Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda gerçekleşen ziyarette TİMBİR Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam ile bir araya geldi. Türk İnternet Medya Birliği’nin çalışmaları hakkında bilgi verilen Bakan Yardımcısı Serdar Çam ziyaretten dolayı heyete teşekkür etti.
“İletişim çağında en büyük sorun iletişimsizlik”
Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Yönetim Kurulu üyeleri ile bir araya gelen Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Türk dünyası medya birliğine yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Çam, “Dünyadaki tüm Türklere hizmet etmemiz lazım. Türk dünyası dediğimiz zaman bu sadece Orta Asya’daki kardeşlerimiz değil, Meksika’daki El Turko’lara kadar uzanabilmeliyiz. Onun için çok dilli çok dinamik yeni yapılara da ihtiyacımız var” dedi. Çam ayrıca medyanın dünyada gelişen olaylardaki önemli konumuna vurgu yaptı.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, TİMBİR Yönetim Kurulu üyeleri ile bir araya gelerek, TİMBİR’in amaçlarından biri olan Türk İnternet Medya Birliği’ne yönelik fikirlerini beyan ederek medyanın önemine değindi. Çam; “Dönem iletişim çağı ama iletişim çağında da en büyük sorun yine iletişimsizlik. Doğru haberin temiz, kaliteli ve düşünmeye katkı sağlayacağı istifade edeceği habere de akil insanlarca ihtiyaç giderek artmaktadır. Dünyada medya kuruluşları farklı bir şekilde gelişiyor. İletişim çağı ilerledikçe herkes sosyal medya mecralarında medya mensubu gibi davranabiliyor. Ama tabi iletişimde amaç haber değil doğru haberi doğru bir şekilde verebilmektir. Eğer bugün ana arterlerin dışındaki medya mensupları olmasaydı bugün Gazze veya Filistin’de yaşanan dramı tam manasıyla anlamamız mümkün değildi. Bugüne kadar onlarca gazeteci katledildi. Ama bugünün en önemli farkı Bosna’daki katliamlarla kıyaslanacak olursa gerçekleşen katliamları anlık dünyanın gözü önünde görebiliyor. Bu muazzam bir olay. Artılarıyla eksileriyle takip ve düzenlemesi düzgün bir şekilde yapılması gereken ve aynı zamanda yumuşak güç alanıdır. Devletler bu alanlardaki etkinliklere göre politikalarını şekillendiriyor” dedi.
“PANDEMİDE EN HIZLI BÜYÜMEYİ BİZ GERÇEKLEŞTİRDİK”
Bakanlık olarak pandemi döneminde turizm faaliyetlerini en az zararla atlatan ülkenin Türkiye olduğunu bildiren Çam; “Kültürel diplomasi alanında özellikle faaliyet alanlarımız olduğu için belli noktalarda kesişmeler oluyor. Türkiye’nin en önemli tanıtım faaliyetlerini yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı’dır.2019 yılı sonu itibariyle Kültür Tanıtım Ajansı kuruldu. Ve büyük oranda yönetim kurulu özel sektör temsilcilerinden oluşuyor. Yönetim Kurulu Başkanımız fiili olarak Sayın Bakanımız. 200 ülkenin üzerinde ülkede reklam tanıtım faaliyetleri yapılıyor. Pandemide turizm faaliyetlerini en az zararla atlatan ülke olduk. Pandemide en hızlı büyümeyi biz gerçekleştirdik. Bu yıl bunu daha da arttıracağız. Tanıtım ile hizmet üretimi eş zamanlı bir şekilde geliştirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“EL TURKO’LARA KADAR UZANABİLMELİYİZ”
Dünyadaki tüm Türklerin bir araya gelerek dillerini unutmaması gerektiğini ifade eden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam; “Mümkün olabildiğince bakanlıkla da birçok noktada ortak çalışmalar yapılması önemlidir. Özellikle uluslararası düzeydeki bakanlık faaliyetlerine de bakıyorum. Ve Azerbaycan’da tarafınızca yapılacak olan Türk dünyası ile ilgili çalışma oldukça önemli bir boyutta. Ama aynı şekilde Balkanlarda kurduğunuz çatı da çok önemli bir konumda. Dünyadaki tüm Türklere hizmet etmemiz lazım. Türk dünyası dediğimiz zaman bu sadece Orta Asya’daki kardeşlerimiz değil, Meksika’daki El Turko’lara kadar uzanabilmeliyiz. Onun için çok dilli çok dinamik yeni yapılara da ihtiyacımız var” açıklamasını yaptı.
Son olarak bakanlık olarak geliştirdikleri projelerden ve 2022 yılında kurdukları Alevi Bektaşı ve Cemevi Başkanlığı’ndan da bahseden Çam; “Alevi Bektaşi ve Cemevi Başkanlığı’mız kuruldu. Türkiye’deki cem evlerinin ihtiyaçlarının karşılanması konusunda hizmet yürütüyoruz. Bugünkü çocuklara, resmi dil üreterek Türkçelerini korumamız lazım. 100-200 yıl sonra Avrupa’daki bazı aileler Anadolu’dan kopmasalar da dillerini çocuklara aktaramayacaklar. ‘Ata yurdumuz Türkiye ama biz Alman Türküyüz’ diyecekler. Bunlara yönelik yayınlar çıkarmamız lazım. Örneğin çocuklar Nasreddin Hocayı Fransızca öğrensin ama öğrensin. Gazetecilikte de tercüme imkanı sağlayan programlar sayesinde güzel tercüme ediyorlar” ifadelerini kullandı. Damla GÖÇ AKYÜZ/