Başkan Yılmaz: Toplumsal belleğe sahip olan bireyler kente aittir
Ankara Kent Konseyi’nde (AKK) gerçekleşen “Ankara’nın Geleceği: Ekoloji Perspektifinden Kent ve Kır Etkileşimi” konulu etkinlikte Ankara’nın kentsel ve kırsal alanlarının etkileşimini ele aldı. Panelde konuşan AKK Başkanı ve ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, Ankara’nın geleceğini şekillendirmek için çaba sarf ettiklerini belirterek katılımcılara teşekkür etti.
Yılmaz, konuşmasında kentlerin toplumların yaşam alanları olduğunu ve toplumsal belleğin bu alanlarda oluştuğunu vurguladı. Bu nedenle kentlerin planlı ve sürdürülebilir büyümesinin önemli olduğunu ifade etti.
Halil İbrahim Yılmaz, ”Kentler; yaşadığımız, çalıştığımız, ürettiğimiz, ticaret yaptığımız, caddelerinde dolaştığımız, kültür ve sanat etkinliklerine katıldığımız, kimi zaman çatıştığımız, bir araya gelip uzlaştığımız yaşam alanları. Toplumların yere ve zamana aidiyetlerinin ürünü olan mimari, kolektif hatırlatma ve unutma işlevlerine sahiptir. Bireylerin algıladığı ve hafızalarına yer etmiş her mekan veya kentsel öge, zihinde imgeleşerek toplumsal belleği oluşturur. Toplumsal belleğe sahip olan bireyler ise kente aittir. ” dedi.
”Kentsel yayılma; çeperindeki köy ve kırsalı, tarımsal alanları adeta yutuyor”
Nüfus artışı, kentleşme, göç gibi faktörlerin büyük kentlerde mekânsal büyümeyi zorunlu hale getirdiğine dikkat çeken Yılmaz, ancak plansız kentsel yayılmaların kırsal alanları olumsuz etkilediğine ve kırsal alanların kaybolmasına yol açtığını belirtti. Yılmaz, ”Nüfus artışı, kentleşme, göç ve buna bağlı olarak artan konut talebi özellikle de büyük kentlerde mekânsal büyümeyi zorunlu kılıyor. Ancak bir plana ve programa dayanmadan gerçekleşen kentsel yayılma; çeperindeki köy ve kırsalı, tarımsal alanları adeta yutuyor. Gerek ekonomik gerekse ekolojik açıdan ciddi önem taşıyan kırsal ve tarımsal peyzaj giderek kayboluyor. Kentimiz, köyümüz, tarlamız, bağımız, bahçemiz, kırsalımız çoğu zaman rant uğruna elimizden kayıp gidiyor. Kentler bu şekilde genişlemeye devam ettiği sürece, bugün burada uğruna konuşacağımız “kent ve kır etkileşimi” de kalmayacak.” diye konuştu.
”Çevre kırsalı yeşil kuşak olarak değerlendirmek gerekiyor”
Ankara’nın merkez ilçelerinde kırsal alanların tipik kent dokusu ile iç içe geçmiş olduğunu ifade eden Yılmaz, bu bölgelerdeki endemik bitkilerin, canlı türlerinin, göllerin ve su kaynaklarının korunması gerektiğini söyledi. Bu bölgelerin yeşil kuşak olarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti, ”Kısmi olarak Gölbaşı’nda, Polatlı, Kazan, Beypazarı, Çubuk, Evren gibi çevre ilçelerde kırsal alanlar hala varlığını koruyor. Bu bölgelerdeki endemik bitkileri, bitki örtüsünü, canlı türlerini, gölleri, su kaynaklarını koruyarak, çevre kırsalı yeşil kuşak olarak değerlendirmek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
”Ekolojik yapıyı korumalıyız”
Ayrıca, kırsal alanların kentler için önemli olduğunu belirterek, sağlıklı kent ve kır etkileşiminin ekolojik yapıyı gözeten planlarla mümkün olduğunu söyledi. Kırsal alanların tarım ve hayvancılık faaliyetleri ile kentlerin gıda ihtiyacını karşıladığını ve lojistik maliyeti azalttığını da ifade etti.
Yılmaz, ekolojik dengeyi koruyarak kırsal alanların ve kentin korunması gerektiğini vurgulayarak, bu bölgelerin kültürel ve ticari hayata canlılık kattığını belirtti. Ayrıca, kırsal alanların korunmasının iklim değişikliği ve gıda arzı sorunlarını çözmede önemli olduğunu da söyledi.
Halil İbrahim Yılmaz’ın konuyla ilgili açıklaması şöyle:
”Sağlıklı kent ve kır etkileşimi ise ekolojik yapıyı gözetecek plan ve programların hayata geçirilmesi ile mümkün. Dün program kapsamında alan gezisi gerçekleştirdiğiniz Mogan ve Eymir gibi… Kentimizin nefes alma alanları olan bu bölgelerdeki ekolojik yapıyı korumak ise oldukça önemli.
Diğer yandan kırsalın korunması; yöreye, bölgeye özgü endemik bitki çeşitliliğinin ve coğrafi işaretli ürünlerin üretiminin devamı anlamına geliyor.”