize Cenab-ı Hakk’ın nasip etmiş olduğu en büyük mucize olan Kuranı Kerim’i Cenabı hakk’ın kendisine nasip etmiş olduğu o ömürde kaç yaşında ne kadar ömür nasip ederse etsin en büyük mucizeyi öğrenememiş olmak hakikaten yani bir Müslüman için doğru bir şey değil. Bunu yapalım” diye konuştu.
SEÇMELİ DERSİNİZDE KUR’AN-I KERİMİ OKUMAYI SEÇİP ÖĞRENSİNLER
Okullarda 7 Şubat’a kadar seçmeli derslerin seçme işinin devam ettiğini hatırlatan Erbaş,
“Milli Eğitim Bakanlığı olarak 7 Şubat’a kadar böyle bir seçme süresi takdir edildi. Onun için tam zamanında çocuklarımız bu dersleri seçsinler. Öğrensinler. Anlamaya çalışalım. Kur’an-ı Kerim’i sadece böyle yüzüne okuyup onun manasını anlamazsak tabii ibadet etmiş oluruz. Bu da çok güzel bir şey. Kuranı Kerim’i önce okumasını, telaffuzunu öğrenmek çok güzel bir şey. Ama anlamak, ondan da daha güzel. Nihai hedef yaşamaktır. Hafızlarımız Kuranı Kerim’i ezberlediler. İnşallah onun manasına da vakıf olacaklar. Bundan sonra yapacaklarınız Kur’an-ı Kerim’de Cenabı Hak insanlığa hangi ilkeleri emretmiş, bu emirleri yerine getirmek için hem kendimiz çalışacağız hem de insanlara bu emirleri anlatacağız. Yasakları anlatacağız. Kur’an-ı Kerim insanları karanlıklardan çıkartmak için gönderilen bir kitap bütün insanlığa gönderilen bir kitap. Dolayısıyla tüm insanlığı Kur’an-ı Kerim’den faydalanması lazım. Bunu her yerde ve her zaman anlatmaya gayret edeceğiz. Hafızlarımızı tebrik ediyorum. En büyük işi başardınız. En hayırlı işi başardınız. Ne mutlu sizlere. Hocalarımızı tebrik ediyorum. Onlar da öğreterek bu müjdeye nail oldular. Annelerinizi, babalarınızı tebrik ediyorum. Onlar da hafız annesi, hafız babası olarak bu müjdeye nail oldular. Şu anda bu merasime katılan ve biraz sonra hep birlikte cuma namazı kılacağımız muhterem kardeşlerimi tebrik ediyorum.” Diye konuştu.
SİZLERİN SAYESİNDE MELEKLERİN RAĞMETİNDEN YARARLANIYORUZ
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir hadisi şerifte de Peygamber Efendimiz buyuruyor ki nerede Kur’an konuşulursa Kuran’dan bahsedilirse Kuranı Kerim ile ilgili müzakerelerin derslerin yapıldığı yerlerden melekler kanatlarını açarlar ve oraya rahmet yağdırırlar. Şu anda işte burada Kuran’dan bahsediyoruz. Hafızlık merasimi yapıyoruz. Peygamber efendimizin müjdesine hepimiz nail oluyoruz. Kadınımızla, erkeğimizle, çocuklarımızla Yetişkinlerimiz de işte burada 120 erkek hafızımız, 138 de kız hafızımız var. Onlar vesilesiyle, onların sayesinde bizler de üzerimizde meleklerin kanatlarından sağanak sağanak üzerimize inen, dökülen o rahmetten yararlanıyoruz. Rabbim hayırlı eylesin. Uğurlu eylesin Emeği geçen herkesten razı olsun. Kur’an kurslarımıza destek veren hayır sahiplerinden Allah razı olsun. Onların amel defterleri vefat etseler dahi hiç kapanmayacak Bu müjdeyi de peygamber efendimiz buyuruyor. Sadakayı cariye sahiplerine, amel defterlerimiz kapatmayacak. Adillerin, amel defterleri kapanmayacak Hayırlı evlat yetiştiren anne babaların amel defterleri kapanmayacak. Hafızlarımız sayesinde işte hafızlar en güzel hayırlı evlatlardır. Onlar sayesinde annelerinin, babalarının amel defterleri kapanmayacak. Rabbim kabul eylesin. Hayırlı olsun. Cumanız mübarek olsun. Allah hepinizden razı olsun. Amin.”
ALİ ERBAŞ’TAN TOKAT’TA CUMA HUTBESİ
Cumanız mübarek olsun. Mübarek geceniz mübarek olsun. Üç aylarınız mübarek olsun. Rabb’imiz Recep ve Şaban aylarını bizim için mübarek eylesin ve hepimizi Ramazan ayına ulaştırsın inşallah.
Aziz kardeşlerim Okulumuz Rabbimiz buyuruyor ki Bu kitabı bu Kur’an’ı sana insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarasın diye indirdik yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarılması için gönderildiğini bu ayeti kerimeden bunun dışında onlarca ayeti kerim eden anlamış oluyoruz. Okuduğum hadisi şerifte de peygamber efendimiz buyurmaktadır ki en doğrusu Allah rehberliğin en güzeli ise Muhammed rehberliğidir buyurmaktadır.
Aziz Müslümanlar. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim Cenabı hakk’ın bütün insanlığa göndermiş olduğu son ilahi mesajdır. İndirildiği andan kıyamete kadar bütün insanlık için her alanda kutsal bir metin, dini, hukuki ve ahlaki alanda ilahi bir rehberdir. Rabbimizin kullarına duyduğu engin şefkat ve merhametin en büyük tecellisidir Kur’an’ı azim. Alimlere rahmet olarak gönderilen sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’nın en büyük mucizesidir Kur’an-ı Kerim. Kur’an’ın hükmü kıyamete kadar bakidir. Bir harfi bile değişmemiş ve asla değişmeyecektir. Bu da onun mucizevi yönlerinden birisidir. Zira Kuranı Kerim ilahi ve beşeri tedbirlerle Rabbimizin koruması altındadır ve onun vali haktır. ‘Şüphesiz Kur’an’ı biz indirdik. Ve muhakkak onun koruyucusu, muhafızı biziz buyurmaktadır’ Rabbimiz.
Muhterem Müslümanlar, Kuranı Kerim bütün insanlığı hidayete ve ebedi kurtuluşa davet eder. Rabb’imize, çevremize ve bütün kainata karşı görev ve sorumluluklarımızı bize öğretir. İslam’ın hayat veren hükümlerini açıklar. Bilgi ve hizmetin iyilik ve güzelliğin yollarını gösterir. Barış ve huzurun, adaletle, birlikte yaşamanın ilkelerini bilmeli. İnsan onur ve haysiyetini hak ve hürriyetini mukaddes bilmeyi emreder Kur’an’ı Kerim.
Değerli müminler Kur’an-ı Kerim’i rehber edinen Müslümanlar tarih boyunca farklı inanç ve kültürlerle bir arada barış ve huzur içerisinde yaşamanın en güzel örneklerini sunmuşlardır. Farklı din mensupları Müslümanların idaresi ve koruması altında dinlerini, özgürce yaşamışlardır. Yüce Rabb’imiz ‘Dinde zorlama yoktur’ buyurarak herkese inanç özgürlüğü tanımıştır. İslam medeniyetinde başkalarının inancına hakaret etmek Kutsalına zarar vermek yoktur. Bu husus Kuranı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir; Allah’tan başkasına tapanlara hakaret etmeyin. Sonra onlar da bilgisizlik, cahillik yüzünden sınırı aşarak, Allah’a hakaret ederler.
Kardeşlerim son günlerde Kuranı Kerim’e ve İslam’a yönelik çirkin saldırılar sadece Müslümanları değil İnsanlığın bütün ortak değerlerini ve toplumsal barışı hedef almaktadır. İnsan onurunu zedelemek Kutsal değerlere saldırmak hak ve hukuk tanımamak, özgürlük kılıfı altında normalleştirilemez. İfade özgürlüğü hiçbir inanca ve o inancın mensuplarına hakareti, masum gösteremez. Özgürlük hiç kimseye bir başkasının hakkını ihlal yetkisi vermez. Bilakis özgürlük herkesin inanç ve düşüncesine saygı göstermeyi bütün farklılıklara rağmen verilen başkalarının hak ve hukukunu gözetmeyi gerektirir. Şu halde inancımıza ve mukaddes değerlerimize yapılan bu tür menfur saldırıların karşısında yer almak sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın ortak vazifesidir.
Aziz kardeşlerim, İslam’a ve onun muazzez değerlerine yönelik saldırılara karşı verilebilecek en güzel cevap yüce dinimizi İslam’ı en doğru şekilde öğrenmek en güzel bir şekilde temsil etmektir. Bunun için de Kur’an’ı Kerim’i okumak, anlamak, yaşamak ve yaşatmak için daha fazla çalışmalıyız. Kur’an-ı Kerim’in hayat veren ilkelerini hak ve adalet anlayışını Sevgi ve barış hükmü mesajlarının bütün insanlığa hikmetli bir dil ve güzel bir üslupla ulaştırmak için daha çok gayret göstermeliyiz. Kitabımıza sahip çıkmalıyız. Onu anlamak için onu okumasını bilmeyen Müslüman kardeşlerimizin okumasını öğrenmek için gayret sarf etmesi işte ona ne kadar sahip çıktığımızın en büyük göstergesi olacaktır.” (Birlik Haber Ajansı-BHA)