TBMM Anayasa Komisyonu, Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt Başkanlığı’nda; “Başörtüsüne anayasal güvence getiren ve Aile ve evlilik birliğini korumayı amaçlayan Anayasa Değişikliği Teklifi” görüşülmeye başlandı. Komisyona Tokat Milletvekili, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin imza sahibi olarak, Tokat Milletvekili Adalet Komisyonu Üyesi Mustafa Arslan da katıldı.
Hüseyin KÖMÜR – TOKAT – Birlik Haber Ajansı (BHA)
Anayasa Komisyon Başkanı Beyazıt, açılış konuşmasında; “Gündemimizdeki 2/4779 esas numaralı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifine bakıldığında; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24’üncü ve 41’inci olmak üzere, 2 maddesinde değişiklik ihtiva eden bir teklif olduğu görülmektedir. Teklifin birinci maddesi, Anayasanın “Din ve vicdan hürriyeti” başlıklı 24. Maddesinde, kadınların başörtülü ya da başörtüsüz olmaları nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmaması ve temel hak ve hürriyetlerden eşit olarak faydalanabilmelerini temin hususundaki değişikliği içermektedir. Teklifin ikinci maddesi ise; Anayasanın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. maddesine, evlilik birliğinin ancak kadın ve erkeğin evlenmesiyle kurulabileceği şeklinde, kanunlarla aynı doğrultuda, açıklayıcı bir ekleme yapılmasına ilişkindir. Anayasanın 24. maddesi, malumunuz olduğu üzere, “Temel hak ve ödevler” başlıklı 2. Kısmın, “Kişinin hakları ve ödevleri” başlıklı ikinci Bölümünde yer almaktadır. Buna göre “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.” Anayasamız din ve vicdan hürriyetini mutlak şekilde tanımış ve kişinin dini inancı nedeniyle kınanamayacağı ve suçlanamayacağı hususunu da yine bu madde ile düzenlemiştir” diyerek bilgi verdi.
BAŞÖRTÜSÜNÜ YASAKLAYAN BİR KANUN OLMAMASINA RAĞMEN BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI UYGULANDI
Yusuf Beyazıt ardından konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bilindiği üzere yakın denilebilecek bir zamanda İdarenin yaptığı düzenlemelerle ve uygulamalarla başörtüsü yasaklanmış ve bu durum toplumun pek çok kesimini etkilemiştir. Başörtüsünü yasaklayan bir kanun olmamasına rağmen; ne yazık ki, Ülkemizde yıllarca başörtüsü yasağı uygulanmış, bir daha asla görmek istemeyeceğimiz mağduriyetler ortaya çıkmıştır. Başörtüsü nedeniyle haksızlığa uğrayan, başörtüsü zorla açılmaya çalışılan kızlarımıza, kadınlarımıza yaşatılan trajedi bir dönemin kara lekesi olarak tarihe geçmiştir. Üniversite koridorlarında itilip kakılan, sırf başları örtülü diye derslere giremeyen, bırakın kamuda istihdam edilmeyi, başları örtülü olduğu için kamu binalarına alınmayan, başörtülü fotoğrafı nüfus cüzdanına dahi basılmayan, vatandaş olmanın getirdiği anayasal haklarını kullanamayan ve böylece mağduriyet üstüne mağduriyet yaşatılan kadın manzaraları çok uzağımızda değil. Çocuklarının diploma ya da yemin törenlerine alınmayan anneleri, üniversitelerde kurulan ikna odalarını da kimsenin unutabileceğini zannetmiyorum. Sadece kadınlar mı mağdur olan? Kızı başörtüsü nedeniyle eğitim hakkını kullanamadığında, okulu bırakmaya karar verdiğinde, yıllarca verdiği emeği düşünüp gözyaşını içine akıtan babalar; eşi kamuda soruşturma üstüne soruşturma geçirip işten çıkarılan eşler de mağdur edildi bu Ülkede.” (Birlik Haber Ajansı-BHA)