M.SAİD YALÇIN-MALATYA
Emekli ve memurlara verilen yüzde 30 zammı protesto etmek amacıyla tüm Türkiye genelinde gerçekleştirilen basın açıklamalarından biri de Malatya’da gerçekleştirildi. CHP Malatya İl Örgütü tarafından yapılan çağrıya Eğitim-İş Şube Başkanı Hüseyin Kara, Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı Yunus Millioğulları Eğitim-Sen yöneticileri ve kısa süre önce il başkanlığından istifa ederek milletvekili aday adayı Enver Kiraz’da destek verdi.
CHP Sendikalardan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Niyazi Akıncı tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
ÇALIŞANLARIMIZDAN VE EMEKLİLERİMİZDEN ÇALINAN HER BİR KURUŞU YERİNE KOYACAĞIZ
Saray rejimi son haftalarda sürekli “Enflasyonun belini kırdıklarından” bahsediyor. Ama gelin görün ki kırılan enflasyonun beli değil emeklilerimizin ve memurlarımızın hayalleri oldu.
TÜİK’in makyajlı verileriyle 2023 yılının ilk 6 ayı için memurlarımızın ve emeklilerimizin maaşlarında yapılacak artış önce yüzde 16,4 oldu. Ardından 3 Ocak Salı günü, memurun ve emeklinin hakkı değilmiş de AKP Genel Başkanı’nın lütfuymuş gibi artış oranı yüzde 25 olarak açıklandı.
Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu “Siz sadaka mı veriyorsunuz, bu yetmez, bu rezil artışın hesabını vereceksiniz” diye tepki gösterince Saray 4 Ocak Çarşamba günü artış oranını yüzde 30’a yükseltmek zorunda kaldı. Genel Başkanımızın çağrısıyla artış oranı yüzde 30’a yükseltildi, memur ve emeklilerimiz “Ya Kemal Bey olmasaydı” dedi.
Peki, Saray yapımı yüksek enflasyon ve pahalılık ortamında yüzde 30 artış yeter mi? Elbette yetmez!
İktidara yakın İTO’nun dahi yıllık enflasyon verisi yüzde 93,
Bağımsız ENAG’ın yıllık enflasyon verisi yüzde 137,
İktidarın manipülasyon kurumu olan TÜİK’in yıllık enflasyon verisi ise yüzde 64,27.
Bir yanda halkın hissettiği gerçek enflasyon ve pahalılık var, diğer yanda Saray’ın açıkladığı sahte enflasyon verileri var. Saray, milyonlarca memuru ve emekliyi işte bu sahte TÜİK enflasyonu oranında artışa mahkûm etmiştir. Saray, talimatıyla yönettiği TÜİK’in verileriyle memurumuzun ve emeklimizin sofrasındaki her bir lokmayı adeta gasp etmiştir.
Yüzde 30’luk sefalet artışının 15,40 puanı, yani yarısından fazlası TÜİK’in makyajlı 6 aylık enflasyon verisinden oluşmaktadır. Erdoğan’ın sadaka verircesine yaptığı ve müjde olarak sunmaya çalıştığı artış ise bu oranı ikiye dahi katlamamıştır. Tüm çalışanlarımız ve emeklilerimiz tarafından bir kez daha bilinmesini istiyoruz: Ülkenin hazinesinden faizcilere, tefecilere her ay on milyarlarca lira aktaran Saray iktidarının çalışanlarımızın ve emeklilerimize reva gördüğü artış oranı yüzde 14,6’dan ibarettir.
Saray, apartı haline getirdiği TÜİK’i de kullanarak adım adım tüm ücretleri asgari ücret seviyesine getirmiştir. Saray düzeni tüm toplumu yoksullukta buluşturmaktadır. 2015 yılında ortalama memur aylığı asgari ücretin 2,44 katı iken 2023 yılı için ortalama memur aylığı yüzde 30 zamla asgari ücretin 1,43 katına kadar gerilemiştir.
Öyle ağır bir tablo söz konusu ki, Türkiye’de 13,9 milyon emekli ve dul yetimin 8 milyonuna yakını asgari ücretin altında aylık almaktadır. SGK’nın son verilerine göre ülkemizde 4 milyon 84 bin dul yetim aylığı alan vatandaşımız bulunuyor. Dul ve yetimlerimizin kimisi aylık 800 TL ile, kimisi 1000 ile, kimisi ise 1500 TL ile geçinmek zorunda bırakılmaktadır.
İşte bu sefalet düzeninde Erdoğan utanmadan en düşük emekli aylığının 5500 TL olacağını açıkladı. Sayın Genel Başkanımızın çağrıları olmasa bu artış dahi gerçekleşmeyecekti! En düşük emekli aylığı alanlar yine haklı olarak “Ya Kemal bey olmasaydı” ne olurdu diye sordu.
5500 TL ile bir ayda kim geçinebilir? Hiç kimse!
AKP Genel Başkanı açlık sınırının Aralık itibariyle 8 bin 130 TL olduğu ülkemizde, 5500 TL emekli aylığı vermekle övünüyor. Partimizin en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine çekilmesi teklifini ise reddediyor.
Neden? Çünkü Saray ülkenin kaynaklarını, hazinesini; kimi üç, kimi dört, kimi ise beş yerden maaş alan danışmanlarına, faiz lobilerine, 5’li çeteye, ballı müteahhitlere aktarıyor.
Tercihini emekliden, memurdan, işçiden yana değil, bir avuç yandaştan yana kullanıyor. Milyonlarca memura, emekliye, dul yetime ve işçiye ise açlığı ve yoksulluğu reva görüyor. Emeklinin, memurun, işçinin sofrasından kepçeyle alan iktidar, söz konusu ücret zammı olduğunda kaşıkla veriyor. Emeklilerimiz, memurlarımız, işçilerimiz iktidarın asgari sefalet ücretine, zam adı altında verdiği sadakaya muhtaç bırakılamaz.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir kez daha söylüyoruz! Kendi emeklisine ve çalışanına “fakir fukara” gözü ile bakan bu Saray düzenini değiştireceğiz. Ülkede adaletsiz bir soygun düzeni kuran bu Saray düzenini değiştireceğiz.
Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrı ve mücadelesiyle,
EYT mağduriyeti son bulan milyonlarca yurttaşımız,
3600 Ek gösterge hakkına kavuşan memurlarımız,
Taşerondan kadroya geçen işçilerimiz,
Yıllardır bekledikleri kadroyu alan sözleşmeli personellerimiz,
Bugün ‘ya Kemal bey olmasaydı” diyorsa,
Kemal Bey milyonlarca emeklimize ve memurumuza söz veriyor;
Hile ve hurda ile cebinizden çalınan her bir kuruşun hesabını soracağız,
İktidara gelir gelmez en düşük emekli aylığını asgari ücret seviyesine getireceğiz, Asgari ücreti hem çalışanlarımız hem de emeklilerimiz için Türkiye gerçeği olmaktan çıkaracağız,
Emeklilerimiz arasındaki maaş adaletsizliğine son verecek ve intibak yasasını hemen çıkartacağız,
Emekçinin, emeklinin yüksek enflasyon ve makyajlı veri kaynaklı kayıplarını telafi edeceğiz.
Ekonomik buhrana, enflasyona, pahalılığa, işsizliğe, emekli yoksulluğuna son vereceğimiz,
Hep birlikte zenginleşip hep birlikte kalkınacağımız düzeni gelecek sandıktan sonra mutlaka kuracağız! (Birlik Haber Ajansı-BHA)