Radyo ve Televizyon Üst Kurulu RTÜK ev sahipliğinde TİMBİR işbirliğinde CP Hotel’de gerçekleştirilen “Türk İnternet Medyası RTÜK Çalıştayı”na 81 il ve yurt dışı ülkelerden meslek kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) önderliğinde Türk İnternet Medyası Birliği (TİMBİR) iş birliğinde Ankara CP Hotel’de “Türk İnternet Medyası RTÜK Çalıştayı” gerçekleştirildi. Dijital yayıncılığın önemli sorun ve beklentileri ile çözüm önerileri konuşuldu.
Türk İnternet Medyası ve RTÜK Uygulamaları, Dijital Medyada Dezenformasyon, İnternet Yayıncılığında Lisanslama ve Yetkilendirme Süreçleri,İnternet Medyası Basın Etiği ve İtibar internet Medyası Hukuki Sorunlar, İnternet Medyasında Teknik Ve İçerik Geliştirme, İnternet Medyasının yasal altyapı ihtiyacı, Yurt dışında Türk Medyası, İnternet Gazeteciliğinde İçerik Üretimi konuları ele alınarak detaylı bir şekilde masaya yatırıldı.
Çalıştayda Turkish Press Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve TİMBİR Kurucu Üyesi İsmail Karakaş da ‘Yurtdışında Türk Medyası’ temalı bir konuşma yaptı.Programın ardından İsmail Karakaş’a plaket takdim edildi.
İngiltere’de yerleşik Türk medyası var mı, yok mu? Başlıklı konuşmasında Turkish Press Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Karakaş şunları söyledi; ‘’İngiltere gibi Dünya’ya Medya anlamında büyük kazanımlar sunan ilk TV yayınlarının yapıldığı, medya ve algı yönetimini iyi kullanan bir ülkede Türk medyasının varlığı hissedilmeyecek kadar.
İngiltere’de Londra’da Türkiye algısına olumlu katkıları olabilecek her iki ülke arasında medya köprüsü kurabilecek bir misyonu üstlenmesi gerekirken İngiltere’de Türk medyası maddi yetersizlikler ve insan kaynağı bakımından mevcut imkanlarıyla var olmaya çalışmaktadır.
Bir yandan da İngiliz medyasının hegemonya baskısı ile karşı karşıya olan Türk medyası Başkent Londra’daki varlığını sürdürmeye çalışıyor.
Londra dışında ne yazık ki başka önemli şehirlerde Türk medyasının adı yok. Günümüzde teknoloji gelişmişlik ile online yayın yapabilecek etki alanlarında ses getirebilecek İngiltere’de yerleşik yaşayan Türk toplumuna ve Türk insanının sorunlarını duyurmaya yönelik çalışmalara imza atabilecek medya kurumlarına ihtiyaç var. Türkiye’de yabancı basın yayın organlarında veya yabancı ülkelerde yabancı basın yayın organlarında çıkan haber, analiz, araştırma konularındaki haberler gündeme damgasını vururken İngiltere’de bulunan az sayıdaki Türk medyasının lokal kalması var olma mücadelesi veriyor olması düşündürücü.
Bazen Türk medyası bilerek ya da bilmeyerek kendi ayağına kurşun sıkabiliyor. Örneğin Türk toplumuna ve Türkiye’nin çıkarlarına ters düşen siyaset veya grupların haberlerini manşetten verebiliyor. İngiltere’de İngiliz medyasının İngiliz kamuoyuna sunduğu haber, yorum, analizlerin sanki tek merkezden yönetildiğini şahit olursunuz.
Ülkede milli çıkarlarına ters yayın yapan medya göremezsiniz. Kamuoyuna infial oluşturacak haberleri duyamazsınız.
Türkiye’de günlerce manşetten verilen benzer bir olayın haberini İngiltere’de tek sütun birkaç satırda okursunuz. Söz konusu ülke çıkarları olunca devletin ve özel sektör bir ağızdan yayın yapar. Zaman zaman hükümetin politikaları ile çakışan haberleri görürsünüz ancak o konuda bile ülke çıkarlarına ters düşmeleri söz konusu değildir.
İngiltere’de Türk medyasının kurumsal bir yapıya kavuşturulması yaptığı haberlerinin etkinliğine veya araştırma haberciliğin gelişmesine bağlıdır. Maddi olanakları bakımından yetersizlikler olan İngiltere’deki yerleşik Türk medyasının can simidi şu anda İnternet gazeteciliğidir.
İngiltere’de Editörden Editöre yani yabancı basında çıkan bir asılsız ve Türkiye algısını olumsuz etkileyecek nitelikte haber ve makaleleri yazan editörlere karşı cevap yazısını yazabilecek düzeyde bilgi birikimine sahip olmak gerekiyor.
Bir haberin doğru kaynaktan aktarılmasını sağlamak için çaba sarf etmek gerekiyor. Pandemi döneminde aşı çalışmalarını yerinde incelemek ve haber yapmak için 3 kez Oxford şehrine gitmiş ve haber yapmıştım. Yaptığım haberler Türkiye ve Uluslararası basında geniş yer buldu. Ancak Londra’daki Türk medyasının rekabetçi dar yaklaşımı nedeniyle yer almadı.Yine Bristol kentinde Türk Vatandaşı Mesut Olgun Nezarete atıldığında Polis gözetiminde iken yaralanıp yoğun bakıma girdiğinde hastaneye giderek olayı araştırma haberciliğiyle takip ettiğim de Türk Vatandaşı Mesut’un Kafasında boynundaki derin yara izlerini gördüm bunun darp izleri olduğuna dair haberler yaptığımız da olayın üzeri ört bas edilmeye çalışılsa da polisin Türk vatandaşının intihar ettiğini söylemlerini boşa çıkarmıştım. Bizim polis şiddeti nedeniyle canını kaybeden vatandaşımızın haberi BBC’de sadece “Polis köpeğinin sağlık durumu iyi” şeklinde verildi. Yoğun bakımda yatan vatandaşımızın durumu ile ilgili en ufak bir detaya yer verilmedi bile. Türk medyasının aksine İngiliz medyası tek bir ağızdan hareket eder.
İngiltere’de RTÜK karşılığı olan İngiltere İletişim Ofisi (Office of Communications) (OFCOM) 2002 yılında özel yasa ile İngiltere’de kurulmuştur. İletişimin her alanını 2003 yılı iletişim yasası çerçevesinde düzenlemekle sorumludur.
Office of Communications, veya bilinen kısa adıyla OFCOM, Birleşik Krallık’taki hükûmet onaylı yayın, telekomünikasyon ve posta düzenleyicisi ve rekabet otoritesinin bir başka görevi de medya kurumlarına destek sunmaktır. Türk medyası İngiltere’de bu kurum ve başka kurumlardan destek alamıyor.Ne yazık ki Türkiye’den de destek alamıyor.
Destek almadan birlikte hareket etmeden Türk medyasının ayakta kalması var olma mücadelesi topluma bilgi ve haber akışı sağlaması zor. İngiltere’de Türk medyasının her koşulda birlik ve beraberlik içerisinde olması gerekiyor.’’ (Murat Marap)