Ankara / BHA
Beypazarı Uruş Mahallesi ve çevresinde kurulmak isstenen sepiyolit madeni ocağı ve kırma-eleme tesisi bölge halkının sert tepkisiyle karşılaştı. Söz konusu proje, 1862 hektarlık geniş bir alanı kapsıyor ve bölgenin doğasını, tarım ını, hayvancılığını ve hava kalitesini ciddi şekilde tehdit ediyor.
Tarımın ve hayvancılığın değeri pandemi dönemiyle birlikte daha da anlaşımışken, bu projeye karşı direnmenin önemli bir yurttaşlık görevi haline geldiğini düşünen bölge halkı, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve derneklerin de katılımıyla seslerini duyurmak ve hukuk mücadelesi vermek için bir araya geldi.
Doğa, Tarım ve Hayvancılık Tehlikede: Etik ve Sorumlu Davranmaya Davet
17 Mayıs 2024 tarihinde düzenlenen Halkın Katılımı Toplantısında bir araya gelen bölge halkı, Madencilik şirketinin vaat ettiği katma değer ve istihdamın somut temellere dayanmadığını, projede doğayı ve insanları korumaya yönelik hiçbir ciddi adımın bulunmadığını vurguluyor. Bölge sakinleri, bu projenin tarım ve hayvancılığı bitireceğini, meraları ve su kaynaklarını yok edeceğini, toz ve kamyon gürültüsü nedeniyle yerel halkın yaşam kalitesini bozacağını ve bölgenin doğasına geri dönülmez şekilde zarar vereceğini belirtiyor.
Doğaya ve Tarım Alanlarına Sahip Çıkalım: Birlikte Daha Güçlüyüz!
Beypazarı ve Güdül köylüleri, toprağına, havasına, suyuna ve geleceğine sahip çıkmak için kararlılıkla mücadele ediyor. “ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Gerekli Değildir” kararına karşı kazandıkları dava, mücadelelerinin ilk adımı oldu. Şimdi ise, seslerine kulak verilip proje durdurulmazsa, yeniden başlatılan ÇED sürecine karşı yine hukuk mücadelesi vermeye hazırlanıyorlar. Bölge sakinleri, projenin gerçek çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri yeterince değerlendirilmeden “ÇED Olumlu” kararı verilme ihtimaline karşı tüm yurttaşları farkındalığa, yetkilileri de sorumluluğa çağırıyor.